Toplumun temel yapısı olan ailenin korunması için örnek projeleri hayata geçiren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Üsküdar Üniversitesi ile işbirliğine giderek yeni bir çalışmaya imza atıyor. Toplumun temeli olan bireylerin sağlıklı aileler kurabilmesi için gerekli psikolojik olgunluğu sağlayarak aileyi güçlendirmek amacıyla bilimsel çalışmalara dayalı, önleyici, koruyucu ve rehabilite edici faaliyetleri kapsayan bilinçli birey, sağlıklı aile ve güçlü toplum rolünü oluşturmayı hedefleyen “Aileler Üniversite’de” Projesi’nin Gaziantep’te uygulanması için işbirliği protokolü imzalandı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep Valisi Davut Gül, Gaziantep Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mustafa Yıldırım, Gaziantep İl Müftüsü Dr. Hüseyin Hazırlar ve Üsküdar Üniversitesi Kurucusu ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın katılımıyla telekonferans üzerinden imzalanan iş birliği protokolüyle koruyucu, önleyici ve rehabilite edici eğitim ve faaliyetler Gaziantep’te yapılacak.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Gaziantep Valiliği, Üsküdar Üniversitesi ve NP İstanbul Beyin Hastanesi paydaşlığında yürütülecek proje kapsamında 13 ile 18 yaş aralığındaki gençleri, evliliğe henüz adım atmamış kişiler ya da çiftler, ilişkilerinde memnuniyetsizlik yaşayan evli ya da evli olmayan yetişkinler ile ilişkilerinde çatışmalar ve sorunlar yaşayan çiftler olmak üzere 4 temel grubu hedef alan eğitimler verilecek. Geri dönüşler bilimsel raporlanacak.
ŞAHİN: AİLEYE NE KADAR ÇOK DOKUNUR VE SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE KORURSAK TOPLUMUN GELECEĞİNİ KORUMUŞ OLACAĞIZ
Konu hakkında açıklama yapan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, ne anaerkil ne de ataerkil toplumun aileerkil bir yapısı olduğunu söyleyerek, “Bizi biz yapan değerlere baktığımız yerde ilk akla gelen aile ve aile değerleridir. Her üniversitenin bir uzmanlık alanı var. Üsküdar Üniversitesi, Nevzat Tarhan başkanlığında, bu alanda ciddi bir uzman kadroya sahip. Birçok araştırma ve rehberlik yaptık beraber. Belediye Başkanlığı’na gelir gelmez Gaziantep Aile Destek Merkezi’ni kurduk. Boşanmak için mahkemelere başvuran aileleri bu merkeze yönlendirmek için çalışma yürüttük. Arabuluculuk daha ortaya çıkmadan yerel sistemimizi yaptık. Kısa sürede 20 bin aileye eğitim, 10 bin aileye danışmanlık hizmeti verdik. Baktık ki yüzde 85 aileler boşanmaktan vazgeçti. Küçük bir danışmanlık bu önemli ve stratejik aile kurumunu çok hızlı bir şekilde kurtarabiliyor. Ne kadar önemli olduğunu görüp kendi içerimizde arkadaşlarımızla hukuki, ekonomik ve psikolojik destek boyutunda çok genç bir kadro ile başlayarak ciddi çalışmalar yaptık. Bu iş olağanüstü uzmanlık istiyor. Bizde göç çok fazla. Geleneksel aile yapısından modern aile yapısına geçişte ve özellikle kentleşme ile dijitalleşme kaynaklı toplumda ciddi bir değişim var. Bu değişimi yönetmemiz için illaki bu kırmızı hattı geçmesine, bu çatışma hattı diye adlandırdığımız boşanma sürecine gelmesini beklemeden toparlanmayı öncesinde yapmamız çok yüksek. Benim hep inandığım koruyucu önleyici tedbir. Bütün konularda böyle görüyoruz. Koruyucu, önleyici tedbir ise erken yaş grubu olan ergenlikte başlıyor. Bu dönemde çatışma nasıl yönetilir, nasıl uzlaşmaya gidilir, bir sorun karşısında ne yapması gerekir daha temelden bu işlevi aşama aşama kazandırmak lazım. Evlilik öncesi eğitim de ayrı bir önemi var. Önemli bir kuruma başlıyorsunuz. Tek başına