Başkan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda katıldı.
Toplantıda Başkan Erdoğan'ın doğumgünü dolayısıyla hazırlanmış özel filmin gösterimi yapıldı.
Hazırlanan filmin kendisini duygulandırdığını söyleyen Erdoğan, "Çocukluk yıllarıma beni götürmesi, tercih edilen oradaki birkaç anektod çok çok önemliydi. Bu simitti, bu kitaptu, bu suydu bunların üçü çocukluk yıllarımın en önemli başlıklarıydı" ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Özellikle hazırlanan bu sürpriz gerçekten çok kısa da olsa benim için çok çok duyguluydu ve çocukluk yıllarıma beni götürmesi, bunun yanında da tercih edilen oradaki birkaç anekdot gerçekten çok çok önemliydi. İşte bu simitti, kitaptı, suydu bunların 3'ü çocukluk yıllarımın en önemli başlıklarıydı. Sınıfımdaki bir arkadaşımın kitabevleri vardı ve oradan elde ettiğim bu imkanlarla kütüphaneme aldığım Esen Ömer Nasuhi Bilmen Efendi'nin Hukuku İslamiyye Kamusu'ydu. Taksitlerini simit satarak, su satarak ödemiştim ve o günden bugüne de hamdolsun bu şekilde yürüyerek geldim.
Sözlerimin hemen başında, tüm İslam aleminin ve milletimizin, dün başlayan mübarek üç ayları ile yarın gece idrak edeceğimiz Regaip Kandilini tebrik ediyorum. Bu mübarek ayların ve önümüzdeki günlerde ardı ardına idrak edeceğimiz mübarek gecelerin, Müslümanlara ve tüm milletimize hayırlar getirmesini Rabbimden niyaz ediyorum.
"KUDÜS'ÜN MAHREMİYETİNE YÖNELİK PERVASIZ SALDIRILAR ARTIYOR"
İslam dünyasının her köşesinden feryatların yükseldiği, zalimlerin her geçen gün daha da azgınlaştığı, zulmün adeta arşa çıktığı bir süreçten geçiyoruz. İlk kıblemiz Kudüs’ün mahremiyetine yönelik pervasız saldırılar giderek artıyor.
İşte böyle bir dönemde Rabbimizden, idrak ettiğimiz mübarek ayların ve gecelerin hatırına birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, mücadele gücümüzü artırmasını diliyorum. Merhamet, sevgi, kardeşlik, dayanışma ikilimi olan bu mübarek ayların ve gecelerin ne kadar hakkını vererek yaşarsak, önümüzdeki meselelerin üstesinden kolayca gelecek gücü o derece kendimizde bulabiliriz.
Şayet çevremizde tek bir garip, tek bir ihtiyaç sahibi, tek bir imkansızlıktan dolayı gözü yaşlı, kalbi kırık insan varsa, ne bu mübarek ayları, ne de bu mübarek geceleri hakkıyla değerlendirememişiz demektir.
"BİZE DÜŞEN DE AYNI YOLDA İLERLEMEKTİR"
Müslüman olmak sadece namaz kılmaktan, oruç tutmaktan, hacca ve umreye gitmekten ibaret olsaydı, nefse ve küfre karşı verilen onca mücadeleye gerek kalmazdı. İnancımızın asıl ölçüsü, Rabbimizin bize gösterdiği şekilde "iyiliği emredip kötülüğü nehyetme" düsturunu ne derece hayata geçirebildiğimizdir.
Gelmiş geçmiş tüm Peygamberlerin görevi, insanlığa işte bu temel ilkeyi vaz etmek olmuştur. Bize düşen de aynı yolda ilerlemektir. Rabbim hepimize inancımızın özünün farkında olmayı ve buna uygun şekilde yaşamayı nasip etsin diyorum.
"BİLİM İNSANLARI, YENİ DEPREMLER BEKLENDİĞİNİN HABERLERİNİ VERİYOR"
Deprem felaketi kendini bize sürekli hatırlatıyor. Son olarak Van’da can kaybıyla sonuçlanan bir deprem yaşadık. Van’da meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara sıhhat diliyorum. Bilim insanları, yeni depremler beklendiğinin haberlerini veriyor.
