Muhalefetin ve güdümündeki yazarların FETÖ’cü fişteklemesiyle dolaşıma soktuğu “Devlet darbenin olacağını biliyordu” ya da “Kontrollü darbe” tarzı söylemlerindeki karın ağrısının sebebini biliyorsunuz değil mi?
1-Devlet darbeyi önleseydi bu kadar adamımız (FETÖ’cüler) tutuklanmaz ve elimiz kolumuz bağlanmazdı.
2-Tayyip Erdoğan da bu denli güçlenmezdi.
Hürriyet gazetesinin on keredir darbe günü MİT’e gidip “Hakan Fidan’ı alacaklar, çok kan dökülecek” ihbarı yapan Binbaşı O.K’nın kendisini sorguya çekenlerin “Anlamı nedir Hakan Fidan’ı almak istemelerinin” sorusu üzerine “Bilmiyorum, belki darbe yapacaklardır” demesi ise dayandıkları argüman.
Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz bunu Cem Küçük’ün dediğine göre 53. kez yazmış durumda. Kahve dövücüsünün hık deyicisi Ertuğrul Özkök de onun yazdıklarını alıntılayıp tekrar ediyor sürekli. Daha başkaları da var tabii.
Artık ismini utanma, ahlak, şeref, ar ve namus kavramlarıyla yan yana getiremeyeceğimiz CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da “Kontrollü darbe” safsatasına sarıldığına göre dilimizde tüy bitse de tekrar tekrar söyleyeceğiz.
GERÇEKLER ACITIR
Neyse geçelim ve biz o güne ve öncesine yeniden bakalım:1-MİT kuruma ihbar için gelen Binbaşı O.K’yı “Kontrollü darbesi”ne(!) engel olarak görseydi onun adını bile bilmiyor olurduk bugün.
2-MİT, O.K’yı ciddiye aldı ama aynı zamanda her istihbarat örgütünde olması gerektiği gibi kafalarındaki soru işaretlerini giderinceye dek sorguya çekti. Hele FETÖ söz konusuyken. Bu sorguda O.K’nın “darbe de olabilir” demesinin ya da dememesinin hiçbir önemi yok. Çünkü “Hakan Fidan’ı almaya gelecekler, çok kan dökülecek” ihbarı bile yeterliydi. MİT de bunun gereğini yaptı. İsteyen meselenin sonraki safahatını Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından okuyabilir.
3-MİT bu meseleyi ciddiye aldığı için Genelkurmay Başkanı’na intikal ettirdi. Onlar da askerî havaalanlarını uçuşa kapattılar, askeri malzemelerin kilitlenmesi talimatını verdiler. Ama o vakte kadar FETÖ’cüler hazırlıklarını son derece kapalı ve meşru nedenlerle gerekçelendirerek yaptılar. İsteyenler hazırlıkların nasıl örtülü biçimde yapıldığını ve tam bir darbe hazırlığı olduğunu yine Sedat Ergin’in yazılarından okuyabilirler.
4-Yani MİT ve Genelkurmay, Binbaşı O.K “Darbe olabilir” deseydi de, demeseydi de eldeki verilerle AYNI TEDBİRLERİ alacaklardı, daha başka değil. Zaten O.K dinleme cihazıyla FETÖ’cülerin yanına gittiğinde darbe hazırlığına ilişkin bir somut işaret alınamadığı o Binbaşı’nın ifadesinden anlaşılıyor.
5-MİT, darbeden aylar önce bylock’u tespit etmiş ve çalışmalarına çoktan başlamıştı. Bir istihbarat örgütü olduğuna göre TSK içindeki ve emniyetteki FETÖ’cüleri de doğal olarak izliyordu. Bu bilgiler Genelkurmay ve devletin üst kademeleriyle paylaşılıyordu.
6-Öte yandan FETÖ yapılanmasının şüpheli isimlerinin hareketlilik içinde olduğu ve çeşitli toplantılar yaptığı da edinilen bilgiler arasındaydı. Hatırlayacaksınız darbe girişiminden 4 ay önce “Cemaatçi Askerlere Son Uyarı; Tavuk Tarda Sayılır” başlıklı yazımda belirttiğim gibi devlet bunları izliyor ve suç işlemelerini bekliyordu. Ama SUÇ TARİHİNİ bir türlü tespit edemiyordu.
7-Devlet bu esnada bylock verileriyle ve TSK içindeki çalışmalarıyla tespit edebildiği FETÖ’cüleri kurumlardan temizlemeyi düşündü ama başta CHP Genel Başkanı olmak üzere FETÖ’cülerin kışkırttığı siyasetçiler ve medya “AKP, TSK ve emniyete kendi kadrolarını yerleştirmek için FETÖ’cü adı altında tasfiyeye başladı” diye derhal yaygaraya başlayacaktı. Bu nedenle YAŞ’ın beklenmesine karar verildi.
EVET! SONUÇTA TAVUKLAR “TAR”DA SAYILDI
Devlet suç tarihini kesin olarak bilseydi şüphesiz önlemini daha hazırlıklı olarak alırdı ve onları doğduklarına pişman ederdi. Ortaya çıkan tüm aksaklıkların ve acemiliklerin bugün çok fazla göze batmamasının nedeni ise hiç hesapta olmayan, FETÖ’cülerin darbe öncesi imalarından da anladığımız üzere HALKIN DARBEYE KARŞI DİRENİŞİ idi.
Devlet’in; suç tarihini kesin olarak bilseydi Mete Yarar’ın dediği gibi bir HAZIR KITASI olurdu. Bu nedenle o kontrollü darbe diyen zevzeklere soruyoruz, “Hani, nerede bu kontrollü darbenin hazır kıtası?” diye. Hazır kıta halktı; sokaklardaki, meydanlardaki, köprülerdeki milyonlardı.
Ama yine de sonuçta tavuklar “tar”da sayıldı. Halkımızın, polisimizin, darbeye katılmayan askerlerimizin sayesinde darbe girişimi başarısız oldu.
HÜRRİYET’İN MAYIS SIKINTISI
Yani, darbe girişiminin başarısız olması ve on binlerce FETÖ’cünün etkisiz hâle getirilmesi bütün karın ağrınız. Ve tabii tüm kepazeliğiniz.
Şimdi hastalıklı biçimde sahtekârlıklar ve münafıklıklar yapıyorsunuz. Hakan Fidan ve Hulusi Akar üzerinden “kontrollü darbe” imalarıyla Erdoğan’ın çevresini, güvendiği adamları itibarsızlaştırarak boşaltmaya çalışıyorsunuz.
Ama yemezler.
Unutmayın, bu satırları darbe günü Hakan Fidan’ı Başbakan ve Cumhurbaşkanı’nı haberdar etmediği için 15 Temmuz’dan birkaç gün sonra sert bir şekilde eleştiren ben yazıyorum.
Bu yüzden tavsiyem şu:
Mehmet Yakup Yılmaz ile Ertuğrul Özkök namuslu gazetecilik yapmak istiyorlarsa kendi gazetelerindeki Sedat Ergin’in son 10 gündür yazdıklarını okusunlar.