AK Parti'nin, iktidara geldiği günden beri yaptığı hizmetlere değinen Akbaşoğlu, Türkiye'nin, aşı çalışmalarında dünyada ilk 9 ülke arasına girdiğini, Togg ve Milli Muharip Uçağı'yla ilgili çalışmaların da yine iktidarları döneminde devam ettiğini anlattı. Stokçuluğa karşı caydırıcılığın artırılmasını da içeren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un görüşüldüğü TBMM Genel Kurulundaki tartışmaları anımsatan Akbaşoğlu, fahiş fiyatların, gerçek piyasa dengesine gelmesi ve alım gücünün artması için mücadelelerinin süreceğini kaydetti.
Görüşmelerde CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ile arasında geçen tartışmaları anımsatan Akbaşoğlu, Özkoç'un, FETÖ'nün montaj olduğu mahkeme kararıyla ispat edilen iftiralarını tekrar ederek FETÖ'ye karşı verilen mücadelelerin üstünü örtmeye çalıştığını dile getirdi.
Akbaşoğlu, Özkoç'a gereken cevapları verdiğini belirterek "FETÖ'nün kumpas ve montaja dayalı iftiraları mahkeme kararı ve bilirkişi raporlarıyla ortaya konulmasına rağmen CHP yöneticileri, FETÖ ile kol kola beraber hareket ettiklerini ve onların tetikçiliğini yaptıklarını Genel Kurul görüşmelerinde ortaya koydular. CHP'nin tetikçilikten vazgeçmesi gerekir." diye konuştu.
Elindeki fotoğrafı gösteren Akbaşoğlu, CHP'li yöneticilerin, 17-25 Aralık sürecinde FETÖ'cülerle birlikte fotoğraf çektirdiklerini belirtti. Akbaşoğlu, şöyle konuştu:
"Özkoç, bu fotoğrafın 2013 yılına ait olduğunu, 2014 yılına ait olmadığını söyleyerek 'AK Parti'li vekillerle birlikte katılmıştık' diyerek apaçık yalan beyanda bulundu. 17 Aralık 2013'ten önce yapılan toplantılarla ilgili Sayın Engin Özkoç'a biz, Genel Kurulda herhangi bir ifadede bulunmadık. 17 Aralık 2013'ten sonra, FETÖ'nün FETÖ olduğunun ortaya çıkmasından sonra, kol kola beraber oldukları ve boy boy fotoğraf verdiklerini ifade ettik. Sayın Özkoç ise bunun ispatlanmasını talep etti. Biz de bu fotoğrafları göstererek ispatladık. Sayın Özkoç'un, 8-9 Nisan 2014'te FETÖ örgütü liderleriyle boy boy verdiği fotoğraflar bunlar. Sayın Özkoç'un Genel Başkanı da Kızılay çadırına girmişti ama 'Hiçbir Kızılay çadırı görmedim' demişti. Maalesef CHP hiyerarşik bir yalan anlayışı içinde hareket ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, 'Yalancıdan devlet adamı olmaz.' demişti. Çok haklı Sayın Kılıçdaroğlu, yani Sayın Kılıçdaroğlu ve referans vereceği kimseden devlet adamı ve cumhurbaşkanı asla olmaz."
