Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Beşiktaş’ta katıldığı bir programın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Amerika Birleşik Devleti’nden yapılan "Türkiye’ye açıklama borçluyuz’’ sözlerine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ’’Geçen hafta koalisyon sözcülerinden bir tanesinin yaptığı açıklama üzerine bu konu kamuya mal oldu. Daha önce yapmış olduğumuz istişarelerle Amerika Birleşik Devleti'nin Suriye sahasında PYD ve YPG’ye verdiği desteğin şekli, biçimi, zamanı ve boyutu ne olursa olsun yanlış bir politika olduğunu ifade ettik. Bu yapılan açıklamanın hakikat payı varsa, kabul edilmesi mümkün değildir. Bu doğrudan Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit oluşturacak bir yapılanmadır. Suriye ile ilgili Cenevre ve Astana süreçleri devam ederken, Suriye’nin toprak bütünlüğüne balta vuracak, bunu adeta imkansız hale getirecek bir adım olacaktır. Bizim bu tepkilerimiz üzerine, Rusya, İran, Irak Başbakanı da bu konuyla ilgili tepkilerini dile getirdi. Öngörülen bu sınır gücünü, Irak sınırında da görev almasından bahsediliyordu. Sayın Dış İşleri Bakanımızın Amerikalı mevkiidaşıyla yaptığı telefon görüşmesi, bizim diğer temaslarımız, bugün Dış İşleri Bakanları bir konuşma ve mesajla böyle bir gücün olmayacağını, bunun yanlış ifade edildiğini, yanlış açıklama yapıldığını, yanlış kişilerin konuştuğunu söyledi. Biz açıkçası bu süreci takip edeceğiz. Söylendiği gibi böyle bir güç oluşumunun söz konusu olmadığımı hakikat yoksa sahada bir takım hareketliliklerin olduğu ama bunun başka isimler altında yapılacağı şeklinde mi? Biz bunu yakından takip edeceğiz. Bildiğiniz gibi PYD ve YPG’ye verilen desteği SDF, SDG başlığı altında bir meşrulaştırma çabası olduğunu gördük. Dolayısıyla burada benzer bir yola mı gidilecek yoksa gerçekten Türkiye’nin hassasiyetlerini, Suriye’nin sahasının gerçeklerini dikkate alarak bir değerlendirmemi yapılacak, bunu yakından takip edeceğiz. Temaslarımız bu konuda sürecek. Bu konu MGK’da da ele alındı. MGK bildirisine de yansıtıldı. Bu oluşumdan bağımsız olarak, Türkiye ulusal güvenliğine tehdit edecek her türlü gelişmeye karşı her tür tedbiri almıştır, almaya devam edecektir. Bu Afrin’de olur, Cerablus’ta olur, Münbiç’te olur, başka yerlerde olur. Irak sahasında olur. Bu tehdit ister PKK’dan gelsin ister PYD-YPG’den gelsin ister DEAŞ’tan gelsin ister başka örgütlerden gelsin. Bunlara karşı bugüne kadar her tedbiri aldığımız gibi bundan sonrada kimseden icazet almadan yerini, zamanını, şeklini kendisi belirlemek suretiyle bu tedbirleri almaya devam edecektir’’ ifadelerini kullandı.
Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Moskova ziyaretini değerlendiren Kalın,’’Operasyonel detaylara girmeden şunları söyleyeyim. MGK’da yapılan değerlendirmeler neticesinde Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, Genel Kurmay Başkanımız ve MİT Müsteşarımız bugün Moskova’dalar. Bugün görüşmelerini yapıyorlar. Sadece Afrin konusunu değil Suriye sahasında yaşanan bütün hareketliliği ve gelişmeleri değerlendirmek üzere Rus mevkiidaşlarıyla görüşmelerini yapıyorlar. Bildiğiniz gibi Afrin’de yaşanan hadiseler var. Afrin tarafından Türkiye’ye dönük atışlar var, tacizler var, saldırılar var. Geçmişte bundan dolayı yaşanmış can kayıplarımız var. Bütün bunları önlemek için Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi Türkiye’nin sınır güvenliğini ileri bir noktada sağlamak amacıyla Afrin’le ilgili gerekli adımlar atılacaktır. Biz Astana sürecinde yer alan paydaşlarımızla, diğer ülkelerle bunların istişarelerini yaparız. Koordinasyonunun yapılması gerekir. Kendilerinin bugün yapacakları görüşmeler neticesinde tabloyu daha net bir şekilde göreceğiz. Bu vesileyle bir şeyin daha altını çizmek istiyorum. Afrin, Cerablus, Münbiç yada başka noktalarda Türkiye’nin atacağı kendi ulusal güvenliğini korumaya yönelik adımlarını asla ve asla Suriye Kürtlerine karşı bir hareket olmadığının altını bir defa daha altını çizmek istiyorum. Terör örgütü propaganda amacıyla zaman zaman bunu Türkiye Kürtlerin kazanımlarından rahatsız diye reklamını, propagandasını yapmaya çalışıyor. Israrla bunun altını çiziyorum. PYD ve YPG Suriye’nin Kürtlerini temsil etmez. Orada YPG’nin, PYD’nin, PKK’nın ideolojisini benimsemeyen, onların terör faaliyetlerine karşı çıkan, bundan da mağdur olan Kürtler var. Dün Kürt Suriye Ulusal Konseyi temsilcisinin yaptığı açıklamalar var. Bazen bunlar medyada görünmüyor. Yapılan açıklamalara baktığınız zaman hem sınır gücü oluşturulmasında hem YPG’nin, PYD’nin oradaki baskı, zulüm ve terör faaliyetlerinden ne kadar rahatsız olduklarını açık ve net bir şekilde ortaya koyuyor. Soçi sürecine giderken, yapılacak Suriye Ulusal Konseyi toplantısında da Suriye toplumunun bütün temsilcilerini orada bulunması, temsil edilmesi için yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Bunların içinde Araplarda olacak, Türkmenlerde olacak, Kürtlerde olacak ama terör örgütleri olmayacak. Bu noktanın da altını özellikle çizmek istiyorum’’ şeklinde konuştu.
Afrin’in ulusal güvenliğimizle alakalı olduğunu vurgulayan Kalın,’’ Bunlar baştan beri iki ayrı konuydu zaten. Amerikalılar bildiğiniz gibi Afrin’in onların operasyon alanı içerisinde olmadığını ifade ettiler. Afrin meselesi, bizim ulusal güvenliğimizle ilgili bir konudur. Amerikalıların ya da başkalarının yaptığı açıklamalardan ziyade Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleri bizim karar mekanizmalarımız arasında belirleyici temel unsurdur’’ dedi.