ABD' Başkanı Trump 1995 yılında ABD Senatosu tarafından alınan bir karara dayanarak dün akşam
ABD İsrail B.Elliği'nin Kudüs'e taşınacağını, Kudüs'ü de İsrail'in başkenti olarak açıklaması ile yeni işgallerin
yeni çatışmaların fitilini ateşlemiştir. Şüphesiz bu karar sadece Müslümanları değil, aynı zamanda insanlığı ve
onun ortak değerlerini hiçe sayan bir karardır.Bu gün Memur-Sen olarak eş zamanlı bir şekilde 81 vilayette
alınan bu kararı tanımadığımızı ifade etmek,bu kararı da bu kararı alan Trump'ı da tel'in etmek için alanlardayız.
İslam yönetiminde barış şehri olan Kudüs, Siyonizm'in elinde fitnenin merkezi olarak işlev görmektedir
Kudüs Asırlarca Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi Tevhit dinlerine Merkezlik yapmış
mukaddes toprakların kalbi,Semavi dinlerin ortak coğrafyasıdır. Doğu Kudüs'te yer alan Mescidi Aksa ise İsra
ve Miracın ilk durağı, Müslümanların ilk kıblesi ve tüm insanlığın ortak mirasıdır.
Kudüs ve Mescidi Aksa, Hz. Davud'un,Hz. Süleyman’ın Hz. Ömer’in, Selahattin-i Eyyubi'nin Yavuzun,
Abdulhamit hanın "Mescidi Aksa ya gidiniz ve içinde namaz kılınız. Oraya gidemez, içinde namaz kılamazsanız,
kandillerinde yakılmak üzere zeytinyağı gönderiniz."’Diyerek Kudüs ve Mescidi Aksanın tevhit dinine uygun
kimliğinin korunmasını Müslümanlardan isteyen Hz. Muhammed’in kutsal bir emanetidir.
Kudüs;Müslümanların egemen olduğu dönemlerde Yahudiler, Hıristiyanlar,Müslümanlar ve diğer inanç
sahipleri için bir huzur ve güven adası olarak tarihteki yerini almış, Ancak Kudüs ve çevresi Allah'ın gazabına
İnsanlığın lanetine uğramış Siyonist İsrail'in eline geçmesiyle birlikte Müslümanları birbirine düşüren,İslam
coğrafyasını kana bulayan fitnenin Merkezi olarak işlev gören bir merkeze dönüşmüştür.
1948 yılından beri bir Osmanlı bakiyesi olan Kudüs ve Filistin toprakları İnsanlık tarihinin en kanlı
olaylarına, en acımasız işkencelerine, en hukuksuz işgallerine sahne olmuştur. Bütün bunlar yetmemiş gibi bu
kutsal topraklarda kanlı iktidarlarını sürdürmek isteyen Siyonist zihniyet Kudüs'ü yeni bir hamleyle yeni bir
kirli oyuna sahne yapma hazırlığının içine girmiştir. Bu haksız hukuksuz işgali, ilhaka,ilhakı şiddete ve zulme
dönüştüren zihniyete itiraz eden vicdanların sesi olmak için buradayız.
Kudüs'ün başkent ilan edilmesi karşısında vicdanlar harekete geçmezse insanlığın kıyameti olur.
Kudüs’ü işgal eden İsrail’e, İsrail’in güvenliği için Irak'ı,Suriye'yi Libya'yı Mısır'ı ateşe veren, yüz
binlerce Müslüman'ın ölümünün, yaralanmasının,tarihlerinin, kültürlerinin, medeniyet değerlerinin yok olmasının
baş aktörü, FETÖ Darbe kalkışmasının mimarı, ülkemizde sürekli tetiklenen terörist hareketin destekçisi ABD
ve onların işbirlikçilerine ve bu haksız işgal karşısında sessiz kalanlara "Kudüs insanlığın ortak mirasıdır",
"özgürlük Kudüs’ün hakkıdır." demek için buradayız.
Trump'ın "Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma” ve "Amerikan Büyükelçiliğinin Kudüs'e taşıma
fikrini hayata geçirmesi ve diplomatik ve ekonomik zeminde yaptığı çılgın hamleler örtülü bir 3. Dünya savaşını
Kudüs üzerinden İslam coğrafyasına taşıma arzusunun tezahürüdür.
Tarih boyunca bütün inançlar için ortak tarih, ortak coğrafya, ortak kültür ve hepsinden önemlisi bir barış
adası olma özelliğini taşıyan Kudüs’ü savaş alanına dönüştürecek fitne hareketlerine karşı göğsümüzü siper
etmeye hazır olduğumuzu, Kudüs’ün barış kenti olma vasfının yok edilmesine asla izin vermeyeceğimizi
dünyaya haykırmak için buradayız.
