Hollanda hükümeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın "istenmeyen kişi" ilan edilerek sınır dışı edilmesi konusunda Türkiye'nin "özür dileyin" çağrısını reddetti. Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Türkiye ile gerilimin yumuşatılmasından yana olduğunu ancak özür dilemeyeceklerini söyledi.
"DELİ MİSİN?"
BBC Türkçe'nin haberine göre Rutte, katıldığı bir televizyon programında, Türkiye'nin "özür dileyin" çağrısının anımsatılması üzerine "İlişkilerin yumuşatılmasından yanayız. Ama özür dileyerek değil. Deli misin?" yanıtını verdi.
Hollanda, Cumartesi günü Türk seçmenlerle buluşmak üzere Rotterdam'a giden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Bakan Kaya'nın inişlerine izin vermedi. Kaya, iniş izninin iptal edilmesinin ardından karayoluyla Hollanda'ya geçti.
Rotterdam'daki Türk Başkonsolosluğu'na gitmek isteyen Kaya'ya Hollanda polisi izin vermedi ve "persona non grata" (istenmeyen kişi) ilan edilen Türk bakan, Almanya'ya sınır dışı edildi. Dışişleri Bakanı Bert Koenders de gündemlerinde Türkiye'den özür dileme seçeneği bulunmadığını vurguladı. Hollandalı bakan, Türkiye ile diyalog arayışının sonuç vermemesi halinde "sert önlemler almaya hazır olduklarını" söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda'nın tavrını "skandal ve terbiyesizlik" olarak nitelendirdi ve bedelini ödeyeceklerini söyledi. Erdoğan ayrıca, daha önce "Nazi kalıntısı" olarak tanımladığı Hollanda'nın bu davranışının Avrupa'da Nazizm'in "hâlâ ayakta olduğunu" ortaya koyduğunu da belirtti.
ÇAVUŞOĞLU: İKİ GÜN ÖNCE İZİN ALMIŞ, KAÇMIŞ
Fransa'da açıklama yapan Mevlüt Çavuşoğlu'ndan satır başları şöyle:
"Kendi başkonsolosluğumuza girişimizi engelliyorlar. Bir kadına karşı yapılan utanç vericidir. Bunlar ne kullanıyorlar, ne yiyip ne içiyorlar bilmiyorum ama gerçekten sınırı aşmışlar. Ve yine kendi başkonsolosluğumuza girişimize izin vermiyorlar. Burası Viyana sözleşmesine göre, başkonsolosluklar o ülkenin toprağıdır. Benim toprağıma girmesini sen engelliyorsun. Hem de büyükelçilik aracında, maslahatgüzarı da engelliyorlar. Maslahatgüzarımızı ve başkonsoloslarımızı tutukluyorlar. Bunların hangisi kabul edilebilir bir uygulama? Peki bunların hangisi altta kalacak bir uygulama? Biz bunun hesabını sormaz mıyız? Biz bunun hesabını soracağız.
Yok efendim yaptım özür diledim yanımda kâr kalsın yok. Özür dilesen de dilemesen de bunun karşılığını soracağız. Dün akşam onların maslahatgüzarı, başkonsolosları iki gün önce izin almış, kaçmış… Olacakları biliyor demek ki…
Sen bana nasıl yaklaşırsan ben sana iki adım öyle yaklaşırım. Sen bana bir adım düşmanlık yaparsan, ben sana iki misli karşılık veririm. Geçen sene de ben Rotterdam’a gittim. Hollanda’ya ne zararı oldu? Hollanda bize düşmanlık yapıyorsa, önce mert olacak. Ne istediğini söyleyecek. Peki neden şimdi engel olmaya çalışıyorsun?"
