"Tel durumundaki gümüşü, altını örerek veya bir şey üzerine kakarak yapılan iş" olarak tanımlanan ancak altının pahalı olması nedeniyle daha çok gümüşün kullanıldığı telkari, ilçede önemli sanat dallarından biri. Gümüş ve telkari ustası Orhan Işık, çocuk denecek yaşta gümüş işleme ustasının yanına çırak verildiğini ve bugün meslekte 40. yılını tamamladığını söyledi. Bugün gümüş ustalarının ilçedeki bir çarşıda toplandığını dile getiren Işık, şöyle devam etti:
"Gümüş işlemeciliği, büyük sabır gerektiren bir çalışmadır. El emeği göz nuru olarak, dikkat ve özenli işçilik gerektiren bir teknikle çalışılır. Yurdumuzda yok olmaya yüz tutmuş sanat kollarımızın canlandırılmasında Beypazarı'nın örnek olduğunu görüyoruz."
ÇIRAK YETİŞMİYOR
Gümüş işleme ustası Hüsnü Ünlü de el sanatlarının gereken değeri görmesi gerektiğini belirterek, gümüş işlemecilğinin yok olup gitmemesi için çabaladıklarını kaydetti. Gümüş işiyle uğraşan atölye ve satış mağazasının 60 dolayında bulunduğunu, eskiden bu sayının çok daha fazla olduğunu aktaran Ünlü, şunları aktardı:
"Eskiden gümüş atölyelerinde çalışan da çoktu. Birçok usta emekli oldu, işi bıraktı. Eskiden çırak çok olurdu. Şimdi çırak bulunmuyor. Kimse de çocuğunu çıraklığa vermiyor. Arkadan yetişen çırak, kalfa da olmayınca bir noktaya gelindiğinde bu el sanatları bitecek."