TÜDEF . “ Geçim sıkıntısına birde maske yükü eklendi, 20 kuruşa mal edilen maske her yerde üst sınırdan beş misli fiyata yani 1 TL’ye satılacak. 4 kişilik bir ailenin maske gideri 300 lirayı buluyor ”
TÜDEF : “ Açlık ve yoksulluk sınırı hesaplamalarına korona maskesi de dahil edilsin “
Kısa adı TÜDEF olan Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Vekili, Gıda ve Sağlık Komisyonu Başkanı Sinan Vargı, “ Korona virüs salgını nedeniyle işsiz kalan, artan fiyatlar altında ezilen insanımızın sırtına bir de paralı maske yükü eklendi. 4 kişilik bir ailenin günlük maske ihtiyacı en az 4 maskeden ayda 120 maske ediyor. Okullar açıldığında ve ailenin tüm fertleri çalıştığında ise bu ihtiyaç günde 10 maskeye kadar çıkacak, bu da dört kişilik bir ailenin maske giderinin 300 liraya çıkmasına yol açacak”
TÜDEF Genel Başkan Vekili Sinan Vargı “ Maskenin en fazla 1 Liraya satılsın şeklinde verilen kararı halkımızın sırtına bir yük olarak görüyoruz. Maske üreten firmaların maliyetleri en fazla 25 kuruşu geçmiyor. Gönüllü olarak üretim yapan sivil toplum kuruluşları ve hastanelerde de 15-20 kuruş arasında bir maliyetten söz ediliyor. Basında yer alan haberlere göre, Sivas Halk Eğitim Merkezi, piyasada karaborsa yaklaşık 5 liraya satılan maskeleri 18 kuruşa mal ederek sağlık ocakları ve hastanelere bağışlıyor. Manisa Şehir Hastanesi ise gönüllülerden oluşturduğu bir ekip ile 15-20 kuruş arasında maliyet çıkartıyor. Bir liralık bu fiyat zaten işsizlikten, hayat pahalılığından sıkıntı içinde olan halkımızın sırtına bir yük olarak eklendi. Mayıs ayı başında Açlık sınırı olarak tabir edilen dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı 2 bin 374 TL idi şimdi buna 300 lira maske parasının da eklenmesi gerekecek”
Toptan maske en fazla 50 kuruş olmalı, ücretsiz maske dağıtımına devam edilmeli.
TÜDEF Genel Başkan Vekili Sinan Vargı, “ Halka yine sağlık ocakları ve eczanelerden ücretsiz maske dağıtımına devam edilmeli. Para ile toptan paket satışlarda ise maliyeti 25 kuruş olan maske en fazla 50 kuruşa satılmalı. Elli maske alan bir tüketicimiz 50 lira yerine 25 lira ödemelidir”
Tek kullanımlık maskeyi eve gelince yıkayıp yeniden kullanan ailelerin olduğunu belirten Vargı, bir liralık fiyatlandırmanın korona virüsü yayacağını da belirtti.
Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası Başkanı Necdet Buzbaş, bazı firmaların yüksek kâr elde etmek için halkın sağlığını hiçe saydığını söyleyerek, "Özellikle merdiven altı üretim yapan firmalar sağlığımızla oynuyor" dedi.
Buzbağ, hilelere de şu örnekleri verdi: "Şekere tekstil boyası, yumuşak şekere domuz jelatini ve tekstil boyası, çikolataya hayvan yemi olarak kullanılan soya tozu, margarin, keçi boynuzu tozu, leblebi tozu, kavrulmuş bakliyat tozu, fındık zarı katıyorlar.
Kansere kadar birçok hastalığa neden olan hileli şekerlemeler, helal gıda kodeksine de uygun değil." Küp şekere kalıp haline getirmek için mumsu maddeler katanlar da olduğunu kaydeden Buzbağ, "Bu maddeler müsaade edilen sınırlar aşıldığında sağlık açısından tehlikeli" şeklinde konuştu.
Çikolatada göz önünde bulundurulması gereken noktalar şöyle:
Parlak olmalı. Mat renkliyse almayın.
Kokladığınızda kimyasal veya keskin şeker kokusu gelmemeli. Yüzeyinde küçük beyaz noktacıkların olması bayatladığını gösterir.
Yendiğinde damağı ve genizi yakmamalı.
Ağızda hızlı erimeli. Hızlı erimiyorsa, mumsu, madensi bir tat bırakıyorsa, bu çikolatada sağlıksız ürünler kullanılmış demektir.
Kuru, çikolatada ise yer yer kakaodan değil soya tozu, keçiboynuzu tozu, leblebi tozu, kavrulmuş bakliyat tozu, fındık zarından faydalanıldığından; şeker oranı ile oynandığından; bayatlamış ürünlerin kullanıldığından şikâyet etti. Sedat Kuru, “Hakiki bir çikolata kakao yağı, kakao kitlesi ve şekerden teşekkül eder. Kakao oranı arttıkça çikolata sertleşir ve acı bir tat alır. Kakao yağı yerine bitkisel veya hayvansal kökenli yağlar kullanılarak üretilen ürünlere ise kokolin adı verilir. Bu aralar dökme çikolata olarak satılan ürünlerin bir kısmının kokolin olduğunu görüyoruz.” ifadelerini kullandı.
FISTIK FİYATLARININ ARTMASI MERDİCEN ALTINDA ÜRETİLEN TATLILARA YÖNELTİYOR”
Öte yandan fıstık fiyatının ikiye katlanması, baklavanın kilogramının 60 lirayı bulması dar gelirlileri merdiven altında üretilen tatlılara yöneltiyor. Bu durumdan kaygılı olan Seyidoğlu Genel Müdürü Mehmet Göksu, şunları kaydetti:
“Tatlı sektörü bayramdan evvel ciddi sıkıntı ile karşı karşıya. Biz, ürünün kalifiye olmasını önemli görüyor, fıstık maliyetlerini tatlılara minimum seviyede yansıtmaya gayret ediyoruz. Ama her bayramda olduğu gibi çarşıda 25-30 liraya bir tepsi baklava satan yerler türemeye başladı. Fıstık fiyatları bu haldeyken bu fiyata baklava satmak imkânsız. Halk uygun fiyata tatlı veya çikolata alacağım diye sıhhatinden olmasın. “
Kaynak:TÜDEF
Hibya Haber Ajansı