İşte M.Necati Özfatura'nın bugünkü yazısı;
Rusya’nın Ankara Büyükelçisinin öldürülmesi hiç şüphesiz CIA’nın işidir. Giderek normalleşen Türkiye-Rusya ilişkilerini Rus uçağının düşürülmesi sonrası gibi kopma noktasına getirmek istendi. Ayrıca Türkiye’nin ve Erdoğan’ın gayreti ile Moskova’da Türkiye-Rusya-İran görüşmelerinde ABD’nin muhatap alınmaması ABD’nin prestijini kırdığı gibi Suriye’yi bölme hayallerine de darbedir. Katilin ifadesi için öldürülmemesi yaralı olarak yakalanması daha isabetli olurdu. Benim düşünceme göre bu durum da araştırılmalıdır.
Son bir söz, katil kim olursa olsun gerçek katil CIA’dır...
İnkârı mümkün olmayan gerçek Hıristiyan Batı ve taşeronları Türkiye’ye karşı ilan edilmemiş postmodern bir savaş açmıştır. Fransa’daki terör gerçek bir terördür. Ama Türkiye’deki terör bir savaştır. Türkiye’de patlatılan her bombanın arkasında, dökülen kan ve gözyaşında, yetim, öksüz ve dulların acılarının bir numaralı suçlusu Evangelist ABD, Anglo Sakson İngilizler, Avrupa Birliği, İran ve diğerleri vardır.
Bunlar yeni Sevr’in özlemi içindedirler. PKK’ya son derece ağır zayiat veren Kayseri Birinci Komando Tugayının kahraman askerlerine yapılan saldırıda PKK sadece bu şer güçlerin taşeronudur. CIA-MOSSAD-Pentagon üçlü çetesi 2001 yılında İkiz Kuleleri kendi yıktı. Birkaç fanatik Arap Müslümanı kullandı. İkiz Kulelerin yıkılışı ile dünya ve kendi ülke kamuoyunu terör tehlikesi ile aldatarak Amerika’nın yeni dünya imparatorluğu için işgale başladı.
Afganistan, Irak işgali, Mısır, Ukrayna darbeleri, Suriye ve Irak’taki iç savaş 'Şii Hilali' için İran’a destek ABD emperyalizmi adına yapıldı. ABD’nin stratejisi İslam ülkelerinde kaos meydana getirerek iç savaşa sürüklemektir. Aslında ABD de taşerondur. İpleri Siyonizm ve Yahudi ağırlıklı küresel sermayenin elindedir. Yahudi’nin asırlardır stratejisi aynıdır. İsteklerini başkalarının eli ile yaptırır. Elini yakmaz, maşa kullanır.
1923-1950 CHP iktidarı Batı’yı taklit için 1000 yıllık Türk-İslam medeniyetini yıktı. Ama CHP Batı’yı asla ve asla tanımıyordu. Şimdi Batı kendini postmodern savaş ile tanıttı. Nesillere İngilizce, Fransızca, Almanca ve diğerlerinin dillerini öğrettik ama bunların gerçek yüzünü göstermedik. ABD liderliğinde Batı, Taksim Gezi, 17-25 Aralık Yargıya müdahale, 15 Temmuz askerî darbe kalkışması ve PKK, DAEŞ, PYD, DHKP-C, FETÖ terör örgütleri ile hezimete uğrayan CIA ve MOSSAD Türkiye’de iç savaş için HDP binalarına provokasyon yaptırmaktadır. Sakın, sakın oyuna gelmeyin!..
Bu tuzağa düşmeyelim. Devletin gerekli tedbirleri alması ve halkın büyük kısmının sevdiği Cumhurbaşkanımızın halkı uyarmasını bekliyoruz. Başta CIA olmak üzere bu şer güçlerin istihbarat servisleri bin yıllık Türk-Kürt kardeşliğini yok etmek peşindedir. Dikkatli olalım. Terör elbette kınanmalı ve protesto edilmeli ama cezalandırmak “Yargı”ya aittir. Bütün hukuk devletlerinde bu böyledir. Yargısız infaz zulümdür. Zalimin düşmanı Allahü tealadır.
Bu savaşa karşı en büyük silahımız “İman” ve bunun tabii neticesi “Millî Birliğimiz"dir. Millî Birlik için ortak akıl şarttır. Ortak akıl ise “Ortak Değerlerimiz"dir. Bunlar; millî ve manevi değerler, ortak yaşama hakkı ve vatan sevgisi üzerine kuruludur. Halkımızın inancı, etnik kökeni, siyasi görüşü, kültür seviyesi ne olursa olsun, 15 Temmuz gecesindeki şuur gibi ortak bir değerde beraber ve her zaman buluşmalıyız.
Emperyalist güçlerin ve onların taşeronlarına karşı “Devletler Hukuku”na göre karşılık vermek hakkımızdır. Yalnız savunma değil gerektiğinde karşılık verirsin. ABD’nin kaos stratejisi: İslam’ı İslamla savaştırmak. Müslümanı Müslüman ile katletmek. İslam ülkelerini bölmek, İslamiyetten uzaklaştırmak ve birbirine yabancılaştırmaktır.
Bu oyuna gelmeyelim. Tekrar söylüyorum; sağduyunuzu sakın, sakın kaybetmeyin!..