Türkiye’de ekonomik güven endeksi Temmuz ayında 100,1 iken Ağustos ayında yükselerek 100,8 seviyesine geldi. Ekonomik güven endeksindeki artış reel sektör (imalat sanayi), hizmetler, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki artışlardan kaynaklandı. Ağustos döneminde reel kesim güven endeksi 112,2 değerine yükselirken, hizmet sektörü güven endeksi 116,1, perakende ticaret sektörü güven endeksi 110,3 ve inşaat sektörü güven endeksi 92,4 değerini aldı. Tüketici güven endeksi azalarak 78,2 değerini aldı.
Ekonomi genelinde ve sektörlerde Covid-19 pandemisinin türbülans etkisinin önemli derecede daralmaya sebep olduğu dönemin toparlanması devam etmektedir. Karantina önlemlerinin hafifletilmesi ve aşılamanın etkileriyle beraber ekonomik açılmalar faaliyeti olumlu etkilerken, salgının geleceğine dair belirsizlik çekingenlik unsuru olmaktadır. Buna ilişkin olarak; Delta başta olmak üzere yeni varyantların yaygınlaşması aşağı yönlü risk teşkil etmektedir. Ancak, ekonomik faaliyet yıl genelinde kuvvetli eğilimini sürdürmekte ve sektör dinamikleri pandemi öncesi seviyelere ulaşma evresinde olmaktadır.
En kayda değer değişimlerin ve etkilerin görüldüğü hizmet sektöründe, özellikle sosyal anlamda salgınla mücadele anlamında çok sert yansımalar gördük. Bu da, kapanma dönemlerinde sektörün faaliyetinin iyice durgunlaşmasına neden oldu. Şu anda, açılma etkisiyle beraber hizmet ve bağıl sektörlerdeki canlanma etkisi, ekonominin açık kalması ve sosyal hayatın aktifliği üzerine kuruludur. Buna seyahat ve turizmle alakalı iş kollarını da eklediğimizde ekonomi için sektörün kapladığı alan oldukça kayda değer hale gelmektedir. Bireylerin harcama yapabilme kapasitesi de işgücü arzıyla çok alakalı olduğundan ekonominin genelinden sektöre ve sektörden ekonominin geneline çift taraflı bir ilişkinden de bahsedilebilir. Hizmet sektörü için aşılamada ilerlenmesi ve ekonomide açılmayı olumlu görmekle beraber, Delta varyantı ve artan vaka sayılarının risk teşkil ettiğini düşünürüz.
Perakende sektöründe de, defansif olan gıda harcamalarının pandemi dönemindeki etkisine ek olarak, tercihe bağlı harcamalarda da salgın etkisinin hafiflediği dönemler olumlu etkide bulunmuştur. Bu nedenle perakende ticaret sektörü, bireylerin dönemlere ve koşullara bağlı tercih değişimlerinden kaynaklı olarak kendi içinde değişkenlik göstermektedir.
Finansal koşullardan en yoğun etkilenen sektör olarak, inşaat sektörü üzerinde faizlerde ve buna bağlı olarak finansal koşullardaki durumun belirleyici olacağını düşünürüz. Konut kredilerindeki hareket, 2Ç20 ve 3Ç20 dönemlerinde hızlı olmakla birlikte bireysel kredi grubunda mevcut faiz oranlarından dolayı bu koşullarda benzer hareketlenme beklenmez. Enflasyonun yüksek kalması, faizlerin inmesi noktasında engel teşkil etmekle beraber bu alanda 4Ç21 döneminde sınırlı faiz indirimleri görebiliriz. Talebin enflasyonu artırıcı etkisinin indirgenmesi bağlamında uygulanan makroihtiyati tedbirler, kredilerdeki ağırlığın bireysel kredilerden ticari ve kurumsal kredilere kaydırılmak istendiğini gösteriyor. Konut ve kira enflasyonunun yapı maliyetleri etkisinden de artma eğiliminde olduğunu düşünecek olursak, konut kredisi talebini artırmaya yönelik kredi kampanyaları olursa enflasyona pek yardımcı olmayacaktır.
Reel sektör güven endeksi, ekonomik faaliyetteki güçlü seyir ile beraber pandemi öncesi seviyelerindedir. Reel sektör aktivitesinde de, benzer şekilde ekonominin geneline uygun olarak Covid-19 pandemisi diplerinden toparlanma etkisi devam etmektedir. Nisan 2020’de dip yapan endeks, Ağustos 2020’de aştığı 100 eşik değerinin üzerinde seyretmektedir. Benzer şekilde; ekonomik açılma, buna bağlı olarak iç ve dış talepte hareketlenmeyle artan üretim eğilimleri, aşılama gibi faktörleri olumlu görmekle beraber; genel ekonomik aktivitede baskılayıcı olarak Delta varyantı gibi faktörlerin takip edilmesi gerektiğini düşünürüz.
Kaynak:Enver Erkan- Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı