İşbir, antibiyotiğin, vücüdumuzdaki zararlı bakterilere karşı geliştirilmiş, canlı organizmalardan üretilen bir ilaç türü olduğunu belirterek, günümüzde insan bünyesinin bakterilere veya halk arasında mikrop diye tabir edilen canlılara karşı yetersiz olduğunu kaydetti. Bu yetersizliğin çeşitli nedenleri olduğunu ifade eden İşbir, bunun nüfusun artması, nüfusa bağlı olarak bir takım bakterilerin yaşayabileceği ortamların çoğalmasından dolayı karşı yetersiz kaldığını bildirdi. İşbir şunları kaydetti:
“Antibiyotik kullanıldıktan sonra neler olmaya başladığıyla ilgili örnek vereyim. Bir takım bakterilere karşı bakterilerin oluşturulduğu hastalıklar kaldırılmıştır. En basitinden tüberkloz ile antibiyotik sayesinde kurtulunmuştur ve insanların sağlığına tekrar kavuşması sağlanmıştır. Bu nedenle antibiyotiklerin kullanılması gereklidir. Akılcı ilaç kullanımı diye bir tabir vardır. Doğru hastaya, doğru hekim tarafından verilen ilacın hastanın doğru yerden alması gerekir, yani eczaneden. Hekimin veya diğer sağlık personellerinin önerdiği şekilde kullanması gerekiyor. Bu kişiye özeldir, hekimin size yazdığı ilacı ben kullanamam, bana yazdığı ilacı da siz kullanmamalısınız. Akılcı olması şartıyla ilaç veya antibiyotik kullanımını da kesinlikle rahatça uygulayabiliriz. Antibiyotik rastgele kullanılmaması gereken bir ilaç türüdür. Kaldı ki bütün ilaçlar için aynı şeyi söylememiz gerekiyor. Ancak antibiyotik için bunu özellikle söylememiz gerekiyor. Bir hekime gözüktükten sonra veya çok ileri şartlarda antibiyogram dediğimiz testleri yaptırdıktan sonra antibiyotik kullanımı gerekebilir".
İşbir: “Antibiyotiğin oluşturduğu yan etkileri, ilacı aynı saatlerde kullanarak ortadan kaldırabiliriz”
Antibiyotiğin oluşturduğu yan etkilerin, ilacı aynı saatlerde kullanarak ortadan kaldırılabileceğini kaydeden İşbir, "Antibiyotiğin en büyük yan etkilerinden biri yanlış kullanıldığında o bakterilerin o antibiyotiğe karşı direnç kazanması. Yani o antibiyotiği veriyorsunuz ve o bakteri etkilenmiyor. Antibiyotik şu günlerde herkes tarafından aşırı bir şekilde tüketilmekte, artık besinlerimize de antibiyotik bulaşmaya başlamış durumda. Artık besiciliklerde antibiyotiklerle hayvanlar korunmakta ve bunlar insanlara geçmekte. Bu ortamda antibiyotik kullanılmasına dikkat edilirse antibiyotiğin zararlı etkileri ortadan kalkar. Bugün antibiyotiği tamamen ortadan kaldırsak insanlar bir çok hastalıkla savaşamayacak. İnsanların yaşam süresinin uzamasında antibiyotiklerin çok büyük katkısı var. O nedenle antibiyotik kullanımında 3 ana kural var, 1. Antibiyotiğin hekim tarafından önerilmediği sürece antibiyotik alınmamalı. 2. Önerilen kişinin antibiyotik kullanması gerekiyor. Size önerileni başkasının kullanmaması gerekiyor. 3. Önerilen doza bire bir uyulması gerekiyor. Bunlara dikkat edildiği takdirde bakterilerin antibiyotiğe tölerans geliştirmesi imkansızlaşıyor. Son günlerde çok fazla bir anti propaganda var. Bunların çoğu bilimsel verilere dayanmıyor ve bir takım duyumlara dayanılarak ortaya atılıyor. İnsanlar bunlara inanmamalı ve antibiyotik kullanması bir hekim tarafından öneriliyorsa, kullanmalı” dedi.