Dr. Hasan Benar “Derimize rengini veren hücreler yani melanositler derinin üst tabakasında yer alır ve renk maddesi olan melanin üretirler. Melanin normalde koyu tenlilerde daha fazla, beyaz tenlilerde daha az üretilir. Bu durum kişiler arasındaki ten farklılıklarında net olarak görülür. Güneşlenme ile ortaya çıkan deri renginin koyulaşması yani bronzlaşma hepimizin tanık olduğu bir durumdur. Güneşe maruz kalma sonrasında deride melanin üretimi artar ve derinin gözle görülen en üst tabakası içinde dağılır. Bu renk pigmentleri deriyi bir giysi gibi örterek güneşin zararlı etkilerinden korumaya çalışır. Bu durum bize kişiler arasındaki bronzlaşma farklılıklarını da gösterir. Bronzluk aslında derinin zararlı güneş ışınlarına karşı bir savunma mekanizmasıdır” şeklinde açıkladı.
Dermatoloji uzmanı Benar “Güneş lekeleri, uzun süre ve tekrarlayan güneş ışığına maruz kalındığında özellikle yüz ve el üzeri gibi güneşe açık alanlarda görülen kahverengi lekelerdir. Güneş lekeleri sadece güneşlenmekle değil son yıllarda moda olan ve tehlike oluşturan solaryumların sık kullanımı ile de meydana gelebilir. Cilt üzerinde oluşan lekeler sadece güneş ile değil yaralanma, akne, kozmetik ürünlerin kullanımı sonucunda oluşabileceği gibi hormonal değişimler, genetik yatkınlık, kullanılan bazı ilaçlar sonucunda da oluşabilir. Bu yüzden kişilerin sağlıklı değerlendirilebilmesi için mutlaka bir deri hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir” diye uyardı.
Güneş lekelerinin, cildin yaşlı görünmesinin de en önemli nedenlerinden biri olduğunu vurgulayan Dr. Hasan Benar “Güneşe korunmasız yakalanmak, cilt yaşlanmasının ana nedenidir ve bu durum güneş lekeleri olarak da bilinen diğer uzun vadeli cilt problemlerine yol açabilmektedir. Güneş lekeleri daha çok, el ve yüz gibi güneşi en çok gören cilt yüzeylerinde oluşmaktadır” diye açıkladı.
“Güneşin etkisiyle oluşan cilt lekeleri önemli sorunlara neden olabilir”
Dr. Benar konu ile ilgili açıklamalarına güneş lekelerinin önüne geçilmesinin nasıl mümkün olduğuna değinerek devam etti. Benar “Erken yaşlanmayı önlemek, güneş hasarı belirtilerini onarmak hatta bunu tersine çevirmek her zaman mümkündür. Bunun için; günlük olarak en az 30 UVA ve UVB SPF içeren cilt bakım ürünleri kullanılmalı, pamuklu, nefes alan ve açık renkli kıyafetler tercih edilmeli, güneş gözlüğü seçimi modaya göre değil sağlık normlarına göre seçilmeli, güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde cilt doğrudan güneşe maruz bırakılmamalı” diye uyarılarda bulundu.
Güneş kreminin parlak, genç görünümlü bir cildin anahtarlarından birisi olduğunu belirten Dr. Hasan Benar, güneş koruyucuların günlük güneş ışığı alımını azaltarak bağışıklık sisteminde mevcut bazı hasarları onarabilme şansı verdiğini ifade etti. Ayrıca cildin iyileşme sürecine olumlu katkılarda bulunduğunu da söyleyen Benar, günlük kullanımın uzun süreli cilt kanseri riskini de azaltabildiğinin altını çizdi.
Hibya Haber Ajansı