SEÇİMLERİ AŞIRI SAĞ SÖYLEM REHİN ALDI
Hollanda'daki diplomatik skandal büyük tepki çekti. Türkiye ile uçuş iptali krizinin yaşandığı Hollanda’da çarşamba günü genel seçimler yapılacak. Seçimin favorilerinden biri geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Lahey Büyükelçiliği önünde gösteri yapan aşırı sağcı Geert Wilders’in Özgürlükler Partisi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na uçuş izni vermeyen Hollanda, çarşamba günü yapılacak genel seçimlere hazırlanıyor. Müslüman ve göç karşıtı aşırı sağcı Gert Wilders, seçimlerden birinci parti çıkarak nisan ayındaki Fransa ve eylül ayındaki Almanya seçimleri öncesinde ‘Avrupa’da vatansever baharını’ tetiklemeyi hedeflediğini söylüyor.
POPÜLİST RETORİK ARTTI
Hollanda’daki ‘Müslüman sayısını sınırlı tutma’ vaadiyle Özgürlükler Partisi’ni (PVV) kuran Wilders, Kuran’ı yasaklayacağını, cami ve mülteci merkezlerini kapayacağını, Hollanda’yı Avrupa Birliği’nden çıkaracağını söylüyor. Yakın zamana kadar Wilders’in partisi anketlerde öndeydi. Wilders’ın ırkçı, yabancı karşıtı söylemleri nedeniyle ana akım partiler de popülist retoriğe yönelerek PVV partisinden oy çalmaya çalışıyor.
Hollanda Başbakanı Rutte’nin Liberal Partisi'nin son haftalarda anketlerde birinciliğe yükselmesi de bu popülist tonuna bağlanıyor. Rutte, gazetelere ‘Kurallara uymuyorsan ülkeyi terk et’ diye ilan vermiş, Hollanda’da Türkiye’nin referandumla ilgili miting yapmasına karşı çıkan açıklamalar yapmıştı. Sonra da uçuş yasağı geldi.
WILDERS BAŞBAKAN OLABİLİR Mİ?
Hollanda’da 12.9 milyon seçmen bulunuyor. Ülkede çoğu Türk ya da Faslı olmak üzere 840 bin ile 960 bin Müslüman nüfusun yaşadığı tahmin ediliyor. Koalisyonlara yatkın seçim sistemine göre genel oydan yüzde 0.67 oy alan bir parti, bir milletvekili çıkarabiliyor. Wilders’in partisi birinci gelse de çoğu parti işbirliği yapmayacağını söylediğinden, hükümette olma ihtimali pek bulunmuyor. Rutte birinci gelirse yeni bir koalisyon oluşturması gerekecek. Hükümeti kurmak için 150 kişilik parlamentoda 76 milletvekiline ulaşmak gerekiyor. Türkiye ile kriz işte Hollanda’daki böyle bir arka planda gerçekleşiyor.
TÜRKİYE'Yİ SUÇLADI
Amsterdam Özgür Üniversite Uluslararası Hukuk Bölümü öğretim üyesi Marieke de Hoon, Bakan Kaya'nın sınır dışı edilmesi konusunda Hollanda'nın değil, Türkiye'nin hukuk kurallarını çiğnediğini iddia etti.
De Hoon, uluslararası hukuka göre, her ülkenin sınırları içinde kendi patronu olduğunu belirterek, Türk bakanların bu kuralı ihlal ettiğini öne sürdü. De Hoon, Hollanda'nın, "Türk bakanların referandum kampanyası ısrarı ile iç işlerine müdahale ettiği" tezini kullanabileceğini savundu.
Hollandalı öğretim görevlisi, Lahey yönetiminin, bir yabancı bakanın kamu düzenini etkileyecek siyasi çalışma yapmasını engelleme hakkı bulunduğuna dikkati çekti.
Türkiye, 16 Nisan'daki anayasa değişikliği referandumuna hazırlanırken, yurt dışında 2.9 milyon kayıtlı seçmen bulunuyor. Hollanda, 245 bin kişi ile en fazla kayıtlı Türk seçmenin bulunduğu Avrupa'daki üçüncü ülke.