Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Yeliz Cengiz, tüm dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, otistik bireylerin sorunlarına çözüm bulunması ve toplumla bütünleşmelerinin sağlanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini öte yandan çocuklarının gelişimiyle ilgili farklılık gözlemleyen ebeveynlerin çocukları hangi yaşta olursa olsun zaman kaybetmeden, bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına başvurmaları gerektiğini ifade etti.
"Otizm Yaşamın İlk 3 Yılında Saptanıyor"
Uzm. Dr. Yeliz Cengiz genellikle yaşamın ilk 3 yılında saptanan Otizm Spektrum bozukluğunun, duygusal ve sosyal gelişim ile sözel veya sözel olmayan iletişim gelişiminde gecikme ya da sapma, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu ifade etti. Dünya’da otizmin 2014 verilerine göre 68 çocukta 1 görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, erkek çocuklarındaki yaygınlığın kız çocuklarından 4 kat daha fazla olduğunu belirtti. Uzm. Dr. Yeliz Cengiz şöyle devam etti; “Otizm, nedeni tam olarak bilinmeyen, genetik temelli olduğuna ilişkin bulgular olsa da hangi genin ya da genlerin sorumlu olduğunun bilinmediği bir bozukluktur. Çevresel faktörlerin (özellikle ileri baba yaşı) etkisi ise oldukça tartışmalı bir konu olup, otizme her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır”.
“Ebeveynlerin, Çocuklarının Normal Gelişim Sürecine Uyum Sağlayıp Sağlayamadığını Dikkatle Gözlemlemesi Gerekiyor”
Bebeklerin iletişim kurma becerisi ve sosyalleşmelerinin ihtiyaç ile doğduğunu söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, sağlıklı bir bebeğin dış dünyaya tepki vermesi gerektiğini, bu nedenle ebeveynlerin, bebeklerinin normal gelişim sürecine uyum sağlayıp sağlayamadığını dikkatle gözlemlemesi gerektiğini belirtti. Otizmde gelişim basamaklarında aksama gözlendiğini ifade eden Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, bebeğin becerilerden bazılarını hiç geliştirememiş olabileceği gibi, kimi zaman kazanılan becerilerinde gerileme ya da kaybın da gerçekleşebildiğini belirtti. Otistik spektrum bozukluğu olan çocukların çevreye ilgisiz olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, ayni zamanda kısıtlı göz teması, ismi çağrıldığında tepkisiz kalma, güldürülmeye çalışılınca gülmeme, aynı yaş gurubundaki çocuklar gibi taklit becerilerinde gelişmeme, oyuncaklar ile amacına uygun oynamama, hoşçakal mahiyetinde el sallamayıp, öpücük göndermemenin görüldüğünü belirtirken, gelişimsel aksamaya ek olarak anlamsız el çıpma, sallanma, dönme gibi tekrarlayıcı hareketlerin de gözlendiğini ifade etti.
Otizm Belirtileri;
• Bebeğiniz 6 aylık olduğu halde anne babasını tanımıyor veya gülümsemiyorsa
• 1 yaşını geçtiği halde işaret ile göstermiyor, ce - e oyunları oynamıyorsa
• Anlamlı birkaç kelime söylemiyorsa
• Adı ile seslenildiğinde bakmıyorsa
• Göz teması kurmuyorsa
• 2 yaşını geçtiği halde 2 kelimelik cümleler kuramıyor ve oyuncaklarla amaca uygun şekilde (oyuncak bebeği uyutur gibi, uçağı uçurur gibi, arabayı ses çıkararak sürer gibi) oynamıyor sadece belli başlı parçaları ile ilgileniyorsa
• 3 yaşını geçtiği halde 3 kelimelik cümleler kuramıyor ve taklide ya da oyun kurmaya yönelik oynamıyorsa
• Hayali oyunlar kurmuyorsa
• Çevresinde olup bitene ilgisiz görünüyorsa
• Yaşıtlarına karşı ilgisiz kalıyorsa
• Karşılıklı oyun oynamıyor, kendi halinde bir köşede oynuyorsa gelişim basamaklarında bir sorun yaşandığını düşünmek gerekir.
“Erken Tanı ve Özel Eğitimle Çocuğunuzu Yaşıtlarıyla Birlikte Ayni Okulda Okuyacak Seviyeye Getirmek Mümkün”
Otizmin tanısını koyduracak herhangi bir testin bulunmadığını söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, sadece klinik muayene ile uzman hekimler tarafından tanının konulabileceğini belirtti. Otizmde erken tanı, uygun müdahale ve düzenli psikiyatrik takibin tedavi sonucunu etkileyen en önemli faktör olduğunu belirten Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, çocuğun yeterli ve uygun sosyal uyaranlar içeren bir ortamda bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisinin erken tanı ile yoğun sürekli özel eğitim olduğunu belirten Uzm. Dr. Yeliz Cengiz, erken tanı ve ardından gelecek haftada en az 20 saat özel eğitimle, otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmanın, yaşam kalitesini artırmanın, sağlıklı gelişim gösteren yaşıtlarıyla birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye getirmenin mümkün olabileceğini ifade etti.