Her türlü eleştiriye açık; hakaret ve iftiraya kapalı olduklarını vurgulayan Akbaşoğlu, AK Parti'nin "aydınlığa açık, karanlığa kapalı olmak" ilkesini benimsediğini ifade etti. Akbaşoğlu, "Birçok hakaret yapan, profesyonelce yalan söyleyen ve verdiği fotoğrafın üstündeki tarihte nisan 2014 yazan kareye rağmen gözümüzün içine bakarak hakaret etme çaresizliği ve zavallılığında bulunanlardan, aldatan ve kandıran anlayıştan devletimize, milletimize, vatanımıza en ufak bir fayda gelir mi? Sayın Kılıçdaroğlu, 'Katarlı öğrenciler sınavsız üniversiteye alınacak.' demişti. Bunun yalan olduğu, haberi yapanlar tarafından ilan edildi. Sayın Kılıçdaroğlu özür diledi mi? Hayır. Şimdi Sayın Özkoç'un 'Kamuoyuna yalan söyledim, özür dilerim.' demesi gerekmez mi? Ama özür dilemeyeceklerdir. Pişkin pişkin, yüzü kızarmadan kameralara bakarak apaçık yalan söylemeye devam edeceklerdir. Yalan ve yalancıdan, milleti aldatanlardan hiç kimseye yarar gelmez." ifadelerini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Akbaşoğlu, Kılıçdaroğlu'nun Danıştayın Milli Eğitim Bakanlığındaki mülakatlarla ilgili kararının olduğunu belirterek Bakanlığa baskın yaptığını belirtti. Danıştayın, eski ve yeni Milli Eğitim Bakanlarının, Kılıçdaroğlu'nun iddialarının gerçekleri yansıtmadığına ilişkin açıklamalarına işaret eden Akbaşoğlu, şöyle konuştu:
"Sayın Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim Bakanlığına baskına gerekçe kıldığı bu uydurmadan dolayı özür dileyecek mi? Asla. Utanma duyguları ortadan kalktığı için yalan söylemeye devam edeceklerdir. Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi, yapılan anketlerde her şeye rağmen yüzde 20'nin altına doğru bir iniş içerisinde olduklarını gördükleri için hırçınlaşıyor. Bunun için dengelerini yitiriyor, ağzına geleni söyleyerek, sağa sola saldırarak, milletimizi galeyana getirerek bir kaos ortamında kendilerine yol açmaya çalışıyor. İşin özü ve esası bu gerçekliğe dayanıyor. Ama milletimiz bütün olup bitenleri değerlendiriyor ve sağduyusuyla haktan yana tavır koyuyor. Bunun örneğini 2023 seçimlerinde bir kez daha göreceğiz. Onların bu tür yalanları, iftiraları, baskıları, faşizan ve jakoben tavırları, millete hakaretleri, tavırları bizleri yolumuzdan ayırabilir mi? Bu konuda biz inandık, başardık ve tekrar başaracağız."
Akbaşoğlu, bir gazetecinin, Türk Tabipleri Birliğinin TURKOVAC aşısına yönelik açıklamalarını sorması üzerine, bazı çevrelerin milli ve yerli unsurlara farklı yaklaşımlar sergilediğini ancak milletin bunlara kulak asmadığını kaydetti.
TURKOVAC aşısının gerekli aşamalardan sonra Dünya Sağlık Örgütünün onayından geçtiğini vurgulayan Akbaşoğlu, vatandaşın güvenini ortadan kaldırmaya yönelik ideolojik yaklaşanlara pirim verilmemesini istedi.
Akbaşoğlu, TÜSİAD'ın ekonomiye ilişkin açıklamalarına yönelik bir soruya ise şöyle karşılık verdi:
"TÜSİAD kendi iştigal alanlarıyla ilgili siyasi gözle değil de ekonomik gözle bakmalı. TÜSİAD, bu ülkenin sivil toplum kuruluşu ve iş adamları olarak devletimizin ve hükümetimizin ortaya koyduğu politikalar derecesinde elinden geleni olumlu bir şekilde piyasaya sunmalıdır. Üretimi, istihdamı ve ihracatı arttırmaya yönelik yaklaşımlara katılmak için çaba harcamalıdır. TÜSİAD'ın o bildiğimiz vesayet odağı olarak rol üstlenebileceği devirler çoktan geçmiştir. Ne içeriden ne dışarıdan herhangi bir vesayet odağının yaklaşımı, milletimizi bağlamayacaktır. İyi niyetli olmak gerekir, art niyetli yaklaşımlar hiçbir zaman netice alamaz. 225 milyar doları aşan ihracatımızla yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazlaya dayalı büyüme modelimiz makro ekonomik dengeler çerçevesinde kendi akışında devam ediyor."