Erdoğan'ın konuşmasından satır başları
Salı günü kavuşacağımız Ramazan'ı şerifinizi tebrik ediyor. Bu mübarek ayın milletimiz İslam alemi ve tüm insanlık için rahmete berekete huzura ve barış'a vesile olmasını diliyorum.
Hemen her gün bir sevdiğimizin mesai arkadaşımızın komşumuzun veya yakın bir dostumuzun vefat haberi ile yüreğimiz dağlanıyor.
Son 1 yıldır koronavirüs salgını sebebiyle insanlık olarak sancılı sıkıntılı günler geçiriyoruz. Şimdiye kadar dünya genelinde yaklaşık 3 milyon insanın hayatına mal olan salgın dalgalar halinde yayılmayı sürdürüyor.
Ölen insanlar olarak kaybettiklerimizin acısı ikimizi yaksa da sabrediyor Allah'tan bizi ve tüm insanlığı salgın musibetinden en kısa sürede kurtarmasını ve yurtiçinde ve yurtdışında koronavirüse kurban verdiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı hastalarımıza acil şifalar diliyorum.
Kaybettiklerimizin acısı içimizi yaksa da sabrediyor Allah'tan bizi ve tüm insanlığı salgın musibetinden en kısa sürede kurtarmasını yurtiçinde ve yurtdışında koronavirüse kurban verdiğimiz vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı hastalarımıza acil şifalar diliyorum.
Türkiye bu salgın sürecinden çok daha güçlenerek çıkacaktır. Hz Mevlana'nın hikmet dolu sözlerinden ilhamla ifade edecek olursak karanlığın ardındaki güneşler inşallah çok yakında doğacaktır.
Diğer yandan dünya tarihine baktığımızda bu tür önemli hadiselerin küresel ölçekte değişimlere de yol açtığını görüyoruz. Koronavirüs dünya sisteminde sebep olacak birçok alanda yeni bir dönemin kapılarını da aralayacaktır.
Türkiye bu yeni sürece en hazırlıklı giren ülkelerden biridir. Dünya ekonomilerinin ciddi daralmaları yaşadığı böyle bir dönem içerisinde 2020 yılında elde ettiğimiz yüzle 1,8'lik büyüme oranı bunun en önemli işaretidir. Bizim vurguladığımız eski Türkiye ile yeni Türkiye arasındaki farkı açıkça ortaya koyduğuna inanıyorum.
Ülkemizin salgınla mücadeledeki örnek başarısı bilhassa yurtdışındaki vatandaşlarımız tarafından çok daha iyi görülüyor daha fazla takdir ediliyor.
Türkiye'nin hiçbir ücret almadan en iyileri standartlarda sunduğu hizmetlere Avrupa'nın birçok ülkesinde ciddi meblağlar ödenerek ancak ulaşılabiliyor.
Avrupa'da günlerce test sırası bekleyen ilacı erişemeyen ambulans bulamadığı için evde vefat eden hastane kapılarında geri çevrilen nice vatandaşlarımızın olduğunu da biliyoruz.
Türkiye olarak ne sınırlarımız içinde ne de elimizin uzanabildiğin böyle manzaraların yaşanmasına müsaade etmedik.
Krizin başından bu yana 142 ülkeden 100 bini aşkın vatandaşımızı Türkiye'ye getirdik.
Yurtdışından ambulans uçaklarımız da ülkemiz hastanelerine paylaşmanın bereketine dayanışmanın gücüne inanan bir millet olarak en zor günlerinde ihtiyaç sahiplerine de sırtımızı dönmedik.
Avrupalı Türkler 1960'lı yıllardaki misafir kimliğini uzun bir zaman önce ne yaptılar geri bıraktılar. Bugün Avrupa genelinde yaklaşık 6.000.000 insanımız var. Bir dönem sadece işçi emekçi olarak çalışan kardeşlerimiz hamdolsun artık iş dünyasından ticarete eğitimden akademiye sivil toplumdan siyasete geniş bir yelpazede varlık gösteriyorlar.
