Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
Türkiye'nin Suriye merkezli terör saldırıları konusundaki hassasiyetinin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekatlarımız ile idlip'teki ısrarlı duruşumuzun bir bahane veya vehim değil, somut güvenlik kaygılarına dayandığını hiç kimse inkar edemez.
Ülkemize yönelik tehditlerin bize verilen tüm sözlere rağmen artarak sürdüğünü görüyoruz.
Şayet bize verilen sözler tutularak buralardaki tüm teröristler belirlediğimiz hattın dışına çıkartılmışsa ihtiyaç duyduğumuz her an harekete geçmek için meşru sebebe sahip olduğumuzu bir kez daha tekrarlıyoruz.
Türkiye'nin gücü gerekiyorsa Suriye'de tüm terör örgütlerinden temizlemeye yeterlidir, ama biliyoruz ki Suriye üzerinde yapılan hesapların ülke halkının yaşadığı zulmü sona erdirmekle uzaktan yakından ilgisi yok.
Amerika'nın Suriye'nin Irak sınırı boyunca oluşturmaya çalıştığı yapının yeni çatışmaların, acıların, trajedilerin habercisi olduğu da açıktır.
Suriye halkı, bölge dışından gelen güçler ile onların güdümündeki terör örgütlerinin ve rejimin strateji oyunlarının bedelini kanıyla canıyla ödüyor.
Sınırlarımızın hemen yanı başında yaşanan her hadisenin sancısını biz de hissediyoruz.
Kadim coğrafyanın artık içine sokulduğu cendereden kurtulma vakti gelmiştir, inşallah bu kutlu çıkışın en büyük destekçisi de Türkiye olacaktır.
Suriye'yi dilim dilim bölme çabalarına karşı ortaya koyduğumuz tavır bunun içindir. Libya'nın geleceğini kukla darbeciler eliyle karartma girişimlerinin önünü kesmemiz bunun içindir. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarılma mücadelesine verdiğimiz destek bunun içindir.
Türkiye'yi siyasi ve ekonomik olarak kendilerine bağlı ve bağımlı tutmak isteyenler farklı görünümler ve isimler altında sürekli iş başındaydı. Yeri geldi toplumsal yapımıza saldırdılar, yeri geldi darbe yaptırdılar, yeri geldi terör örgütlerini üzerimize saldılar, yeri geldi vesayet düzeni kurdular. Hamdolsun milletimiz her saldırının ardından yeniden iradesine sahip çıktı. Ülke yeniden rayına otursun, İstiklal harbimizi yöneten meclisimiz bugüne kadar yaşadığı tüm badirelerin ardından, dimdik ayağa kalkmayı başardı.
Fransa'da peygamber efendimizle ilgili çıkan çirkin ve ahlak yoksunu karikatürleri yayımlayan derginin şimdi de kapaktan yayımladığı bir karikatürle şahsımı hedef aldığını duydum.
Bu tür ahlaksız yayınların ne yaptığını görmek amacıyla da olsa itibar etmeyi gerek görmedim, karikatüre bakmadım. Ben neyim ki benim sevgili peygamberime sevgililer sevgilisine bu denli hakaret eden bu namussuzlarla ilgili benim herhangi bir şey söylememe de gerek yok.
Bunlar Avrupa'nın yeniden barbarlık dönemine geri gidişinin işaretleridir.
Bu ahlaksızlarla ilgili benim bir şey söylememe gerek yok.
Sağduyulu Avrupalılar aydınlık bir gelecek için inisiyatif geliştirmeli.
Mekke'ye, Medine'ye, Asya'ya, Afrika'ya, Avrupa'ya tüm dünyaya tüm alemlere ve tüm zamanlara şeref veren Peygamber Efendimize yapılan saldırılara samimiyetle karşı durmak bizim şeref meselemizdir.
İslam ve Türkiye düşmanları, özgürlük adına girdikleri kin ve nefret bataklığında boğulacaklar.
Biz son nefesimizi verdiğimiz gün değil, asıl bu saldırılar karşısında sessiz kaldığımız, tepkisiz kaldığımız, mukabelede bulunmadığımız gün öldük demektir.
Biz özgürlüğün sembolleri olarak gördüğü ezanı ve bayrağı özellikle için gerektiğinde canlı veren bir milletiz biz bunların karşısında mı duracağız bunların karşısında mı onurumuz dan vazgeçeceğiz bunların karşısında mı yönümüzü başka tarafa çevireceğiz?
Batıya sesleniyorum ya siz değil misiniz? Ruanda'da yüz binlerce insanı katleden, ya siz değil misiniz milyonlarca Cezayirli katleden, ya siz değil misiniz Afrika'nın her ülkesine sadece elmas, fosfat, altın var diye giren ve oradaki insanları katleden? Siz katilsiniz, katil.
Bugün hala aynı şeylerin arayışı içerisindesiniz, ama kusura bakmayın. Lübnan'a gidiyorsun ne işin var senin Lübnan'da? Bir felaket yaşanıyor ve oraya güya istikamet vermeye gidiyor. Ne oldu, aradığını buldun mu orada? Bulamadın kovdular ve tanıdıkça bunlar her yerden kovulacak.
Bunlar haçlı seferlerini yeniden başlatmak istiyorlar.
Türkiye genelinde ibadete açık, topraklarımız içinde 435 kilise, sinagog ve havra ve bunlar devletimizin yedieminindedir, güvencesi altındadır. Hiç kimsenin inancına, ibadetine, kutsalına müdahale etmedik, etmiyoruz.
Almanya'da, Mevlana Camii'ne sabah namazında 100-150 kadar Alman polisinin girmesini bana Şansölye Merkel izah edemez. Ne yaptığına bakın, sadece görüşmek, konuşmak. Bunlar çıkar yol değil.
Almanya'nın vatandaşlarımızın inancına gerekli değeri vermesi lazım.
Dün akşam sayın Putin'le de bir görüşmemiz oldu. Buradaki süreci etraflıca ele alalım, değerlendirelim dedik.
Sayın Putin'e kırmız çizgilerimiz aşılırsa gözümüz babamızın oğlunu görmez dedik.
Bay Kemal, eşimle ilgili koşumasın benimle ilgili konuşsun
Avrupa, artık Türk ve İslam düşmanlığı saklamıyorlar. Türkiye bu bu çirkin zihniyete rağmen sorumluklarını yerinine getiriyor
Hibya Haber Ajansı