Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Yönetimin yargı yoluyla denetlenmesi görevini üstlenen dönüşte devletle vatandaş arasındaki ihtilafların hukuk marifeti ile çözümünü sağlıyor. Hukuk devleti ilkesi demokrasinin olmazsa olmaz şartıdır.
İfade ettiği bu kritik vazife hukuk devleti ilkesinin gerçek manada ve tüm unsurlarıyla hayata geçmesi manasına geliyor.
Verdiği kararlarla alt derece mahkemeleri ne yol gösteren danıştay her kademede hukukun anayasaya ve yasalara uygun şekilde işlemesini temin ediyor.
Milletimizin 16 Nisan 2017'deki halk oylamasıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi onayladığı anayasa değişikliğinde yargının bağımsızlığı ilkesi tarafsızlığı ile tahkim edilmişti.
Böylece millet adına karar vererek hakemlik görevini üstlenen yargı; güçler ayrılığında hak ettiği yeri tam mânâsıyla almış oldu.
Elbette bu noktaya bir anda ve durduk yere gelinmemiştir cumhuriyet tarihi maalesef yargının darbeciler ve vesayet güçleri ile ile taraf olduğu yassıada yargılamalarından 28 Şubat brifingleri ne kadar pek çok kötü örneklerle doludur.
Millet adına karar veren yargı kurumunun akademisi ile bu onurlu sorumluluğu özellikle kendine yakışır kolunda olmasını sağlamak için gayret gösterdik.
Siyaset tabiatı icabı etki alanını genişletmek ister bunun için sürekli siyasetin etki alanını genişletme çabalarına yargı alanı da dahildir. En başlarda gelir sanmayın ki bu sorun Türkiye'ye mahsustur Amerika sından avrupasına her yerde aynı çekişme yaşanmıştır halen de yaşanmaktadır.
Ülkemizin vatandaşlarımızın çeşitli meselelerini takip ederken hukuk adına dünyanın nerelerinde yüz kızartıcı ve utanç verici durumlarla karşılaştığımızı bizler biliyor ve takip ediyoruz.
Bu ülkede hiçbir savcının hiçbir hakimin hiçbir yargı mensubunun hukuk ile bağdaşmayan herhangi bir yaklaşımla karşıma gelmesini taleplerimi hukuk dışında bir süzgeçte değerlendirmesini doğrusu istemem.
Aynı zamanda yargı mensuplarının bu hukukçu duruşunu bilaistisna herkesin karşısında ve her şartta sergilemesini de beklerim.
Darbelere kılıf uyduran vesayete koltuk değnekli yapan gizli açık örgütlerin arka bahçesi haline dönüşen menfaat hesaplarının aleti olan bir yargı millet adına karar veremez.
Tarihte ihanet çetesinin yargı içindeki dehşet verici yapılanmasına hep birlikte şahit olduk.
FETÖ belasının ülkenin başına bu derece Musallat olmasında yargıya çöreklenen yapının örgütün emniyet ve ordu içindeki mensupları ile birlikte çok önemli misyon üstlendiğini biliyoruz.
Savcılar ve hakimler kendi işlerinden başlayarak Türkiye'nin FETÖ tehdidinden hukuk yoluyla kurtulmasına da öncülük ettiler bu tarihi mücadelede görev alan tüm yargı mensuplarına bir kez daha şahsım milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
Halen süren davalarda da bu hassasiyetlerin en üst seviyede gözetildiği ne inanıyorum. Anayasada tercih edilmesini sağladığımız yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi ile inşallah artık böyle tehditlerle karşılaşmaya canımızı yargı mensupları olarak sizleri hukuk devleti ilkesi çerçevesinde verdiğiniz ve vereceğiniz her mücadeleniz de yanınızda yeralacağından şüpheniz olmasın.
Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesi ile inşallah Artık böyle tehditlerle karşılaşmayacamıza inanıyorum.
Yargı mensupları olarak sizleri hukuk devleti ilkesi çerçevesinde verdiğiniz ve vereceğiniz her mücadeleniz de yanınızda yeralacağından süpheniz olmasın.
Geçmişte hukuku aykırı pek çok tarihi de tacize cezaya muhatap olmuş bir siyasetçi olarak ülke yönetimine geldiğim günden beri Türkiye'nin hukuk devleti niteliğini güçlendirmenin mücadelesini veriyorum.
Yaptığımız reformlarla anayasadan yasaları idari uygulamalardan uluslararası sözleşmelere kadar geniş bir alanda hukuk devletini tahkim ettik.
Aslında ülkemizi yeni tamamen demokratik yaklaşımla ve yalın dille yazılmış yeni bir anayasaya kavuşturmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde defalarca teşebbüste bulundu. Bunun için mecliste tüm partilerin eşit üye katılımıyla bir komisyon kurulmasına öncülük ettik.
Maalesef bu teşebbüsün üz muhalefet partilerinin süreci tıkayan uzlaşmaz tavrı sebebiyle akamete uğradı. Yeni bir anayasa için tekrar harekete geçtik ben de hazırlıklarımızı yürütürken muhalefet cenağından da ortaya en azından bir metin teklifi koymasını bekledik.
Aradan geçen bunca zamana rağmen önümüze üzerinde konuşabileceğimiz herhangi bir metin gelmedi.
Biz de kendi hazırlığımızı beklemeye almak mecburiyetinde kaldık ancak milletimizi 12 Eylül vesayetçi lerinin üflediği mevcut anayasadan kurtarma irademiz bakidir.
İmkan bulduğumuzda ülkemizde sivil özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasaya mutlaka kavuşturacağız. Bu süreçte anayasada pek çok değişiklikler yapıldı. Anayasamızın toplumda özellikle genellikle uluslararası topluma uyum için 134 hükmü geçtiğimiz 20 yıl boyunca değişti.
Bunların bir kısmı uluslararası sözleşmelere uyum amaçlı iken bir kısmı da cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve daha sonrasında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş gibi oldukça kapsamlı değişikliklerdi.
Sadece anayasayla sınırlı kalmadık ülkemizdeki temel kanunları neredeyse tamamını çağın gereklerine uygun hale getirecek demokrasi ve özgürlük alanlarını genişletecek şekilde yenilemiş olduk.
Kişisel verileri koruma Kurumu ile insan hakları eşitlik kurumu ile kamu denetçiliği ile vatandaşlarımızın devlet karşısında haklarını daha güçlü şekilde sauna bilmelerini sağlayacak mekanizmalar da olmuştur. Kamu görevlilerine verilen cezaların tamamını yargı yolunu açtık.
Kadınlar çocuklar yaşlılar engelliler şehit yakınları gaziler gibi bütün bu kesimlere yönelik pozitif ayrımcılık yapılmasını kural haline getirdik.
Temel hak ve özgürlüklerin korunmasında önemli bir imkan olan anayasa mahkemesine bireysel başvuru sistemini kurduk.
Anayasanın ve kanunların değişmesi olumsuz karşılanması gereken bir durumdur. Hayatın akışı içinde ihtiyaç duyulan her konuda her vakit bu tür değişikliklerin yapılması akışı içinde ihtiyaç duyulan her konuda bu tür değişikliklerin yapılması gayet tabiidir.
İhtiyaç duyulan her konuda bu tür değişikliklerin yapılması gayet tabiidir. Önemli olan bu sürecin milli iradenin üstünlüğü esasına göre demokrasinin kuralları çerçevesinde usulünce ve toplum tarafından benimsenerek yönetilmesidir.
Biz geçtiğimiz yıl açıkladığımız yeni anayasa sırlarımızı mecliste gereken çoğunluğu sağlasa bile halkoyuna sunacağımıza ifade etmiştik yeni kanunlar çıkartılması ve mevcut kanunların değiştirilmesi Meclis'in yasama görevidir ve ihtiyaçlarıyla kanunların ve diğer mevzuatın güncellenmesine katkıda bulunmaktadır.
Kanunların doğruluğu kadar kanun uygulayıcıların niteliği de adaletin tecelli için de hayati öneme sahiptir.
Bu anlayışla yargı teşkilatımızın insan gücü kalitesine ve donanımını artırmak için hakim ve savcı yardımcılığı sistemini bildiğiniz gibi getiriyoruz.
Yargının tüm kademelerinde toplamda 3 yıl süreyle yardımcı sıfatıyla görev yapacak hakim ve savcıları mız Böylece sisteme bütünüyle hakim olacaktır.
Bir anlamda ahilik geleceğimizin temelini oluşturan usta-çırak sistemini yargıya da taşıyoruz. Bu yeni sistemi çok yakında filen başlatıyoruz.
İnşallah önümüzdeki dönemde devletin başı ve yürütmenin temsilcisi olan cumhurbaşkanı ile milli iradenin temsilcisi meclisimizde ve millet adına karar veren yargımız da ülkemizi her alanda daha ileriye götürmeyi sürdüreceğiz.
Danıştayımızında, bu çerçevede üstlendiği hayati fonksiyonla Türkiye'nin demokratikleşmesine büyümesine gelişme katkıda bulunmaya devam edeceğine inanıyorum."
Hibya Haber Ajansı