Piyasa Yorumu
Bu sabah BIST100’de yatay bir açılış bekliyoruz. Dün, Türk hisse senetleri ABD piyasalarına paralel olarak yükseliş gösterdi. Bugün, TL’nin, tahvillerin ve küresel piyasaların hareketleri takip ediliyor olacak.
Bu sabah yatay açılış ve sonrasında 1420 – 1460 arasında işlem aktivitesi bekliyoruz.
Piyasalarda Bugün
Paskalya tatilinin Avrupa piyasaları nezdinde etkisini devam ettirmesi genel olarak düşük işlem hacmi ortamını desteklese de açık olan ABD’de güçlü verilerin takip edilme eğilimi risk iştahının toparlanmasına, yeniden EUR ve JPY gibi önemli para birimlerinin devreye girmesine imkan tanıdı.
Geçtiğimiz hafta Mart ayı istihdam raporunun öncesinde takip edilen ISM-I endeksinin ardından bu kez de ISM-H endeksinde Mart ayı verileri güçlü toparlanmaya işaret etti. Hizmet endeksi 1983’ten bu yana en yüksek seviyede gerçekleşirken, alt kalemlerin de olumlu resmi desteklemesi yatırımcıların risk iştahında artışa neden oldu. Beklentilerimizin aksi yönünde Amerikan doları kısmen zayıflarken, faizler geriledi, hisse senetleri ise yükseliş eğilimini devam ettirdi.
5 Nisan günü takip edilen risk iştahı pozitif ortamı farklı açılardan okumanın daha doğru bir yaklaşım olacağı kanaatindeyiz. İşlem hacmindeki zayıflığın öne çıktığı ortamda yatırımcıların Amerikan dolarında alınan uzun yönlü pozisyonlarda realizasyona gitme isteklerini anlayışla karşılıyoruz. Bu sabah itibarıyla DXY endeksi 92.70/60 civarında şekillenirken 200 günlük hareketli ortalama seviyesinin geçtiği 92.45 bölgesinin aşağısında kapanış olup olmayacağını yakından izleyeceğiz. Ancak, en azından elimizdeki veriler ve ABD ekonomisinin ortaya koymaya aday olduğu performans, yüksek tahvil faizi, değerli Amerikan doları ve hisse senetleri pozitif eğilimin yılın ikinci çeyreğinde etkisini artırarak yola devam edebileceği fikrini bir adım öne çıkarıyor. Öte yandan düşüncelerimizde oyun değiştirici faktör ise Avrupa’nın sergileyeceği aşılama performansı ve EUR’nun CFTC pozisyonlarındaki spekülatif yatırımcıların azalan uzun yönlü pozisyonlarının yeni girişlere imkan tanımasının da izin verdiği şekilde yeniden değer kazancı ile geri dönüş yapması olur. Değerlendirmemiz, henüz o noktada olmadığımız ve fakat ikinci çeyrek işlemlerinde bu senaryonun çok da uzak bir ihtimal olarak durmadığı. Bu nedenle Avrupa kıtasındaki gidişatı yakından izleyeceğiz.
Bize göre konuşmamız gereken başlıklardan birisi de bugün Viyana’da başlayacak olan ve ABD ile İran’ın ‘dolaylı yoldan’ AB’nin de olacağı bir masada nükleer faaliyetler konusunda yeniden görüşmeleri sürdürecek olması. Söz konusu gelişme orta vadeli petrol fiyatlamaları açısından kritik önemde bulunuyor. Şayet bir önceki ABD Başkanı Trump’ın askıya aldığı anlaşma ortamına geri dönüş sağlanır ve İran’ın yeniden petrol üretimi ve piyasalara dönüşüne zemin hazırlanırsa fiyatların aşağı yönde baskılanacağı farklı bir resim bizleri karşılıyor olabilir. Nitekim dün NY seansında WTI aktif kontratında %6’yı aşan değer kayıplarının yaşanmasındaki sebeplerden birisinin bu konu olduğunu, diğerinin ise İngiltere’nin süresini uzatma kararı aldığı yurtdışı ziyaretler önlemleri olduğu kanaatindeyiz. Hatırlatalım; orta vadeli petrol fiyatları başta olmak üzere enerji grubunun aşağı yönlü baskılanması, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ithalatçı konumdaki ülkelerin dış finansman gereksinimleri açısından kritik bir girdi.
