Referandumun ardından İstanbul’dan Ankara’ya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşlar tarafından coşkuyla karşılandı. Esenboğa Havalimanı'nda yaptığı konuşmanın ardından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne geçen Erdoğan’ı vatandaşlar burada da yalnız bırakmadı. Erdoğan, kendisini coşku gösterileri ile karşılayan vatandaşlara hitap etti.
İdam açıklaması
Vatandaşların “idam isteriz” sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizinle bu meydanda, Külliye’de 15 Temmuz sonrası hani o 29 geceniz var ya, son gecede burada yine toplanmıştık, konuşmuştuk. Sizler ‘idam, idam, idam’ demiştiniz. Ne dedim; ‘inşallah 16 Nisan’dan sonra.’ Çünkü 16 Nisan kararı aynı zamanda millet olarak sizin işaret fişeğinizdir. Siz buradan ‘evet’ dediğiniz taktirde, Sayın Bahçeli ne diyor ‘ben idama evet derim’ diyor. Ben Sayın Yıldırım’ın da böyle dediğine inanıyorum. Parlamentodan geçti, benim önüme geldi ben bunu onaylarım. Eğer olmadı bir halk oylaması da onun için yaparız. Şehitlerimizin katillerini bizim affetme yetkimiz yoktur. Karar mercii millettir. İnşallah bunu yapacağız” diye konuştu.
Erdoğan, “İşte bugün rahmetli Adnan Menderes’in kabrine gittik, Hasan Polatkan’ın, Fatih Rüştü Zorlu’nun kabirlerini ziyaret ettik. Onlar bu ülkede ne yazık ki ‘demokrasi, demokrasi’ diye diye idam edildiler. İşte 15 Temmuz aynı zamanda bu adımın da atıldığı gün olacaktır. 16 Nisan kararını verdik. Şimdi de bundan sonrası artık gerek Sayın Yıldırım, Sayın Bahçeli ve bunun yanında Sayın Kılıçdaroğlu inşallah görüşmeleri yapacaklar. Hans, Helga ne der bizim derdimiz bu değil. Bizim derdimiz Hatice, Ayşe, Fatma, Hasan, Hüseyin ne der, Allah ne der o. Onun için parlamentomuz bu kararı verecek” şeklinde konuştu.
“Tüm tartışmalar bitmiştir”
Asıl olanın milletin ne dediği olduğunu vurgulayan Erdoğan, 25 milyon 200 bine yakın vatandaşın tercihiyle anayasa değişikliğinin kabul edildiğini kaydetti. Erdoğan, anayasa değişikliğiyle ilgili tüm tartışmaların bittiğinin altını çizerek, “Türkiye tarihinin en büyük oy sayısıyla kabul edilen anayasa değişikliğiyle gelen yenilikler artık tüm milletimizin hizmetindedir. Artık yönümüzü geleceğe çevirme zamanıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve tüm gücümüzle ülkemizin ve milletimizin emrinde olarak çalışmayı sürdüreceğiz. Durmak yok, yola devam diyeceğiz” şeklinde konuştu.
"Hükümet kurma kavgaları, pazarlıkları, koalisyonlar dönemi sona erdi"
“Bugüne kadar milletimize nasıl aşk ile, sevda ile, adanmışlık ile hizmet ettiysek bundan sonra da aynı şekilde yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:
“Anayasa değişikliğiyle milletimiz yeni bir yönetim sistemine, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçme kararını vermiş oldu. Bundan rahatsız olanlar olacak. Onları biliyorsunuz zaten. Türkiye artık seçimlerden sonra yaşadığı belirsizlikleri geride bıraktı. Hükümet kurma kavgaları, pazarlıkları, koalisyonlar dönemi sona erdi. Önümüzdeki ilk seçimlerden itibaren ki Kasım 2019, onun önünde Mart 2019 yerel seçimler. Artık karar milletindir, söz, milletindir. Sizin sözünüzün üstünde söz, kararınızın üstünde karar yok.”
“Tencere tavacılar çıkmış ortaya”
16 Nisan referandum sonuçları sonrası gündemi değerlendiren Erdoğan, “Şimdi gazete ilanları gördüm. Baktım ki tencere tavacılar çıkmış ortaya. Neymiş, onlar da ‘hayır'ı kutluyorlarmış. Yahu galibiyetin mutluluğunu biliyoruz da, galibiyetin eğlenmesini biliyoruz da, mağlubiyetin nasıl kutlandığını şimdi öğreniyoruz. İşte bunlar Gezici, tencere tava hep aynı hava devam ediyorlar” şeklinde konuştu.
Erdoğan, siyasi parti çatısı altında referanduma ilişkin değişiklikleri 81 ili gezerek anlattıklarını söyleyerek, “Buna karşı çıkanlara her şeye rağmen saygı duyduk. Seçim meydanlarında onların yanlışlarını, yalanlarını, eksiklerini milletimize ifade etmek, bu mücadeleyi vermek elbette görevimizdi. Bu demokratik mücadeleyi verdik. Sayın Başbakan, Sayın Bahçeli 81 vilayetin hepsini gezdik. Gidilmedik yer bırakmadık” diye konuştu.