14 Mayıs 1948 tarihinde BM Genel Kurulunda İsrail'in tanınması BM'nin ve destekçi ülkelerin günahı
olmuştur.. Şimdi Doğu Kudüs'ün Başkent ilan edilmesi karşısında insanlık uyanmaz, savaş ve işgal karşıtı
vicdanlar harekete geçmez, ABD-İsrail ortak yapımı bu kirli projenin önünü almaz ise sadece BM'lerin değil,
Müslümanların ve tüm insanlığın kıyameti olacaktır. Bu yüzden dünyanın bütün iyi insanlarını Sivil Toplum
Kuruluşlarını barış yanlısı ülkeleri barış adası olan Kudüs’ü koruma noktasında eyleme çağırmak için buradayız.
Kudüs İslamsız, Müslüman Kudüssüz olamaz .
Buradan Trump'a sesleniyorum. Varlığınızı İsrail'in varlığına armağan ettiğinizi biliyoruz. Bu yüzden
resmen Washington'u korsan devlet İsrail'e Başkent olarak ilan etmenizde bizim için bir beis yoktur. Ancak
Kudüs’ü Siyonist İsrail'e başkent yapma gayretinizi Allah'ın izniyle boşa çıkaracağız. Çünkü;Kudüs İslam
ümmetinin kalbidir. Kudüs varoluşumuzun ve medeniyet kodlarımızın mihengidir.Onun için Kudüs
İslam'dır,İslam kalacaktır.Kudüs İslamsız, Müslüman Kudüssüz asla olamaz. Kudüs özgür olmadığı müddetçe
Müslümanlar kendilerini asla özgür sayamaz. Ya Kudüs bizi, ya biz Kudüs'ü alacağız.
Son yıllarda İsrail önce işgal, sonra da ilhak ettiği Filistin toprakları üzerinde yayılmacı ve işgalci
politikalarını Siyonizmin öncü kuvveti ABD'nin fiili desteğine dayanarak, Resmi binalarını, Mahkemelerini,
C.başkanlığını Mescidi Aksa'nın bulunduğu doğu kudüs'e taşımıştır. Burada bulunan Müslüman ailelere ait evleri
tahliye ettirmiş, tahliye edilen mekanlara Siyonist Yahudileri yerleştirmiştir. Çevre düzenlemesi ve kazı
çalışmaları adı altında, Müslümanlara ait tarihi mekanları yok etme gayreti içine girmiştir. İki devletli çözüme
göre İsrail'in başkenti Tel aviv olmasına rağmen Şimdi de ABD Başkanı TRUMP'un kararıyla İsrail yönetimi
doğu Kudüs'ü de gasp ederek,bir oldu bitti ile uluslararası toplumun tepkilerine rağmen "birleşik Kudüsü
başkent ilan etme çılgınlığı içine girmiştir.Yüz yılı aşkın süredir Filistinlilere karşı şiddet uygulayan ve yayılmacı
politikadan vaz geçmeyen Siyonist çetenin ideallerine destek çıkmak için zaten İsrail'in resmi
kurumları,mahkemeleri, C.Başkanlığı makamı buradaydı diyerek olayı meşrulaştırmaya çalışmak,hatta bu
kararın dünyanın barışına katkı sağlayacağını ifade etmek sadece akıl tutulmasıyla açıklanabilecek bir durumdur.
Bu gün Kudüs; çökmekte olan Köhne dünya düzeninin merkezinde bulunan ABD oligarşisinin yaşadığı
iktidar çatışmasını gizleme aparatı olarak kullanılmaktadır. Bu kirli karara sadece Müslümanlar ve Hıristiyanlar
değil, Siyonist olmayan Yahudilerde karşı çıkmalıdır. Çünkü Kudüs, samimi Yahudiler’in de sığınağı ve
inançlarını yaşama alanıdır.
Değerli basın mensupları şimdi çağrımız İslam Milletine ve Muhammed ümmetinedir.
Nasıl ki, Hz. Ömer’in fethiyle, Selahaddin Eyyubi’den bu yana medeniyetimizin önemli merkezlerinden
biri olan Kudüs’ü Haçlılara karşı yüz yıllar boyu savunduysak; Nasıl ki, Yavuz Sultan Selim Han’ın hilafetiyle
birlikte Kudüs’ü bütün inançların barış adalarından biri yaptıysak; Nasıl ki, Abdülhamid Han’ın mücadelesiyle
Siyonizmi Filistin ve Kudüs’ten uzak tuttuysak; Şimdi de aynı şuurla mücadelemizi sürdürüp, haçlı artığı
düşüncelleri kendilerine payanda olarak kullanan emperyalizme ve Siyonizm'e karşı çıkmak suretiyle
inancımızın ve tarihimizin bize verdiği güçle Kudüs'ü esaretten kurtarıp,yeniden barışın merkezi yapabiliriz.
