* ‘Terapi’yi kim yazdı?
Oyunun yazarı Bülent Usta.
* İlham kaynağı nedir?
Bülent Usta, 5-6 yıl önce psikiyatriye merak sarıyor ve psikiyatrik terapiyle ilgili gerçek vakaları okumaya başlıyor. Gerçek hayatta çokça karşılaştığımız terapik vakaları, kara komedi tarzında bir dille yazmaya başlıyor.
* O halde oyunda birçok farklı konu var...
Evet, 14 ayrı skeçten oluşuyor. Bunların her biri gerçek terapi vakaları.
* Peki, ne anlatıyor?
Adı üstünde terapi. Hem misafirlerimiz için hem bizim için bir terapi. Özetle günlük hayatta, çevremizde, eşimizde, dostumuzda görebildiğimiz, bazen ismine çok psikolojik bakamadığımız ama aslında gerçekten psikolojik rahatsızlık olan durumları küçük bir dille işliyoruz.
* Karakterlere büyük iş düşüyor olmalı...
Karakterlerimizi iki kişi yansıtıyor. Bir erkek ve bir kadın. Her biri yaklaşık 6-7 karaktere bürünüyorlar. Bazen seyirci terapist görevi görüyor. Danışan kişi seyirciyle sorununu paylaşıyor. Yani interaktif bir tarafı da var oyunun. Bu, Türkiye’de çok örneği olmayan, biraz New York’ta, biraz da Londra’da örnekleri olan bir tür.
* Sizin oyundaki göreviniz nedir?
Ben sunucuyum. Başlangıçta hikâyeyi komik bir dille anlatıyorum, tarihi referanslar veriyorum. Ön bilgilerini verip, direkt seanslara giriyoruz.
HUZURLU YAŞAMAK İSTİYORSANIZ İYİ İLİŞKİLERDE BULUNUN
* Oyun daha çok hangi vakalara odaklanıyor?
Genellikle toplumda en çok görülen sorunlara odaklanılıyor.
* Mesela...
İlişkileri çok işliyoruz. İlk skeçte, evlilik terapisti var. Daha sonra ‘doğrucu kadın’ diye bir skecimiz var. Toplumda çok gördüğümüz biraz maço, güçlü kadın tiplemelerini anlatıyor. Ancak ne kadar güçlü, dobra diyebileceğimiz bir kadın da olsa, hayatındaki o ideal erkek arayışında olan bir kadını anlatıyor. Biraz toplumsal normları inceledik. Topluma uyum sağlama refleksleri ve güçlü bir birey olarak toplumun normlarından ne kadar kaçabilir? Ne kadar uyum sağlamak zorunda? Bu konuya değindik. Bülent (Usta), karanlık tarafında biraz cinselliği kullanmayı seven bir yazardır. Sadist ve mazoşist yaklaşımları inceledik. Tango ile anlattık hatta bunları. Uyuşturucu konusu var. Uyuşturucuya eğilimli bir gencin hayatını işledik. Yalnızlık konusu var. Doyumsuzluk var. Doyumsuz cinselliğe atıfta bulunuyor. Bir evlilik yapmayı tercih etmiş fakat yine de gözü dışarıda olan bir erkek modeli gibi. Hep bildiğimiz konular.
* Bir mesaj verme kaygısı var mı?
Bizim çok önemli bir mesajımız var. Harvard Üniversitesi’nde bir araştırma yapılmış. Aslında bu araştırma hâlâ devam ediyor. Araştırmayı üç jenerasyon bilim insanı yönetmiş. 700 kişi ile başlamış ve şuan iki binin üzerinde denek var. Konusu çok basit: ‘Mutluluk nedir?’ Aradıkları şey bu kadar basit ama 75 yıldır tam olarak çözülememiş. Biz de o konuyu noktalayarak vurguluyoruz. Mutlu, huzurlu yaşamak istiyorsanız, sağlıklı bir ömür yaşamak istiyorsanız, iyi ilişkilerde bulunun, sosyal olun. Bu mesajı etkili bir şekilde vererek bitiyoruz.
* Oyun şu ana tadar nasıl tepkiler aldı?
Esere çok fazla terapist geldi. Sanıyorum oyunun ismi yakaladı. Terapistlerden bize çok sayıda geri dönüş geldi. Örneğin ‘Çoklu kişilik bölünmesini mutlaka işleyin’, ‘Bize en çok gelen vakaların hepsini koymuşsunuz ama bu da önemli’ gibi yorumlarda bulundular. Biz de, bu yorumların üzerine hemen yeni skeçler koyduk.
* Peki oyun kaç perdeden oluşuyor ve ne kadar sürüyor?
Oyun iki perde, iki saat sürüyor. Bazen seyircinin katılımına göre 10-15 dakika daha uzayabiliyor.
İngilizce üst yazı fikri nereden çıktı?
L’avare Sahne, Çevre Sokak’ta bulunuyor. Bu muhitte çok fazla elçilik personeli ve yabancı misyon var. Onlardan hep ‘İngilizce oynamıyor musunuz?’ diye talep geldi. Metin zaten İngilizce’ye yakın bir metindi, biz de bunun üzerine İngilizce üst yazı koymaya karar verdik.
* Geri dönüşleri nasıl oldu?
Yabancıları da yakaladığını söyleyebilirim. İsrail Büyükelçiliği’nden diplomatlar geldi. Oyunu çok beğendiler ve bizden oyunu İngilizce oynamamızı istediler. Bizi İsrail’e davet ettiler. Ankara’da yaşayan yabancıların en büyük eksikliği İngilizce olarak sahneye konan bir eser olmaması. ‘Kültürel, sanatsal açıdan eksik hissediyoruz’ diyorlar. İngilizcesini ne kadar hızlı sahneye koyabilirsek, yurt dışına açılma penceremiz var.
İngilizce üst yazı fikri nereden çıktı?
L’avare Sahne, Çevre Sokak’ta bulunuyor. Bu muhitte çok fazla elçilik personeli ve yabancı misyon var. Onlardan hep ‘İngilizce oynamıyor musunuz?’ diye talep geldi. Metin zaten İngilizce’ye yakın bir metindi, biz de bunun üzerine İngilizce üst yazı koymaya karar verdik.
* Geri dönüşleri nasıl oldu?
Yabancıları da yakaladığını söyleyebilirim. İsrail Büyükelçiliği’nden diplomatlar geldi. Oyunu çok beğendiler ve bizden oyunu İngilizce oynamamızı istediler. Bizi İsrail’e davet ettiler. Ankara’da yaşayan yabancıların en büyük eksikliği İngilizce olarak sahneye konan bir eser olmaması. ‘Kültürel, sanatsal açıdan eksik hissediyoruz’ diyorlar. İngilizcesini ne kadar hızlı sahneye koyabilirsek, yurt dışına açılma penceremiz var.
Bülent Usta’nın yazdığı ve yönettiği oyunu, Çiğdem Durkan, Çağla İmre Tolga, Eren Özkan ve Orkun Dökmeci sahneye koyuyor. Oyun, sezon boyunca L’avare Sahne’de izleyici ile buluşmaya devam edecek.
Kara kabare tarzındaki oyun; tango, klasik bale gibi dans türlerinin yanı sıra müzikler ve skeçlerden oluşuyor.