Avrupalı Türklerin yaşadıkları ülkelerin siyasi kültürel ekonomik ve sosyal hayatına daha fazla katkıda bulunduklarını görmekten gurur duyuyoruz.
Özellikle kadınlarımızın ve gençlerimizin hayatın farklı kulvarlarında en ön safta yer aldığına şahit oluyoruz.
Adalet ve Kalkınma Partisi olarak tüm dünyada yaşayan vatandaşlarımızın oy kullanma hakkını kendilerine kazandıran biz olduk bizden öncekiler lafını yapmadıklarını biz icraatını yaptık.
Bakın nereden nereye geldi. İnşallah bu daha da ileriye ulaşacak. Bakın bu arada Uğur Şahin ve Özlem Türeci hocalarımızın Covid-19 aşısını geliştirmede yakaladıkları başarı kendilerine destek olunması ve fırsat verilmesi halinde insanımızın neler yapabileceğini açıkça göstermiştir.
Avrupalı Türklere değil aynı zamanda diğer göçmen topluluklara da özgüven ve cesaret karşılamaktadır.
Avrupalı Türkleri hala 1960'ların dar kalıplarına sıkıştırmaya çalışanlar büyüyen ve güçlenen bir diaspora gerçeğini kabullenmek son dönemde vahim boyutlara ulaşan İslam düşmanlığı ve yabancı karşıtlığı işte bu hazımsızlığın tezahürüdür.
Avrupa ülkelerinde farklı isimler altında dayatılan bölgesel İslam modelleri de bu hastalıklı bakış açısının yansımalarıdır.
İslam düşmanlığı batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek çapsızlıklarını gizlemek için istismar ettikleri en önemli araçlardan birine dönüşmüştür. Artık akademisyenler yazarlar Bakan Başbakan seviyesinde siyasetçilerde tevessül etmeye başlamıştır.
Dış politikada başarısızlığa uğrayan içeride sıkışan kişisel rekabetlerini bulundukları makamların önüne geçiren siyasetçiler bu kifayetsizlik değerini şahsıma ve Müslümanlara saldırarak kamufle etme çabasındadır.
Önceki senelere göre nefret suçları 2 kat artmıştır. Avrupa'da en çok vatandaşımızın yaşadığı 3 ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini geçiyor.
Koronavirüs salgının getirdiği kısıtlamalara rağmen cami ve cami derneklerimize yönelik 121 eylem düzenlenmiştir.
Avrupa ülkesinde bilhassa başörtülü kadınların istihdama katılabilmesi iş bulabilmesi sosyal hayatta özgürce var olabilmesi hatta bazı yerlerde eğitim imkanları ciddi biçimde sınırlandırılmıştır.
Türkiye'nin rekorlar ve başarılarla dolu son 19 yılına kadınlarımız ve gençlerimizle birlikte damgamızı vurduk. Şu anda bizim Türkiye genelinde yaklaşık 11 milyon 500 bin üyemiz var.
Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlayacağımız 2023'e de yine sizlerle beraber yürüyoruz. Avrupalı Türklerin köklerinden birinden kültüründen ve dininden kopmadan huzur içinde ve müreffeh bir şekilde yaşayabilmesi sizin vereceğiniz mücadeleye bağlıdır.
Çok önemli bir misyon yüklenmiş önemli bir sorumluluğu omuzlamış durumdasınız sizlerden millet olarak bizim de Avrupa'daki vatandaş ve soydaşlarımızın da beklentisi büyük.
Şu anda savunma sanayinde, terörle mücadelede, diplomaside, destanlar yazan geleceğin teknolojilerine imza atmaya başlayan ürettiği insansız hava araçları silahlı insansız hava araçlarıyla dünyada savaş paradigmasını değiştiren bir ülkenin evlatlarısınız.
Mensubu olduğunuz milletimizden dilinizden kültürümüzden en önemlisi de bağımsızlığımızın timsali bayrağımızdan iftar etmenizi istiyorum.
CHP Türkiye karşıtı her senaryonun içinde yer alarak yalan yanlış iddiaları tekrarlayarak yeni bir misyon üstleniyor.
Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamaya çalışanlara aradıkları fırsatı vermedik. Son dönemde gerçekte Ne oldu? Nasıl oldu? Ne için olduğunu gayet iyi bilinen kimi konular üzerinden başlatılan kirli kampanyaları da bu sürecin yeni bir dalgası olarak görüyoruz.
Ancak yalanın ve iftiranın dozu bazen öylesine artıyor ki milletimize olan saygımız gereği bunlara cevap vermek mecburiyetinde kalabiliyoruz.
Böyle durumlar haricinde biz kendi programınızı uyguluyor, kendi işimize bakıyor, ülkemizi hedeflerine doğru adım adım yaklaştırmanın mücadelesini veriyoruz. Sadece son birkaç gün içinde bizim gündemimizi oluşturan konu başlıklarıyla CHP'nin gündemindeki konu başlıklarına bakmak bile aradaki ufuk farkını göstermeye yeterli olacaktır.
Bizim muhalefet yapmak adına gavurun kılıcını sallayarak üzerimize gelenleri gördükçe üzülüyoruz.
Bugün Cumhuriyet Halk Partisi kime ne duymak istiyorsa onu söyleyen seviyesizlik değersizlilik lümpenlik siyasetinin merkezine yerleşmiştir.
Dün Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ile İstanbul'da bir araya gelerek yüksek düzeyli stratejik konsey toplantımızı yaptık.
Salgın sebebiyle satışları azaldığı için depolarda bekleyen patates ve soğanları Toprak Mahsulleri Ofisi üzerinden satın alarak ihtiyaç sahiplerine hibe olarak öncesinde kararlaştırdık. 1250000 ton patates ve yaklaşık 300000 ton bunların hepsini aldık.
Tabii bununla kalmadık. Ayrıca çeltik ile ilgili yani pirinç noktasında da sorun vardı ve bu da çiftçimizin elinde kalmasın dedik Toprak Mahsulleri Ofisimize talimatı verdik ve Toprak Mahsulleri Ofisimizin bunu çiftliğimizden almak suretiyle bizim kilolarımızdan toplayıp uygun fiyatlarla alımını da yapıp böylece Ramazan öncesi çiftçilerimiz huzur içerisinde yola devam etsinler.
Ramazan öncesi 81 il Valiliklerimiz vasıtasıyla bu konuyu yakından takip edip netice üreticilerimizin sıkıntıdan kurtaracak hem de vatandaşlarımıza destek olacağız.
3 yıl önce emeklilerimize bayramlarda biner lira ikramiye ödeme sözü vermiş ve bu uygulamayı hemen başlatmıştır. Enflasyon oranında artış yapılan bayram ikramiyelerinin Ramazan'daki ilk ödemesini Mayıs başında Kurban Bayramı ödemesini de Temmuz ortasına doğru gerçekleştireceğiz. Kapsamında en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkartarak hiçbir vatandaşımızın mağdur durumuna düşmemesini sağladık. Bu vesileyle biz göreve geldiğimizde emekli maaşlarının kardeşlerim buraya dikkat edin ama unutmayın kaçtan başladı biliyor musunuz 66 lira da emekli maaşları 66 lira idi.
Emeklilerimiz bugün tarihlerinin en iyi gelir seviyesine sahiptir. Biz bunu da yeterli görmüyor. Ülkemizin imkânlarının genişlemesine paralel olarak emeklilerimizin şartlarını daha da iyileştirmeye hazırlanıyoruz.
Elbette hizmet sektörü ve turizm başta olmak üzere salgından etkilenen çeşitli alanlarda çözmemiz gereken sıkıntılar olduğunu biliyoruz. Sıkılaştırmak zorunda kaldığımız tedbirler sebebiyle dükkanı kapanan işçimi sıkıntıya düşen her kardeşimizin derdi bizim derdimiz bugüne kadar istihdamdan kiraya uygun şartlı krediye kadar pek çok destek verdiğimiz esnaf ve sanatkârımızın yanında olmayı sürdüreceğiz.
Hibya Haber Ajansı