Ünlü teknik adam, kendine yöneltilen sorulara tüm içtenliğiyle cevap verdi, işte o sorulardan bazılar;
Fatih Terim'İn istifası sonrası Lucescu yerine takımın başında Yılmaz Vural olsaydı şu an A Milli Takımımız neredeydi?
Ben yaparım, ederim demek bunları söylemek çok kolay. Ama şu var ki bundan daha kötüsü olur muydu? Olmazdı. Başarma ihtimalimiz ondan bir fazlaydı. Çünkü bizim çocuklarımız, duygularını ve tepkilerini bildiğimiz insanlar. Biz bu işi yaparken antrenörlük mesleği insanla yapıldığı için o ülke insanını tanımak ve kütürünü bilmek çok önemli konulardır. Bizim ülkemizde Avrupalı bakışı yoktur. Biz önce iş sonra insan diye düşünen bir ülke değiliz. Bizde önce insan sonra iş gelir. Yabancı hoca ile Türk hoca arasındaki fark budur. Ben ısrarla yabancı hocaların Türkiye'de başarılı olamayacağını söylemişimdir. Yabancı hocaların bize verdiği şeylerde çoktur. Ben buradan Almanlar'a teşekkür ediyorum. Çok şey öğrendim orada, buna rağmen yabancı hocaya hayır diyorum. Yabancı hoca bu ülkede olmaz, zaman kaybettirir. Bununda bir kriteri olmalıdır. 'Türk yapamaz edemez beceremez' laflarına çok kırılıyorum. Türk hocaları bu işi biliyorsa uzmanlığı varsa bir 'yabancı kadar başarılı olabilir' diye düşünmek lazım. Şenol hocamız Beşiktaş'ta mükemmel gidiyor. Belki de Şampiyonlar Ligi'nin en önemli yerinde bulunuyor. Varsayalım Beşiktaş ilk 16'ya kaldı.Oradan da Barcelona'yı eledi ve sonra da kupayı kazandı. Peki Şenol Güneş'i Real Madrid ya da Barcelona hoca olarak alır mı? Bu soru büyük bir soru işaretidir. Zaten Türkiye kendi oyuncusunu pazarlama konusunda sınıfta kalmıştır. Marka oluşturan bir ülke de değiliz.
Fatih Terim zamanında başarısızlığın sebebi motivasyon eksikliğimiydi?
Yabancı antrenörler uzmanlık konusunda Türk meslektaşlarından daha ileride olduğunu düşünüyorsak ki doğrudur. Peki burada suçlanacak antrenörmüdür ya da başka kurumlarmıdır? Bunlar kendi kendini yetiştirmiyor, bunları da yetiştiren kişiler var. TFF'de eğitim konusuna bakan birimi var o zaman bu birim işini yapamıyor anlamına çıkıyor.
Göztepe ile neden devam etmediniz?
Bu sorunun muhatabı ben olmamalıyım. Bu soruya kendim odaklı cevaplar verebilirim. Bana sorarsanız bu soruyu Göztepe Başkanı Mehmet Sepil'e sormanız gerekiyor. Sonuç olarak kararı veren ben değilim. Ben Göztepe'de çalışmak isterdim. Hem de çok istedim. Camianın bir parçası olmak isterdim. Ama gönderilmemin nedenini gerçekten bilmiyorum.Yılmaz Vural başkanlarla mı yoksa yönetim kurulunda ki kişilerle mi anlaşamıyor ya da oyuncu gruplarıyla yaşadığınız problemler mi var? Ne oluyor da Yılmaz Vural üzülüyor?
Gittiğim her kulüpte başkanından tutunda en alt çalışanına kadar oyuncularda dahil kim varsa benim hiç bir problemim olmaz. Büyüğümüze karşı saygıda kusur etmeyiz. Küçüğümüze ise sevgide kusur etmeyiz. Bu kadar takımda çalıştım. Benim hiç bir oyuncuyla problemim olmaz. Benim oyuncularla problemim olsa bile oda yönetmelik kaynaklı sorunlardır. Yani yönetmelik gereği doğru ne ise o yapılmıştır. Yıllar sonra hocam kusura bakma siz haklıymışsınız dediklerini biliyorum. Rahmetli İlhan Cavcav, Perşembe başladım. Pazartesi görevime son verdi. 1 maç oynadık. 1 maçta sen benim iyi ya da kötü antrenör olduğumu nasıl tespit ettin? Nasıl bu kadar çabuk karar verebiliyorsun? Gerekçesi de saçma sapan bir şeydi.
Yılmaz Vural'ı biz kimi zaman sahalarda yerlerde sevinirken kimi zaman kimi zaman futbolcularını döverek sevinerek gördük, kimi zaman da ağlarken gördük. Bu insani duygularımızdan dolayı da bazen size şovmen dedikleride oluyor. Siz kendinizi nasıl hissediyorsunuz hakikaten o şovmenlik tarafınızı bilerek mi ön plana çıkarıyorsunuz?