duygu yönetimi ile bu olmuyor. Araba kullanmak için bile bir ehliyete başvuru yapıyorsun. Evlilik öncesi eğitim, evlilik sırasında yaşananları daha çatışmaya dönüşmeden küçük anlaşmazlıkları büyümeden bunu destekleyecek çözümlerle rahatlatacağız. Her bir aşama ciddi uzmanlık istiyor. Güçlü birey, güçlü aile denince güç çatışmasına dönüşüyor. Biz buna bilinçli birey diyoruz. Bireyin bilinçli olması, ailenin sağlıklı olması bizim için çok önemli. Güçleri birleştirmek lazım. Büyük bir koordinasyon gerekiyor. Aileyi korumamız lazım. Aileyi koruyamazsak milletin refahını koruyamayız. Bu kurum çok nazik ve özel bir kurum. Gelecek birçok tehlikeye karşı aile yapısını korumak zorundayız. Mevcut çalışmalarımızı bir üste taşıyıp güçlü aile ile çalışmaya ihtiyacımız var. Bu konuda her türlü iletişime açığız. Akademikleşmek için bu gerekli. Ne kadar çok aileye dokunur, ne kadar sağlıklı bir şekilde korursak bu toplumun geleceğini korumuş olacağız. Daha sağlıklı bir Gaziantep ve Türkiye’yi inşa etmiş olacağız. Fatih Sultan Mehmet Han’ın çok güzel bir sözü var. ‘Şehri imar ederken nesli ihmal edemezsiniz. İmar ettiğiniz şehri ihmal ettiğiniz nesil yok eder’ diyor. Bizim için en önemli şey neslin imarı ve geleceğe hazırlanması. İnsanı merkeze alan bir anlayışla ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışının devam etmesi. Modern ve akademik dünya buna hazır. O zaman bizim tek yapacağımız şey işbirliği ve koordinasyon. Sosyal alan ciddi bir koordinasyon gerekiyor. Tek başına bir bireyin ve kurumun yapacağı bir alan değil. Protokol bu koordinasyonu sağlayacak” diye konuştu.
GÜL: EĞİTİM VE AİLE KONUSUNDA BÜYÜKŞEHİR’İN KARARLILIĞI VAR
Türkiye geneli ve Gaziantep özeline bakıldığında bir sosyal restorasyon ihtiyacı olduğunu söyleyen Gaziantep Valisi Davut Gül ise, “Meselelerin hangi konuda olursa olsun içine girildiğinde iki konuda birleşiyor. Birincisi eğitimsizlik, ikincisi aile yapısının zayıf olması. Dolayısıyla ailenin güçlendirilmesi ile ilgili bu iki köklü kurumun birlikte yaptığı çalışmalar, paydaşların vereceği desteklerle Türkiye’ye örnek bir çalışma olmuş olacak. Yapılacak çalışmalarda her zaman destek olacağız. Büyükşehir Belediyesi’nin bu konuda destek verdiğini biliyoruz. Eğitim, sosyal destek ve aile kurumunun güçlenmesinde Büyükşehir Belediyesi’nin hem kararlılığı hem de güzel bir ekibi var. Dolayısıyla Üsküdar Üniversitesi’nin ihtiyaç duyduğu her şeyi belediyede bulabilecek” dedi.
TARHAN: GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR SOSYAL YENİLİKÇİ BİR ÇALIŞMAYA ÖNCÜLÜK YAPIYOR
Üsküdar Üniversitesi Kurucusu ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, başlanılan programın eğitici eğitimini daha gelişmişinin Gaziantep’te uygulanacağını aktararak şunları söyledi: “Gaziantep Belediyesi sosyal yenilikçi bir çalışmaya öncülük yapıyor. Bu projeye ihtiyaç duymamızın nedeni, son sığınak ailenin korunma ihtiyacının doğması. Sosyal yapının zayıflaması ile aile normları devreye girer. Bir ailenin çocuğu nasıl yetiştirip toplumu nasıl dizayn edileceğini burada bellenir. 1990 sonrası nesil dijital bir nesil. İnsanlığın hiç karşılaşmadığı şekilde televizyon, akıllı telefon evin açık kapısı oldu. Çocuklar yaşına uymayan birçok bilgi ile erken yaşta karşılaşıyor. Ailenin yapısı da bundan zarar görüyor. Eskiden sevgi yuvası olan aile şimdi güven yuvasına dönüşüyor. Aile güven alanı olması lazım. Bu ortamın bozulması ve zarar görmesi devamlı gerilim yaratıyor. Bu da olumsuzluklara neden oluyor.”
Hibya Haber Ajansı