İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ve S&P Global’in açıkladığı verilere göre; Temmuz ayında imalat PMI 48,1’den 46,9 seviyesinde geriledi. Son açıklanan veriler, üst üste beşinci ay eşiğin altında kalarak yavaşlayan bir imalat sektörüne işaret etti. Mayıs 2020’den sonraki en düşük endeks değeri kaydedilirken, Covid-19 sonrası dönemin en sert düşüşü gerçekleşmiş oldu.
PMI verisinin ayrıntılarına bakacak olursak; yetersiz talep üretim ve yeni siparişlerde yavaşlamaya yol açmış görünüyor. Piyasa belirsizlikleri ve girdi maliyetlerindeki artışın sebep olduğu ürün fiyat baskıları da enflasyonist ortamda genel sektör faaliyetinin zorlanmasına yol açtı. Girdi maliyetlerindeki durumda ise ana etken liradaki zayıflama olmaya devam ediyor. Buradaki olumlu olarak değerlendirilecek faktör ise, nihai ürün fiyatları enflasyonunun son ayların en hafif ivmesini kaydetmesi olmuştur. İstihdam artışı ise sınırlı gerçekleşmiş görünüyor. Ücret zammı etkileri ve üretimde azalma istihdamı olumsuz etkileyebilir ve bu kanaldan iç talebe baskı yapabilir. Tedarikçilerin malzeme temin etmede yaşadığı zorluklara ve küresel lojistik sorunlarına bağlı olarak tedarikçilerin teslimat süreleri artmaya devam etti. Tedarik zincirlerindeki aksamalar son üç ayın en belirgin düzeyinde olmasına rağmen yılın başlarına kıyasla çok daha ılımlı seyretti.
PMI Üretim Endeksi… Kaynak: TÜİK, İstanbul Sanayi Odası, S&P Global, Bloomberg
Gelen veriler oldukça sert bir düşüş olduğunu gösterirken, sanayideki gerileme trendinin de belirginleşerek devam ettiğini teyit ediyor. Firmaların yeni yatırım yapmak yerine stok yönetimi tarafına da daha fazla eğildiğini görüyoruz. Siparişlerin azalması üretimi azaltırken, firmalar mevcut stoklarını eritme yoluna gitmeyi daha çok tercih ediyorlar. Burada aynı zamanda yeni yatırım yapmak için de kredi ihtiyaç duyulan bir yapı söz konusudur. Krediye erişim sorunu ve bunun maliyetinin artması firmaları orta ve uzun vadeli yatırım ve kapasite artışı perspektifi yerine, kısa vadeli stok ve nakit akışı yönetimine yönlendiriyor. Kısa vadeli perspektifte talep döngüsü daha belirgin bir hale gelmiş durumda. Stokların yetersiz talepten dolayı yüksek kalması, sanayicinin ilerleyen aylarda üretimde daha fazla frene basabileceği riskinin görülmesine sebep olmaktadır.
Sonuç olarak; Stok yönetimi ve PMI alt kalemlerine yansıyan yavaşlama görüntüsü itibariyle gelen veriler sert bir yavaşlama görüntüsü ortaya koyuyor. Yatırım ihtiyacı, orta ve uzun vadeli bakış piyasa belirsizliğinden dolayı arka plana alındığından azalmış görünüyor. Talep görünümünü hem iç hem de dış talep anlamında aşağı doğru eğilmiş değerlendiriyoruz. Avrupa, dünya ve ana ülkelerdeki resesyon itibariyle dış talep yavaşlaması daha belirgin şekilde görünecektir. Turizmden gelen kısmi ve dönemsel etkiler sona erdiğinde de genel ekonomik trend ve imalat-hizmet sektörü rotasyonu tarafında pozitif kalemler de ağırlığını azaltacaktır.
Genel talep koşullarındaki yavaşlama, cari durumu açıklarken aynı zamanda ilerleyen dönemlerde de bu kanaldan bir yavaşlama gelebileceğine işaret ediyor. Bu yavaşlama göstergelerinde ekonominin talep göstergeleri, sanayideki elektrik tüketimi, OECD’nin açıkladığı belli frekanslı göstergeler izlenebilir, özellikle 3Ç22 dönemi itibariyle büyüme görünümünde aşağı yönlü riskleri baz senaryoda ön plana çıkartıyoruz. Olumlu senaryoda ise, Rusya ve Ukrayna savaşı nedeniyle Türkiye’ye yönelik bir coğrafi talep kaydırması söz konusu olabilir ve Doğu Avrupa’ya yakınlık tedarik alternatiflerinde bir avantaj getirebilir. Ancak sanayi yatırım, üretim ve tüketim ekseninde görünümü değiştirecek bir perspektif değişikliğine gitmezse ekonomide yavaşlama etkisi ağır basacaktır.
Kaynak Tera Yatırım
Hibya Haber Ajansı