Son bir asırda ülkemizde 6 ve daha üzeri büyüklüğe sahip 57 deprem yaşadığımızı ve 80 bin vatandaşımızı yıkıntılar altında kaybettiğimizi düşündüğümüzde, bu ikazlara hak vermemek mümkün değildir.
"İLK ETAPTA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ GEREKEN KONUT SAYISI 6 MİLYON 700 BİNDİR"
Ülkemizin mevcut yapı stokunun, bilhassa da bizim dönemimizden önce yapılanların önemli bir bölümü, depreme ve diğer tabii afetlere dayanıksızdır.
Öyle ki, birçok şehrimizin neredeyse tamamına yakınını yıkıp yeniden yapmak gerekiyor.
Türkiye gibi 83 milyon nüfusa, 10 milyon binada 30 milyon bağımsız birime sahip bir ülkede böylesine köklü bir dönüşümü gerçekleştirmenin kolay olmadığı ortadadır. Yapılan değerlendirmelere göre ilk etapta dönüştürülmesi gereken konut sayısı 6 milyon 700 bindir. Başka hiçbir şey yapmayıp, tüm yatırımları durdurup, tüm maaş ve destek ödemelerini kesip kamu kaynaklarının hepsini bu işe aktarsak bile, bu dönüşüm yıllarca sürer.
"HEDEFİMİZ 5 YILDA 1 MİLYON 500 BİN KONUTU DÖNÜŞTÜRMEKTİR"
Devlet ve millet olarak ele ele vererek, en riskli olan yapılardan başlayıp bu süreci adım adım yürütmek mecburiyetindeyiz. Öncelikle, durumları aciliyet arz eden binaların yıkılıp yeniden yapılması için bir çalışma başlattık. Hedefimiz her yıl 300 bin yeni konut inşa ederek, önümüzdeki 5 yılda 1 milyon 500 bin konutu dönüştürmektir.
"VATANDAŞLARIMIZIN MAĞDUR OLMAMASI İÇİN 17 MİLYAR LİRA KAYNAK KULLANDIK"
TOKİ vasıtasıyla bugüne kadar tamamladığımız ve inşa halindeki 863 bin konut, bu bakımdan önemli bir örnektir. Aynı şekilde bizim dönemimizde kamu faaliyetleri için inşa edilen hizmet binaları, okullar, spor salonları, yurtlar, hastaneler, camiler ve diğer birimler de depreme dayanaklıdır. Kentsel dönüşüm çalışmalarını başlattığımız 2012’den bugüne kadar 1 milyon 350 bin konutu bu kapsama aldık.
Bu konutlarda oturan vatandaşlarımızın mağdur olmaması için kira yardımı, hibe, destek, kamulaştırma gibi çalışmalar için 17 milyar lira kaynak kullandık.
Marmara depreminin ardından altyapısı ve diğer birimleriyle 43 bine yakın konutu tamamlayıp vatandaşlarımıza teslim etmiştik. Van, Kütahya, Bingöl, Dinar depremlerinin ardından da, yine altyapısıyla birlikte 38 bine yakın konut inşa edip, vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.
Geçen yıl başlattığımız 65 bin konutluk dönüşüm projesinin bir kısmı tamamlandı, kalanları sürüyor.
Kanal İstanbul tek başına, diğer işlevlerinin yanında, 500 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesidir.
ELAZIĞ'A VE MALATYA'YA İNŞA EDİLECEK KONUTLAR
Elazığ-Malatya depreminin ardından enkaz kaldırma, ağır hasarlı binaların boşaltılması ve tehlike arz edenlerin yıkımı ile hasar tespiti çalışmaları 12 günde tamamlandı.
Buna göre Elazığ’da yıkık 263 bina, ağır hasarlı 7 bin 698 bina, orta hasarlı bin 540 bina tespit edildi.
Bu binalarda toplamda 19 bin 821 bağımsız birim bulunuyor.
Malatya’da ise 370 yıkık bina, 2 bin 794 ağır hasarlı bina, 621 orta hasarlı bina olduğu, bu binalarda 6 bin 691 bağımsız birim bulunduğu belirlendi.