Ben bana şovmen yakıştırması yapıyorlarsa mutlu olurum. Dünyada en zor şeydir şovmenlik. Bugün kaç tane Cem Yılmaz var Türkiye'de. Kolay mı insanları güldürmek. Eğlendirmek dünyanın en zor işidir. Sizde insansınız, sizlerin de onları güldüremiyecek kadar mutsuz olduğunuz dönemler olamayacak mı insan olarak.Dünyanın en zor işi sanki Türkiye'de basitmiş gibi bakılmaya çalışılması yanlış birşey. Tabi oraya 50 bin 100 bin kişi geliyor. Tabi ki oraya bir şov izlemeye geliyorlar. Ben şovmenim ya da bu hareketleri kasıtlı yapıyorum diye bir şey de yok. İnsanla yapılan bir işte duygularınızı ifade edemiyorsanız. Sevincinizi, üzüntünüzü, tepkilerinizi zaman zaman ben oyunculuk yaptığım için çok iyi biliyorum. Bir yanlış yaptığımda da gözüm ordadır. Acaba antrenörüm bana tepki gösterdi mi yada doğru bir şey yaptığımda beni takdir ediyor mu? İnsan olarak yanlışa ve doğruya bir tepki görmek istiyorsunuz otomatikmen. Siz bunları samimi olarak yansıtıyorsanız bunda yanlış olan nedir?
Takımınız mağlup devre arasına girdiniz ve takımınızı soyunma odasında nasıl motive ediyorsunuz? Neler söylüyorsunuz?
Türkiye'de 'Vatan Millet Sakarya'yla oyuncuyu artık motive etme dönemi geçmiştir. Gaz vermek yok. Artık o kadar maddeleşti ki işler. Maç öncesi ve sonrası oyuncular insandır.. Bir kere siz onun eğer içine giripte onun karekterini öğrendiyseniz. Ona davranma durumu ortaya çıkıyor. Ona insan olarak çözebilmem gerektiğini çok iyi biliyorum. Devre araları eskisi gibi duygu tamam da bir realite istiyor. Sizin rakibi iyi çok iyi analiz ettiğinizi onun fazlasını eksiğini ona göre önlemler alıp talimatler vermesi gerekir. Takımlar oyuncularla kazanıyor. İyi oyuncunuz varsa kazanıyorsunuz.
Türkiye'de oyunla kazanan çok az takım var. Türkiye'nin en önemli derbisini seyrediyorsunuz. Arkasından İngiltere'nin orta şiddetli bir maçını izleyin. Bakın arasındaki farkı görün. Bizim maçlarda tempo düşük, pozisyon kısırlığı var, takım oyunu oynanmıyor. Türkiye'de aldatıyoruz insanları. Doğruyu yapmıyoruz. Bunun da kabahatlisi inanın bu işi iyi organize edemeyenlerdir.
Türk futbolunda en büyük problem nedir?
En büyük problem yönetme problemidir. Doğru yönetseler alt yapı diye bir şey olur. Oradan oyuncu çıkar. Bu oyuncular iş geliyor kademe kademe eğitim konusuna iyi eğiticiler bulacaksınız.
'Bu Devirde Ya Topçu Olacaksın Ya da Popçu' sözüne Yılmaz Vural katılıyor mu?
Bu işi yapan sosyal sınıf olarak iki sınıfın çocuklarıdır. Çünkü bu vasıtayla sınıf atlarlar. Para kazanırlar, isim yaparlar Türkiye'de belli bir sosyal sınıfın içine girerler. Dolayısıyla bu onların sınıf atlama yeridir.
Yılmaz Vural sinirli bir insan mıdır?
Benim kadar sakin bir adam yoktur. Hayatımda kavga nedir bilmem. Kimseyle sert konuştuğumu bilmem.
Yılmaz Vural devre arasında bir takımda olacak mı?
Bu soru bana çokça soruluyor. Allah ömür verdiği müddetçe heyecanımı kaybetmediğim müddetçe benim bu işi bırakma yaşım yoktur. İş seni bırakırsa ne ala. Ben bırakma niyetinde değilim. Türkiye'de yaşanmışlığı pek kabul edemiyoruz. Çok önemli oyuncularımızı ve hocalarımızı artık yaşlandı, bunu değiştirelim. Bu kadar kolay değil. İddia ediyorum Türkiye'deki futbolu yönetirim.Bir Yılmaz Vural olmak bu kadar kolay değil.
Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe'de çalışmazsam gözüm açık gider diyor musunuz?
Vallahi gözüm açık gider. Dün Beşiktaş stadında maçını izlerken orada doluyorsunuz. Ben olsam ben yapsam diyorsunuz. Orada ki atmosferi yaşıyorsunuz.