Haftanın odak noktasında ise yarın yapılacak olan ve uzun zamandır piyasaların en önemli konu başlıklarından biri olan ABD başkanlık seçimi bulunuyor. Seçim sonrasında oluşacak tablonun piyasaların yön arayışında belirleyici unsurlardan biri olmasını bekliyoruz. Bu noktada, anketlerin işaret ettiği gibi seçimin net bir kazananının olması önemli bir belirsizliğin ortadan kalkmasını sağlayacağı için piyasalara pozitif yansıyabilir. Ancak oy oranlarının çok yakın olması ve seçim sonuçlarının itirazlarla birlikte tartışmaya açılması durumunda bunun varlık fiyatları üzerinde baskı oluşturmasını bekleriz. Kaldı ki, mali teşvik paketine ilişkin beklentiler göz önünde bulundurulduğunda Kongre’nin nasıl şekilleneceğinin de son derece önemli olduğunu söyleyebiliriz. Bu doğrultuda, seçim sonrasında bir kez daha bölünmüş bir kongre oluşmasının negatif etkileri olacağını düşünüyoruz.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul destek noktasında tutunuyor. BIST-100 endeksi korona virüs vakalarındaki artışın risk iştahını küresel ölçekte bozması ve yaklaşan ABD seçimlerinin yarattığı belirsizlikle Mart ayından bu yana devam eden yukarı yönlü kanal desteğine doğru geri çekilmiş durumda. 1090 seviyesinden geçen bu desteğin üzerinde kalınması değer kayıplarının derinleşmemesi adına önem taşıyor. TL’de artan değer kaybının da endeksi negatif etkilediğini söylemek mümkün. Endeksteki sert değer kayıplarında özellikle yurtdışı koşullar etkili olduğu için kısa vadede anlamlı bir toparlanma olması için öncelikle baskı yaratan koşulların hafiflemesi ve yurtdışı borsalarda tepki alımları görülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu da ABD başkanlık seçimi sonrasında oluşacak tablonun önemini artırıyor.
EUR/USD kritik haftaya 1,1700’nin altında başlıyor. Artan korona virüs vakalarının ekonomik aktiviteyi tehdit etmesinin yanında ECB’nin daha fazla gevşeme yönlü adım atma ihtimali EUR’nun USD karşısında güç kazanmasına çok fazla izin vermiyor. Buna bir de seçim belirsizliğinin eklenmesi ile paritenin yeni haftaya da zayıf bir görünüm ile girdiğini görüyoruz. Makroekonomik veriler ise hem Euro Bölgesi’nde hem de ABD’de henüz istenen seviyelere ulaşabilmiş değil. Her ne kadar ABD’de geride bıraktığımız haftada açıklanan GSYH rakamının %33,1 oranında artış göstermesi dikkat çekse de bunun yıllıklandırılmış bir rakam olduğu ve gerçekte büyümenin %7,4 olarak gerçekleştiğini hatırlatmak istiyoruz. Göreceli olarak bakıldığında Euro Bölgesi’ndeki verilerin daha zayıf olduğu bir gerçek ve bu da dolar lehine bir tablo ortaya koymaya devam ediyor. Haftanın devamında ise Fed toplantısının yanında ISM endeksleri ve istihdam rakamlarının ortaya koyacağı tabloyu yakından takip edeceğiz. Ancak normal şartlarda etki derecesi yüksek olan bu konu başlıklarının ABD başkanlık seçimi nedeniyle bu kez etki derecelerinin sınırlı kalabileceğini düşünüyoruz.
TL’de zayıflık devam ediyor. ABD seçim sonucunun yanı sıra TL açısından haftanın en önemli konu başlıklarından birini yarın açıklanacak olan Ekim ayı enflasyon rakamı oluşturuyor. Ortalama piyasa beklentisi Ekim ayında enflasyonun %2 civarında artış göstereceği yönünde. Geçen yılın Ekim ayında da %2 oranında artış görmüştük. Dolayısıyla beklentilere paralel bir rakam oluşması durumunda %11,75 seviyesinde bulunan 12 aylık enflasyon rakamında belirgin bir değişim gerçekleşemeyecek. TL’deki zayıflığın yansımalarını da göz önünde bulundurduğumuzda enflasyonun yılın geri kalanında ise hafif yukarı yönlü bir eğilim sergileyeceğini tahmin ediyoruz. Kaldı ki, TCMB de geçen hafta açıkladığı Enflasyon Raporu’nda daha önce %8,9 seviyesinde bulunan yıl sonu enflasyon beklentisini %12,10 seviyesine revize etmişti. Bu oran yeni ekonomi programında ise %10,50 seviyesinde bulunuyordu.
Ons altın seçim sonuçlarına odaklandı. ABD’de seçim gibi önemli bir belirsizlik unsurunun olması ons altının haftaya temkinli bir başlangıç yapmasına neden oluyor. Seçimin net bir sonuca işaret etmesi güvenli liman ihtiyacını azaltacağı için bu durum değerli metallere kısmen negatif yansıyabilir. Ancak Biden’in mavi dalga olarak adlandırılan senaryo ile göreve gelmesi durumunda bunun dolar üzerinde oluşturabileceği baskının yanında daha büyük ölçekli bir mali teşvik beklentisi yeniden canlanacağı için bu durum negatif etkileri net şekilde telafi edecek büyüklükte olacaktır. Seçimin net bir sonuca işaret etmemesinin ise artması muhtemel güvenli liman arayışı doğrultusunda altına pozitif yansıması muhtemel. Ancak bu senaryoda doların da güç kazanmasının altının yukarı yönlü hareket etme eğilimini daraltabileceğini unutmamak gerekiyor.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı