Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Avusturya Dışişleri Avrupa ve Uyum Bakanı Dr. Karin Kneissl, düzenledikleri basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Avusturya, Türkiye karşıtlığını sert bir şekilde gündeme getirmek zorunda değil"
Bakan Çavuşoğlu, Avusturya'nın Türkiye'nin AB üyeliği konusundaki tutumunun sorulması üzerine, "Bugün Avusturya’nın Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki pozisyonu ve fikrini değiştirmek için bir çabam olmadı, olmayacak da. Çünkü Avusturya zaten düşüncesini açıkladı. Konuşmamda da söylediğim gibi Avusturya’nın bu konuda bir fikir olabilir. Türk halkının da bir fikri var ki şu anda Türkiye'nin yüzde 75’i AB üyeliğine karşı. Biz de böyle bir durum gerçekleştiği zaman ileride olursa halkımıza soracağız. Ama Avrupa Birliği’nin bir karar vermesi lazım. Üye ülkelerinin yüzde 70’i Türkiye’nin tam üye olmasında ısrarcı. Karmaşık fikirler ve duygular var. Bizim karşı olduğumuz şey bugüne kadar Avusturya’nın Türkiye’ye karşı sert tutum içinde olmasıydı. Avusturya bu düşüncesini hükümet programına koymak zorunda değil. Avusturya, Türkiye karşıtlığını sert bir şekilde gündeme getirmek zorunda değil. Seçim kampanyalarında biz Avusturyalılara saldırmıyoruz, Hristiyan düşmanlığı da yapmıyoruz. Birlikte çalışacağımız ülkelerden de aynı şeyi bekliyoruz. Bunu nefret dili ile Türkiye ve İslam karşıtlığına dönüştürmek zorunda değilsiniz. Herkesin fikri olabilir, anlaşamazsak da buna saygı duyarız. AB üyeliği konusunda AB’nin bizi daha fazla oyalamaması gerekiyor. 60 yıl oldu bir 60 yıl daha bekleyemeyiz. İstemiyorsa kararını versin. Göçmen konusunda Avrupa’nın yükünü alan tek ülkeyiz. AB bir karar versin, biz de ne olduğunu bilelim. Belirsizliği ortadan kaldırmakta fayda var" ifadelerini kullandı.
Avusturyalı Bakan Kneissl ise görüşmede Avrupa Birliği üyeliği konusunda kısaca değindiklerini belirterek, "Bizim birinci konumuz bu değildi. Çünkü Sayın Dışişleri Bakanı'nın dediği gibi aramızdaki görüş ayrılıklarını biliyoruz. Avusturya’nın burada farklı bir tutumda olduğunu da biliyoruz. Bu bir sır değil. Bizim hükümet düzeyinde de bulunuyor. Bu konu dışında da bizim karşılıklı görüşebileceğimiz birçok konu olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
"ABD ile bir konuyu görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım"
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'ın Suriye'de 30 kilometrelik güvenli hat önerisini de değerlendiren Bakan Çavuşoğlu, "Paris görüşmemizde kendisine ne demek istediğini sordum. Kendisi de tüm Türkiye Suriye sınırında baştan sonra bir 10 kilometrelik bir güvenli bölge düşündüklerini ama 30 kilometre öteden de roketler geldiği için bu güvenli bölgenin 30 kilometre olabileceğini söyledi. Bu güvenli bölge konusunu daha önce Cumhurbaşkanımız gündeme getirmişti. Ama bundan ne anlıyoruz farklı beklentiler olabilir. Bizim anladığımız farklı onların farklı olabilir. Her şeyden önce bizim ABD ile güvenli bölge ve başka bir konuyu samimi bir şekilde bırakın kabul etmek ve görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım. ABD’nin YPG’ye verdiği silahlar, Münbiç'ten bu yana ABD'nin hiçbir sözünü tutmaması, en son Sayın Trump’ın 'YPG’ye silah vermeyeceğiz' demesi. Dün akşam 'artık vermiyoruz' demesi. Bunları uygulamada da görmemiz lazım. FETÖ’nün orada yaşaması falan bir güven bunalımı oldu. Önce bu güveni tesis etmemiz lazım bir şey konuşabilmek için. Bu güven temini için de somut adımlar görmemiz gerektiğin söyledim. Öyle bir teklif geldi hemen kabul edelim olmaz, bunlar ciddi işler. Bizim neden güven duymadığımızı kendileri de halkımız da biliyor" şeklinde konuştu.
"ABD açıklaması sanırım görüşme yapılmadan önce hazırlanmış"
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Dışişleri Bakanı Trump ile görüşmesi ile ilgili değerlendirmelerde de bulunarak şunları söyledi:
"ABD'nin açıklaması sanırım görüşme yapılmadan önce hazırlanmış. Dolayısıyla gerçekleri yansıtmayan bir açıklama oldu. Onların değişik mazeretleri olabilir. Görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Önceden hazırlandığı görüşülmemiş konuları bile görüşülmüş gibi hazırlanmış bir açıklama oldu. Açıklama için bugün ABD'li yetkili Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ı arayacaktı. Muhtemelen görüşmüşlerdir"
"Avusturya’nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemem sizin için doğal olmalı"
Bakan Çavuşoğlu Türkiye'nin Avusturya'nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellediğinin hatırlatması üzerine ise konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim bugüne kadar Avusturya’ya yönelik tek taraflı bir açıklamamız, bir kararımız olmamıştır. Bizim yaptığımız açıklamalar ve aldığımız kararlar Avusturya’dan Türkiye'ye yönelik açıklamalar ki bazıları hiç dostane değildi, Türkiye’ye yönelik alınan lüzumsuz kararlardır. Avusturya Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkabilir ama meclisinden tutup bir karar aldığı zaman problem değilse, benim de Avusturya’nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemem de doğal olması lazım sizin için. Benim için doğal değil. Çünkü ben bana yönelik atılan bir adıma karşılık vermek durumunda kaldım. Çünkü halkımız beklentisi bu. Milletimiz Türkiye'ye yönelik bir adım atıldığı zaman bizden atım atmamızı istiyor. Normal şartlarda NATO’nun daha etkin bir örgüt olması, ortakları ile birlikte ortak düşmanlarına karşı hareket etmesi hepimizin menfaatinedir. Biz Avusturya’yı NATO'da hiç engellememiştik. En son alınan kararlardan sonra böyle bir adım atma mecburiyetinde kalmıştık. Bu karşılıklı anlayış ile olur. Yeni sayfalar açıyoruz, pozitif gündeme odaklanmak istiyoruz. Ortak atabileceğimiz adımlar var. Bunlar her iki ülke halklarının da menfaatine. Avrupa güvenliği bakımından da önemli. Biz bu karşılıklı pozitif adımları atarsak bu negatif gündemi konuşmayız"