Netice itibariyle Elazığ’da 19 bin 180, Malatya’da 4 bin 432 yeni konut yapılması gerektiği ortaya çıktı.
Şu ana kadar Elazığ’da 960 ve Malatya’da 678 konutun, yıl sonunda teslimleri yapılacak şekilde inşasına başlandı. Elazığ’da TOKİ’nin daha önce inşa ettiği 400 konuta da vatandaşlarımız taşınmaya başladı. Diğer konutların inşasıyla ilgili çalışmalar süratle devam ediyor. Hedefimiz bir yıl içinde 23 bin 612 konutun tamamını bitirip vatandaşlarımıza teslim etmektir.
Bu projeler, konutlar yanında okullarıyla, camileriyle, parklarıyla, millet bahçeleriyle, yollarıyla, alışveriş merkezleriyle tam tekmil yaşam alanları olarak planlanıyor ve yapılıyor.
Güçlendirme yapılacak yerler için de vatandaşlarımıza konut başına 27 bin liraya kadar destek veriyoruz. Ağır hasarlı binalardaki dairelerin maliklerine AFAD vasıtasıyla 11 bin lira, kiracılarına 5 bin lira, orta hasarlı binalardaki daireler için de yine 5 bin lira yardım yapıyoruz.
"DEPREME HAZIRLIK ÇALIŞMALARINI DEVLETLE VATANDAŞIN BİRLİKTE YÜRÜTMESİ GEREKİYOR"
Devlet, elbette felakete uğrayan vatandaşının yanında olacak. Ancak, depreme hazırlık çalışmalarını devletle vatandaşın birlikte yürütmesi gerekiyor.
Vatandaşlarımızdan, sahibi oldukları yapıların risk seviyesini hemen tespit ettirip, depreme dayanıksız olanları süratle dönüştürmelerini bekliyoruz. Bugüne kadar 22 milyon vatandaşımızın oturduğu konutların depreme dayanaklılığı teyit edildi. Amacımız bu sayıyı kısa sürede önce 35 milyona çıkarmak, sonra da nüfusumuzun tamamına teşmil etmektir. İnşallah milletimizle birlikte bu meselenin de üstesinden gelecek, ülkemizi depreme hazır hale getireceğiz.
"BAŞLATTIĞIMIZ YARDIM KAMPANYASINDA YAKLAŞIK 1 MİLYON 600 BİN LİRA TOPLANDI"
Diğer taraftan, Elazığ-Malatya depreminin ardından AK Parti Meclis Grubu olarak başlattığımız yardım kampanyasında yaklaşık 1 milyon 600 bin lira toplandı.
Grup yönetimimiz bu parayı AFAD hesabına aktaracak.
Yardım kampanyamıza iştirak eden milletvekillerimize ve teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum.
"AÇIK KONUŞMAK GEREKİRSE, KARŞIMIZDA HASTALIKLI BİR ZİHNİYET VARDIR"
Türkiye’nin pek çok sıkıntısı var, ama CHP zihniyeti ve onun başındaki zatın hezeyanları hala en önemli meselemiz olmayı sürdürüyor. Hayatı kendi ülkesine karşı mücadele etmekle geçmiş bir zatın zırvalarını muhatap almamak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak, milletimize olan saygımız gereği, yalanların ve iftiraların ortada kalmaması için, kendimizi bazı gerçekleri ifade etmek mecburiyetinde hissediyoruz. Açık konuşmak gerekirse, karşımızda hastalıklı bir zihniyet vardır.
Önce adaletten ve yargıya saygıdan bahsedip, ardından yargıya, hakimlere, savcılara, adalet kurumlarına her türlü hakareti yapan bir zihniyet, başka nasıl ifade edilebilir, bilmiyorum.
"TERÖRİSTLERİN ARKALARINDA DURAN BİR KİŞİ, BU ÜLKENİN ANCAK HASMI OLABİLİR"
Bu ülkede kölelik yoktur ama zihnini ve elindeki imkanları emperyalistlere gönüllü olarak satmış olan bir kişiyi biliyoruz, onun adı da Bay Kemal’dir. 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe yargısını bile yüceltecek kadar alçalabilen bir kişi, artık sözün bittiği yere ulaşmış demektir.
