AKYURT’ta bir tekstil firmasında üst düzey yöneticilik yapan Günay Kızıltan, arkadaşlarıyla kurduğu çiftlikte bin büyükbaş hayvanla süt üretimine başladı.Akyurt’ta yıllardan beri tekstil işiyle uğraşan iş adamı Günay Kızıltan, kendisi gibi tekstil firmasında yöneticilik yapan arkadaşlarıyla Akyurt’a bağlı Çardakbağı köyünde 120 dekar alana bin büyükbaş hayvan kapasiteli çiftlik kurdu.
Süt ürünü ihtiyacı
Besibay Büyükbaş Hayvancılık Süt ve Et Üretim San. Tic. A.Ş. isimli çiftlikte ABD’den getirttiği 226 baş damızlık Holstein inek ile işe başlayan Kızıltan tekstilin yanında hayvancılık sektöründe de yatırım yapmaya karar verdiklerini belirterek, “Ülkemizde özellikle süte dayalı hayvansal üretimin yeterli standartlarda olmadığını yaptığımız araştırmalarda tespit ettik. Türkiye gelişmekte olan bir ülke ve önümüzdeki yıllarda süt ve süte dayalı ürünlerde çok daha büyük ihtiyaçların doğmasını beklemekteyiz” dedi.
5 ton süt üretimi
İşi profesyonel bir biçimde yapmak için 2006’dan beri araştırma yaptıklarını ifade eden Kızıltan, “Çiftliğe ABD’den 226 gebe düve getirdik. Bunlardan 200 tanesi doğum yaptı. Yavrular 90’nı erkek olurken, geri kalanı dişi oldu. Hayvanların ilk gebelikleri olduğu için 30-40 litreye kadar günlük süt verimi elde ettiğimiz oldu ve şu anda 5 tonun üzerinde süt üretimimiz oluyor” diye konuştu.
Kızıltan, süt üretim tesislerinin çok dağınık yerlerden ve kirli süt topladığını ve bunu da fabrikaların maliyetlerini artırdığını iddia ederek, “Bizim işletmemizde bulunan sistemle 24 hayvan aynı anda sağılıyor ve memeye hiç el değmeden süt direk soğutma sistemine gidiyor. Sağım makinesi hayvandaki elektronik tasma sayesinde hangi hayvanı sağdığını bilerek, bunu bilgisayara aktarıyor. Böylelikle biz hangi hayvanın günde kaç kilogram süt verdiğini takip edebiliyoruz. Ayrıca bu sistemle hayvanların hastalıkları da takip ediliyor” şeklinde konuştu.
Kötü kokuya son
Kızıltan “Havaalanı çevresinde oluşturulan kırmızı hattın dışında kalmamıza rağmen biz hayvanlardan çıkan gübreyi, otomatik sistemle gübre havuzlarında biriktirerek, burada sıvı ve katısını ayrıştırıyoruz. Daha sonra bunları da ayrı havuzlarda biriktirerek, oluşan gübreyi de kendi hayvanlarımızın yemleri için ekim yaptığımız tarlalarda kullanıyoruz. Bu sistemde kesinlikle koku oluşmamaktadır.” Şu ana kadar 4 milyon 500 bin TL’lik yatırım yaptıkları kaydeden Kızıltan, “Bu tür işletmeler kurulursa kısa süre sonra damızlık hayvan ithal eden ülke değil, ihraç eden ülke oluruz” dedi.
Ankara için model olacak
Tesisin ve üretimin Ankara için model olacağını savunan Kızıltan, başkentli yöneticilerin yıllardır havaalanı çevresinde kokuyu gidermek için çaba sarf ettiklerini ve bunda başarılı olamadıklarını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:
“Kokuyu ortadan kaldıracağız derken, bölgede hayvancılığı bitirme noktasına getirdiler. Halbuki şu anda burada koku yok, hissedemezsiniz. Bu işletme özellikle havaalanı ve çevresiyle Ankara için farklı bir model olacak bir işletmedir. Bu çevrede besi hayvancılığı yapılmaktadır. Damızlık ve süt üreticiliği konusunda modern sürü yönetimi şeklinde ve bu miktarda üretim yapan başka bir çiftlik de bu bölgede bulunmamaktadır. Modern sürü yönetimi demek hayvan sağım sisteminden, hayvanların bilgisayarda izlenmesine ve gübre yönetimine kadar olan komple bir yönetim tarzıdır” dedi.