Ukrayna’nın doğusundaki gelişmelerde dün büyük değişiklikler meydana geldi. Rusya’nın, Ukrayna’nın doğusundaki iki “cumhuriyeti” tanıdığını ilan etmesinin ardından ABD Rusya’ya yaptırımlar uygulanacağını açıkladı ve bazı Batılı ülkeler de yaptırım önlemi alacaklarını duyurdu.
BM Güvenlik Konseyi’nde Ukrayna sorununa ilişkin olarak düzenlenen olağanüstü toplantıda, Çinli temsilci ilgili taraflara soğukkanlılığı koruyarak, gerginliği tırmandırabilecek herhangi bir girişimden kaçınma çağrısında bulundu.
Kesişen çıkarlar
Bu, Ukrayna krizinin çözülmesi için bulunması gereken rasyonel bir tutum. 2014 yılından bu yana Ukrayna sorunundaki gelişmelere bakıldığında, şu gerçeği görmek mümkün: Ukrayna meselesinin arka planında farklı tarafların çıkarları yatıyor.
Soğuk Savaş bitiminden sonra NATO sürekli doğuya genişleme peşinde koştu. NATO’nun Ukrayna’yı dahil etmesi, Rusya’nın stratejik güvenliği için ciddi tehdit oluşturuyor. Bu nedenle Rusya, NATO’nun doğuya genişlememe ve Rusya sınırı yakınlarında tehditkar silahlar konuşlandırmama konusunda yasal olarak bağlayıcı taahhütler vermesinde ısrar ediyor.
Büyük güçlerin oyununda arada kalan Ukrayna, egemenliğinin ve ulusal güvenliğinin zarar görmesinden endişelendiği için, NATO’ya katılıp NATO’dan sığınma isterken; Avrupa ülkeleri ise kontrol dışına çıkacak bir savaşa müdahil olmaktan çekiniyor.
ABD’nin ikili planı
Ukrayna durumundaki mevcut durum, bir dizi karmaşık unsurun ortak etkisinin sonucu. Son zamanlarda Washington yönetimi, bir yandan Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı haberlerini sürekli yayarak, içeride azalan destek oranını yükseltmeyi amaçlıyor; öte yandan jeopolitik gerginliği kullanarak Avrupa’yı yanında tutmanın yanı sıra, Rusya’nın güvenlik taleplerine net bir cevap vermek istemediği gerçeğini gizlemeye çalışıyor.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, Ukrayna durumunun ciddileşmesi karşısında, taraflar bir yandan birbirine güç gösterirken, diğer yandan diyalog için alan bıraktılar.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz kısa süre önce yaptığı açıklamada, Avrupa’da savaşın bir kez daha patlak vermesi tehdidi karşısında, diplomatik kanalın Ukrayna sorununu çözecek yegane yol olacağını söyledi. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy de sözde savaş haberlerinin Ukrayna’nın ekonomisine zarar verdiğini ve halkın yaşamını olumsuz etkilediğini vurguladı.
Ukrayna krizinin en uygun çözümü, gerginliği tırmandırmak değil, görüşmek. BM Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden biri olan Çin’in Ukrayna sorunundaki tutumu tutarlı: Tüm ülkelerin endişelerine saygı gösterilmeli ve BM Tüzüğü’nün amacı ve ilkeleri korunmalı.
58. Münih Güvenlik Konferansı’nda Çin, Ukrayna sorununun çözümü için Yeni Minsk Anlaşması’na işaret etti. Çin, söz konusu anlaşmanın görüşme yoluyla sağlandığını ve BM Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını, anlaşmanın halen Ukrayna sorununun çözülmesinin tek çıkış yolu olduğunu belirtti. Çin’in önerisi, BM Tüzüğü’nün amacına ve ilkelerine uygun olduğu gibi, tarafların krizi çözmek için harcadığı çabalarla da uyumlu.
Ukrayna’daki durum kötüleşiyor. İlgili taraflar soğukkanlılığını koruyarak, gerginliği tırmandırabilecek girişimlerden kaçınmalı. Başta ABD olmak üzere dış güçler, gerginlik ve panik yaratmak yerine ilgili taraflar arasındaki barışçıl görüşmeleri ilerletmek için çaba harcamalı.
Kaynak:Ren Jie, CRI Haber Merkezi
Hibya Haber Ajansı