Piyasalar
İşlem hacmi ve takip edilen başlıklar açısından sakin bir başlangıç gerçekleştiren global işlemlerin bugün itibarıyla yoğun gündemin takibine geri dönüş yapmasını bekliyoruz. Viyana’da başlayacak olan ‘dolaylı’ ABD-İran görüşmelerinin yanı sıra Türkiye’de AB konusunun gündemi işgal etmesini de en az o ölçekte önemsiyoruz. AB Komisyonu ve Konseyi başkanlarının gerçekleştireceği ziyaret Avrupa ile ilişkilerin yeniden canlandırılmasından, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesine dek geniş yelpazede konuların tartışılmasına imkan tanıyacak. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan reform paketinin Hazine ve Maliye Bakanı Elvan tarafından AB büyükelçilerine detaylı şekilde anlatılmasının ardından üst düzeyde gerçekleştirilecek olan planlı ziyaretin de ikili ilişkilerin bugünü ve geleceği açısından kayda değer önemde olduğu kanaatindeyiz. Zirveden yansıyacak açıklamalar yakından izlenecek. Öte yandan 5 Nisan günü açıklanan Mart ayı enflasyon verilerinin piyasa beklentileri dahilinde gelmesine rağmen barındırdığı detaylar gelecek dönem açısından risklerin yukarı yönlü olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Ekonomideki normalleşme adımlarının ve ötelenen fiyat ayarlamalarına ait etkilerin belirdiği Mart verisinde hizmet enflasyonu eğilimi dikkat çekerken, söz konusu kalemde son 3 ayda gerçekleşen kümülatif 4 puanlık artışı önemsemek gerektiğine inanıyoruz. Keza ÜFE-TÜFE makasının da 15 puana yükselmesi gelecek dönemde maliyet kanalı üzerinden ek enflasyon baskılarının doğabileceğine dair riski de canlı tutuyor. Henüz Mart ayının ikinci yarısında gerçekleşen lira zayıflaması ise fiyatlamalarda tam olarak maalesef yer almıyor. Liradaki değer kazancını kısmen fiyatlamalardaki şok etkisinin azalmasına, kısmen de global eğilime bağlıyoruz. Denge arayışı isteği korunuyor. Türk lirası Amerikan doları karşısında günü %0.65 yükselişle tamamlarken, BIST 100 endeksi kapanışı %0.83 primlenmeyle 1442 puan seviyesinden gerçekleşti. 10y vadeli tahvilde faizin seviyesi +15bp ile %18.36 olurken, ülke risk primi ise 452bp oldu. EMEA bölgesi endekslerinde Paskalya tatili etkisi devam ederken, sadece Rusya (RTS, USD) varlıklarında işlemler geçti. Gün sonu kapanışı %-0.65 olurken, işlem hacmi son 5 günlük ortalamasının %20 aşağısında gerçekleşti. Amerika kıtası işlemlerinde ekonomiye dair açıklanan güçlü verilerin yarattığı iyimserlik alınan pozisyonlarda etkili oldu. Majör ABD endekslerinde %1’in üzerinde yükselişler takip edilirken, Nasdaq %1.67 ile dikkat çekti. S&P 500 endeksi ise ikinci günde de >4000 seviyesi üzerinde kapanış gerçekleştirdi, 4077. Her üç endekste de işlem hacimleri ise son 30 günlük ortalamalarının yaklaşık %20 aşağısında oluştu. Kıtada yer alan gelişmekte olan ülke varlıklarından Bovespa %1.97, Merval ise %1.28 düzeyinde performans sergiledi. Asya’da yeni gün fiyatlamaları karışık seyrediyor. TSİ 08.30/ NKY 225 %-1.12, CSI 300 %-0.49 ve KOSPI %0.28 ile işlem görürken, USDCNH paritesi offshoreda 6.5556 ile yuanda değer kazancına işaret ediyor.
Fiyatlamalar
Türk lirası ve cinsinden değerlenen varlıklarda son gelişmeler ışığında kısa vadede dalgalanmanın azalmasını, devam eden süreçte ise dengelenme olmasını bekliyoruz. Ancak, dengelenmenin belirginleşmesi zaman alacak. BIST 100 endeksinde haftalık kapanışın 20 Mart 2020 yükselişin önemli noktalarından birisi olarak gördüğümüz 1407 puan seviyesinin üzerinde olması ve bu durumun korunması orta vadede 1500 puan bölgesine yönelik iyimserliği destekleyebilir. Günlükte ise 1425-1370 seviyeleri destek, 1470/80 ise direnç olarak yakından izlenebilir. USDTRY paritesinde 7.99 destek, 8.25 direnç olarak takip edilebilir. EURUSD paritesi fiyatlamalarında temel belirleyici global Amerikan doları yaklaşımı olmaya devam ederken, genel risk iştahı ve bölgeye ait aşılama performansı da son dönem içerisinde öne çıkmakta. EUR negatif yaklaşım ilk çeyrek işlemleri tamamlanana dek devam edebilir. Bu durumda 1.16-1.17 bölgesi civarında paritenin konsolide olmasını bekleriz. 1.1750-1.1700 seviyeleri destek, 1.1830-1.1870 ise direnç olarak izlenebilir.
Mart enflasyonu yukarı yönde sürpriz yapmadı; gelecek 2-3 aylık dönemin verileri kritik önemde
TÜİK tarafından açıklanan verilere göre Mart ayında enflasyon piyasa beklentilerinden sapma göstermedi ve ay bazında %1.08 artış gösterdi ve yıllık kalemi %15.61’den %16.19’a taşıdı. Aynı dönem içerisinde ÜFE %4.13 yükselerek %2.30 seviyesinde oluşan beklentilerin yaklaşın 2 katı performans sergilerken, yıllık artış ise %27.09’dan %31.20’ye gelmiş oldu. Çekirdek göstergelerden C endeksi Mart ayında %1.33 artarak manşetin üzerinde kalırken, yıllık bazda ise %16.21’den
%16.88’e taşınmış oldu. Alt kalemde yer alan veriler arasında işlenmemiş gıda %1.32 artışla öne çıkarken, enerji ve gıda dışı mallardaki artış ise %1.24 oldu. Kur geçişkenliğinin yakından hissedildiği kalemlerden altın hariç dayanıklı mallar grubu ise Mart ayını %0.35 yükselişle tamamladı.