Savaşın, Şiddetin,kan ve ihtirasın sarmalında adeta boğulan, krizlerle boğuşan insanlık, doğru ve adil bir
söz bekliyor. Anadolu bu sözü söylemeye hazırdır. Ümmetin gönlü bu hakikate açıktır. Bizimde bu konudaki
inancımız ve kararlığımız tamdır. Şimdi bu inancı ve kararlılığı fiiliyata dökme vaktidir. Şimdi Kudüs'ü
özgürleştirme, şimdi Kudüs'ün Siyonizm'in Başkent oluşunu engelleme vaktidir.
Biz bu olu bittiye dur demez isek,arkasından arzı mevud gelecektir.
Biz bu olu bittiye dur demez isek, Kudüs'ün işgaline ve ilhakına Kudüs'te ve Külliye üzerinde hiçbir
hakkı olmayan işgalci devletin Mescidi Aksanın tarihi dokusuna ve kutsal mekanlarına zarar vermesine, kim
dur diyecektir.? Biz Kudüs'ün Başkent oluşunu engelleyemez isek, Filistinin, Gazzenin işgaline
kim mani olabilecektir. Biz tarihi görevimizi,üzerimize düşen sorumluğun gereğini yerine getirmez isek;
uyarıyorum insanlığı bunun ardı arzı mevud denilen Nil ile Fırat arasında kalan toprakların ilhakını içine alan
sapık inancın gerçekleştirilmesinin adımı olacaktır.
Kudüs'ün esaretten kurtarılması, en az Mekke'nin fethi kadar önemlidir.
Şimdi Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanlarca kurtarılmayı ve kucaklanmayı beklemektedir. Haremi
Şerifin onurunu koruma görevi sadece Filistinli Müslümanların omuzlarına yüklenemeyecek kadar ağırdır.
Çünkü bu sorun sadece Filistinlileri ilgilendiren bölgesel bir sorun da değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa bütün
Müslümanların ortak davası, Ortak sorunu,ortak onurudur. Onu sahipsiz bırakmak Siyonistlerin, eli kanlı
katillerin insafına terk etmek kelimenin en hafifiyle emanete ihanettir.
Şunu iyi bilelim ki Asrı saadette Mekke'nin fethi peygamber ve Ashabı için ne kadar önemli ise; bu gün
de Kudüs'ü ve Mescidi-i Aksa'yı esaretten kurtarmak, Kudüs'ün İsrail'e başkent olmasını engellemekte hem
Müslümanlar hem de insanlık için o kadar önemlidir. Çünkü Bu görevin ifası Müslümanların tek ümmet
olduğunun ispatı ve Siyonist ve emperyalist güçlerin oyununu bozmanın işareti olacaktır.
Ümmetin zilletini izzete, acziyetini kuvvete, düşmanlıklarını kardeşliğe dönüştürecek yeni bir fırsat
doğmuştur.
Bu menfur olay İslam coğrafyasının içinde bulunduğu zilleti izzete, acziyeti kuvvete, savaşlarını barışa,
düşmanlıklarını kardeşliğe dönüştürmek için bir fırsattır. Bu haksız karar karşısında mücadele veren başta
C.Başkanının,TBMM'nin ve Hükümetin çabalarını takdirle karşılıyoruz. İsrail' ile siyasi diplomatik ve ekonomik
ilişkilerin kesilmesi, ABD Askerlerinin İncirlik ve diğer üstlerden gönderilmesi dahil olmak üzere alacağı
kararların arkasında olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Sözlerimi sonlandırırken 69 Yıldan beri Kudüs davasını omuzlayan Mescidi Aksa'yı koruma adına
canlarını feda etmekten çekinmeyen Filistinli kardeşlerimize yanlarında olduğumuzu ifade ediyorum. Bu basın
açıklamasının Müslümanların düşmanlıklarını kardeşliğe,savaşlarını barışa, zilletlerinin izzete, zayıflıklarını
kuvvete dönüştürmesine vesile olmasını diliyorum. C. Allah'tan Müslümanlara hidayet,dirayet ve basiret
vermesini temenni ediyorum.
Kudüs Şairinin M.Akif İnan'ın Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde,Götür Müslüman'a selam
diyordu,Dayanamıyorum bu ayrılığa Kucaklasın beni İslâm diyordu.ifadesinde yerini bulan inanç ve kararlılıkla
Mescid-i Aksa’nın selamını alıyor, Kudüs ve Aksa’nın İslamla kucaklaşması için hep birlikte haykırıyoruz.
Yaşasın Özgür Kudüs. Kahrolsun Siyonizm. Ortadoğudan defolsun ABD. Yaşasın başkenti Kudüs olan bağımsız
Filistin devleti. Yaşasın işgalden kurtulmuş Kudüs şehri. Selam ve dua ile...