“7 kere mağlup oldular. Şimdi 8’nci kez yine mağlup oldular” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Ama bakıyorsun gene tencere tava. Bizim sadece terör örgütlerine karşı müsamahamız yoktur. PKK’sından FETÖ’süne kadar ülkemize ve milletimize ihanet içerisinde olan tüm terör örgütleri ile mücadelemize kararlılık ile devam edeceğiz” dedi.
“Ya Türkiye'ye verdikleri sözleri derhal tutacaklar ya da sonuçlarına katlanacaklar”
Avrupa’nın halk oylamasına karşı göstermiş olduğu tutuma değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendiler gibi düşünmeyen vatandaşlarımızın üzerine atları ile itleri ile köpekleri ile saldıracak kadar ileriye götüren ülkeler oldu. Şimdi aynı çevreler bizi Avrupa Birliği üyelik görüşmelerimizi dondurmakla tehdit ediyorlar. Her şeyden önce bu onların vereceği bir karar değil ama bu bizim çokta önemli değil. Yeter ki AB bu kararını versin ve bize tebliğ etsin. 54 sene AB kapısında bizi bunlar beklettiler. Otururuz, konuşuruz bir güven oylaması da onun için yaparız. İngiltere Brexit yaptı, kurucusu olduğu Avrupa Birliğinden şu anda İngiltere çıkıyor, Norveç çıktı. Kararı verecek merci neresi? Millet. Gideriz milletimize, millet ne karar veriyor, biz de ona uyarız. Ya Türkiye'ye verdikleri sözleri derhal tutacaklar ya da sonuçlarına katlanacaklar. Bu iş öyle terör örgütlerini el altından silahla, parayla desteklemek suretiyle ülkemizin üzerine salmakla olmaz” açıklamasında bulundu.
“Fırat Kalkanı bizim son değil, ilk operasyonumuzdur”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fırat Kalkanı Operasyonu’nun son olmayacağına vurgu yaparak, “Suriye'de terör örgütlerine verdikleri destekle ülkemize karşı husumetlerini açıkça ilan etmekten çekinmeyenler şunu bilsinler, Türkiye ne pahasına olursa olsun sınırlarının yanı başında bir terör örgütüne veya bir terör oluşumuna asla izin vermeyecektir. Bölgede paralı asker gibi kullandıkları teröristlerle Türkiye'yi dize getirebileceklerini sananlar yanıldıklarını çok yakında görecekler. Fırat Kalkanı bizim son değil, ilk operasyonumuzdur. Ülkemize yönelik eylemleri ve tehditleri ile sınırlarımızda beslenen terör örgütlerinin kökünü kurutmak için nereye ve ne kadar operasyon gerekiyorsa hepsini yapmakta kararlıyız” dedi.
“Her gittiğimiz yerde vatandaşlarımızla Rabialarımızı boşuna tekrarlamıyoruz” diyen Erdoğan şunları kaydetti:
“Buradan bir kez daha şöyle Kandil’inden Pensilvanya’sına, Avrupa’sından Batı’nın en ucuna herkesin duyacağı bir şekilde tekrarlamaya var mıyız? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Kardeşlerim 80 milyon tek millet. Bayrağımız belli asla tereddüt yok. Tek vatan 780 bin kilometrekare ile. Asla ameliyat yaptırtmayız. Yapanlar bedelini ağır öder. Ve tek devlet. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden başka devlet kabul etmeyiz. İşte bu 4 hassasiyete saygı duymayan hiç kimse dostumuz değildir, müttefikimiz de değildir. Bizim milletimize sözümüz var. Ülkemizin bekası için ne gerekiyorsa yapacağız. Onun için bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”
Erdoğan, vatandaşlarla birlikte İstiklal Marşı’ndan bir kısım okuyarak, “Biz size efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. İnşallah biz de yurdumuzu alçaklara uğratmayacağız. Şehitlerimizin ve ecdadımızın emanetine sahip çıkacağız. Bayrağımızın gururla dalgalanmaya, ezanlarımızın şevkle okunmaya devam etmesi için gerekirse gövdemizi siper etmekten çekinmeyeceğiz. Büyük Türkiye, güçlü Türkiye, istikrarlı Türkiye yolunda verdiğimiz bu mücadelede gösterdiğiniz sevgi için, coşkunuz için, vefanız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
AGİT'e tepki: Sür eşeğini Niğde'ye
AGİT diye bir örgüt var Avrupa'da. Şimdi bunlar kendilerine göre bir rapor hazırlıyorlar, 'Türkiye'deki seçimler şöyle olmuş böyle olmuş.' Önce haddinizi bilin haddinizi. Sizin hazırlayacağınız o siyasi içerikli raporları, biz ne görürüz ne duyarız ne biliriz. Biz yolumuza devam ederiz. Onu siz külahımıza anlatın. Türkiye, Batı'da görülmeyen en demokratik seçimleri gerçekleştirmiştir.
Sizler Türkiye'nin bakanlarını büyükelçiliklere sokmazken, burada laf söyleyemezsiniz. Artık sür eşeğini Niğde'ye. Niğdeli kardeşlerim bu sözün ne anlama geldiğini iyi bilir.
Milletimizin bize işaret ettiği yol budur. Ülkemizin kaybedecek bir dakikası bile yoktur.