Hesaplamalarımıza göre aylık enflasyona en yüksek katkıyı 0.29 puan ile gıda ve alkolsüz içecekler grubu yaparken, lokanta ve oteller 0.15 puan ile ikinci sırada yer aldı. Düşürücü yönde hiçbir kalemin öne çıkmadığı dönemde, ulaştırma ve alkolsüz içecekler ve tütün gruplarının katkıları ise bir önceki aya kıyasla herhangi bir değişim olmaması şeklinde gerçekleşti.
Mart ayında atılan normalleşme adımlarının etkileri enflasyon üzerinde hizmet kalemindeki artışlarla hissedildi. Buna göre, aylık bazda hizmet enflasyonu artışı %1.26 olurken, son 3 ay içerisindeki toplam eğilim ise +4.17 puan düzeyinde gerçekleşti.
Ortalama Brent petrol fiyat değişiminin ay bazında %6, çeyrek nezdinde ise %33 olduğu dönemde kamunun devreye aldığı önlemler ve bütçeden sağlanan destek enerji grubu fiyatlarının enflasyonun geneli üzerinde ciddi yukarı yönlü baskı oluşturmasını engelledi.
Mart ayında yaşanan %10’luk lira zayıflamasının takip edilen enflasyon verisi üzerindeki etkisini sınırlı ölçekte değerlendiriyoruz. Daha kritik olan dönem ise ikinci çeyrekte takip edilecek eğilim olacak. Bu nedenle henüz Mart ayı enflasyon verisinden hareketle para politikası beklentisi ve/veya zirve noktanın hangi noktada görüleceğine dair net bir düşünce paylaşamıyoruz. Yıl başlangıcından bu yana paylaştığımız “son çeyrek dönemine dek sıkı para politikası duruşunun korunması” fikrimizde henüz bir değişiklik bulunmuyor.
CFTC Verileri, 30 Mart - İlk çeyrek işlemlerinin tamamlanması da uzun yönlü USD pozisyonlanması ile oldu; 2Ç?
CFTC tarafından açıklanan data setine göre spekülatörlerin 30 Mart haftası işlemlerinde (gecikmeli eğilim) Amerikan doları pozitif yaklaşımlarının devam ettiği görüldü. İlk çeyrek işlemlerinin tamamlanması ve kısa hafta işlemleri nedeniyle Amerikan dolarına yönelik eğilimin güçlü şekilde korunduğu takip edilirken, spekülatörlerin net Amerikan doları pozisyonlanmaları 2.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Takip ettiğimiz göstergelerden EUR+GBP+JPY toplam açık pozisyon rakamı 10 Mart 2020 haftasındaki 1.3 milyar dolar seviyesinden bu yana en düşük rakam olan 6.2 milyar dolara gerilerken, haftalık değişim ise -3.3 milyar dolar düzeyinde oldu. EUR pozisyonlanması -19583 kontrat ile dikkat çekerken, GBP cephesinde +3140 kontrat ile olumlu ayrışma, JPY’de ise -5956 kontrat ile çıkışın sürdüğü görüldü. Gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik iyimserlik izlenirken; emtia nezdinde petrolde +2048 kontrat ile uzun yönde, altında ise -6539 kontrat ile kısa yöne yaklaşım takip edildi. ABD tahvil faizlerinde uzun (10y) taraftan çıkış ve kısa tarafa (2y) giriş, S&P 500’de ise -22025 kontrat ile azalış söz konusu oldu.
Düşüncemiz: Gerek Mart ayının tamamlanması gerekse çeyrek sonu işlemlerinin etkisi nedeniyle Amerikan dolarına yönelik uzun yönlü pozisyonların takip edilmesi durumunda farklılık olmadı. Şubat ayından bu yana yaklaşık 2 aylık süreçte
25-30 milyar dolar aralığında Amerikan dolarına pozitif yaklaşım benimsenirken, EUR ve bilhassa JPY’den çıkışlar eğilimde etkili oldu. İkinci çeyrek işlemlerinde dengelenme olmasını beklemekle birlikte birtakım soru işaretlerimiz de devam etmiyor değil. ABD ekonomisinin pozitif yönlü ayrışmasının 2Ç içerisinde belirginleşeceği düşüncesinden hareketle mevcut pozisyonlanma bir süre daha devam edebilir. Oyun değiştirici faktör ise Avrupa kıtasındaki aşılama performansı üzerinden gerçekleşecek. Bu nedenle yakından izlemenin faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Kaynak:İnfo Yatirim
Hibya Haber Ajansı