FETÖ’den PKK’ya kadar tüm terör örgütlerini destekleyen, söylediği her sözle ve yaptığı her davranışla "arkadaşlar" dediği teröristlerin arkalarında duran bir kişi, bu ülkenin ancak hasmı olabilir.
"ŞEHİTLERİMİZE SAYGISIZLIK YAPAN BİR KİŞİ, ASLA BU MİLLETİN EVLADI OLAMAZ"
Türkiye, tarihinin en kritik mücadelelerinden birini verirken, sürekli devletini ve milletini tahkir eden, askerinden hakimine kadar tüm kamu görevlilerine saldıran bir kişi, ülkesine değil düşmanlarına hizmet ediyor demektir. Ömrü boyunca ülkenin ve milletin hayrına tek bir icraatı olmamış, devlet nasıl yönetilir, uluslararası ilişkiler nasıl yürütülür zerre kadar bilgisi olmayan bir kişi, kürsüde mavra keserek sadece kendini tatmin edebilir.
Suriye meselesinin ne olduğunu zerre kadar idrak edememiş bir kişinin, bu konuda söylediği söz, ancak sinek vızıltısı kadar değer taşır.
Hele hele, insanoğlunda bir vicdan var değil mi? "İdlib’te adam kendi toprağını savunuyor" diyerek, kendi ülkesi yerine rejimin yanında yer alan, kahraman askerlerimizin mücadelesine hakaret eden, şehitlerimize saygısızlık yapan, gazilerimizi rencide eden bir kişi, asla bu milletin evladı olamaz. Yahu insanda vicdan önemli bir sestir. Bu İdlib’deki o yavruları televizyon ekranlarında izlemiyor musun? Yavruların ayakları çırılçıplak o kamplarda görmüyor musun? O yavruların ahı sana yeter ya. O anneler, o babalar, o çamur deryaları içerisinde başlarını sokacakları bir çadır dahi bulamıyorlar. Bunları bu katil Esed'in insafına mı bırakacağız? Esed'e hangi teklifi yaparsak yapalım adam olmadığını gördük. Şu anda Apo’nun ortaklarıyla da zaten ortaklığı var. Ankara'dan İstanbul’a birlikte yürüdüler.
"BU KONULARDA SÖYLEDİKLERİ, HEZEYANDAN İBARETTİR"
Libya’da ülkemizin ne yapmaya çalıştığını anlamamış bir kişinin bu konuda söyledikleri, deryada damla hükmünde dahi değildir. Bugün Libya'da Türk aşiretleri var ama sorun bilmez. İnanın CHP’nin şurada 15-20 yıllık geçmişini bile bilmez bu adam. Uluslararası ilişkilerde dostluğun ve düşmanlığın, ancak ülkemizin ve milletimizin çıkarlarıyla ilgili bir kavram olduğunu fark edememiş bir kişinin bu konularda söyledikleri, hezeyandan ibarettir.
Tank üretmeyi teneke kutu üretmek, uçak üretmeyi kağıttan model yapmak, savunma ve muharebe sistemleri geliştirmeyi beş taş oynamak sanan birisine, elbette ne desek boştur.
"YUNAN’A VE ONUN ARKASINDAKİ GÜÇLERE ALKIŞ TUTANLAR OLDUĞUNU BİLİYORUZ"
Esasen, bu zihniyet ülkemize yabancı değildir, biz bunları tanırız. Türk Milleti, Çanakkale’de 7 düvele karşı mücadele ederken de, emperyalistlerin borazanlığını yapanlar vardı, o zaman da vardı. Galiçya’dan Libya’ya kadar en geniş manada vatan müdafaası yürüttüğümüz bir dönemde de birileri manda savunuculuğu yapıyordu. İstiklal Harbimizde, Yunan’a ve onun arkasındaki güçlere alkış tutanlar olduğunu biliyoruz.
Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra da, CHP çatısı altında varlığını sürdüren bu hastalıklı zihniyet, fırsat buldukça kafasını çıkartıp aynı sapkınlığı sergilemekten geri durmamıştır.