Ehlem ve Fatma... Onlar, Irak’taki savaştan aileleriyle birlikte kaçarak Türkiye’ye sığınan 13 yaşındaki iki kız çocuğu.
Yolları, bir buçuk yıl önce Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin (SGDD) Ankara Toplum Merkezi’nde kesişen iki mülteci çocuk, şimdi de Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocuk Meclisi’nin 150 üyesi arasına girdi. 3 Kasım’daki seçimler sonucunda Ehlem ve Fatma, Meclis’in iki mülteci üyesi oldular. Dirsek dirseğe çalışacak olan arkadaşlar, otizmli çocuklar için farkındalık yaratacak projeler üretmek istediklerini belirterek, “Otizm ve engellilik gibi dezavantajları olan çocukların gerçekleştiremediği hayalleri var. Burada olmamın sebebi, onların ve bizim hayallerimizi gerçekleştirmek içindir” diyor. Savaş mağduru iki çocuk, 20 Kasım Dünya Çocuk Günü’nde Hürriyet Ankara’ya konuştu.
SAĞLIK HAKKI KORUNMALI
Altı yıl önce annesi, babası ve beş kardeşiyle birlikte Türkiye’ye gelen Ehlem Denun El Efendi, doğa ve çocuk parklarının temiz tutulması için çalışmalar yapamyı planlıyor. Beyin cerrahı olmak ve insanları ücretsiz tedavi etmek isteyen Ehlem, korunması gereken en önemli çocuk hakkının ise sağlık olduğunu söyledi ve “Bir çocuk, sağlığı olmadan diğer haklarını kullanamaz. Bir de çocukları küçük yaşta çalıştırıyorlar. Mesela çöp toplama gibi. Bunların gerçekten önlenmesi gerekiyor. Yapmaya zorlayan ailelere ceza vermeliler” diye konuştu.
OYNAMAYA İZİN VERİLMELİ
Beş kardeşin en küçüğü olan ve dört yıl önce ailesiyle Türkiye’ye gelen Fatma Hazım Arab’ın çalışmalar yapmayı planladığı konuların başında, hayvan hakları geliyor. Türkçe öğretmeni olmak isteyen Fatma da çocukların oyun hakkına dikkat çekerek, “Irak’tayken yakınımızda hiç park yoktu. Türkiye’ye geldikten sonra bir sürü arkadaşım oldu. Parka gidip eğlenmeyi, oynamayı öğrendim. Ebeveynlerin, çocuklarının oyun onamasına izin vermeliler” dedi.
SOSYAL UYUMUN GÖSTERGESİ
Diğer yandan iki arkadaşın Çocuk Meclisi’ndeki seçim sürecini yakından takip eden SGDD çalışanı Gurbet Göster, “Çocuk hakları, akran zorbalığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliği” gibi konularda yaptıkları çalışmaların, çocuklar üzerindeki etkisinin çok olumlu olduğunu söyledi. Çalışanlardan Beyza Sarıaslan ise, “Iraklı iki çocuğun, Türk akranlarıyla birlikte başka çocuklar için birlikte çalışması sosyal uyumun geldiği noktayı gösteriyor” dedi.
Türkiye de dahil 197 ülkenin tarafı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından benimsendiği 20 Kasım 1989’un yıl dönümü her yıl dünyada, ‘Dünya Çocuk Günü’ olarak kutlanıyor.