Lara Melda, piyano ile 6 yaşında tanıştı. 16 yaşına geldiğinde ‘Saint-Saens Piyano Konçertosu No.2’ adlı eseri icra ederek ‘BBC Genç Müzisyenler’ yarışmasında birinci oldu. Uluslararası otoriteler tarafından ‘geleceğin piyanistleri’ arasından gösterilen ve piyano ile harikalar yaratmaya devam eden 25 yaşındaki müzisyen, şimdilerde kayıtlarını tamamladığı ilk albümünü yayınlamak için gün sayıyor. Bir yandan ülkemizde de sahne almayı sürdüren Lara Melda’nın, bu haftaki durağı Ankara oldu. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayram Konseri kapsamında CSO Konser Salonu’nda Ankaralılarla buluşan genç piyanist, kariyeri ve gelecek planlarını Hürriyet Ankara’ya anlattı.
TÜRKİYE’YE GELMEK ÇOK ÖZEL BENİM İÇİN
* Genç yaşına rağmen ülkemizi dünyanın önemli sahnelerinde temsil ettin. Bunların arasında sana en çok heyecan yaşatan, unutamadığın sahne hangisiydi?
Geçen yaz BBC Proms’ta sahne aldım. Televizyonda canlı yayınlandı. Londra’nın Royal Albert Hall Sahnesi’nde 5 bin kişinin karşısındaydım, çok heyecan vericiydi. İlk yarışmayı kazandığım günü de unutamam. Türkiye’ye gelmek yine aynı şekilde çok özel benim için. Özlüyorum ve heyecanlanıyorum.
* Bunların dışında hayalini kurduğun bir sahne veya beraber çalışmak istediğin bir isim var mı?
İngiltere’de Simon Rattle. Onunla mutlaka sahnede olmak istiyorum. Gustavo Dudamel var Los Angeles’ta onunla da sahne almak isterim.
* Örnek aldığın veya ‘idolüm’ dediğin bir isim var mı?
Uzun zamandır bu soruya verdiğim tek cevap var; Martha Argerich. Bir kadın olarak bizim alanımızda başarı yakalamak çok kolay değil. Kendisi bunu başardı. Klasik müzikte mental olarak da çok kuvvetli olmak gerekiyor. Bu özelliklerini takdir ediyorum ve bir piyanist olarak kendime yakın hissediyorum.
BİR ESER HAZIRLASAM ADINI ‘ÖZLEM’ KOYARDIM
* Ödüllü bir piyanist olarak, ülkemizde senin sanatının hak ettiği değere sahip olduğunu düşünüyor musun?
Yeterince değer verildiğini düşünmüyorum. Belli bir kesimin haricinde anlaşılabilir bulunmuyor. Eleştiri gibi algılanması ama kulak eğitimi olarak klasik müzik verilmediği için kişiler de buna ilgi göstermiyor. Klasik müzik ‘elitize’ edilmiş bir halde. Doğru bulmuyorum bunu, çünkü müzik dinlemek için illa eğitimini almak gerekmiyor. ‘Ben bu müziği dinlemeye yetemem’ gibi bir algı var bu doğru değil.
* Klasik müzikte adından söz ettirmeyi başardın. Artık kendi imzanı taşıyan bir çalışmayla kariyerine devam etmeyi düşünmüyor musun?
Düşünüyorum. Kayıtları bitti hatta. Bu yaz çıkacak. İsmi belli değil. F. Chopin’in eserleri olacak sadece. 4 tane balat ve 3 grup noktürn olacak. Video klibi de Fransa’da çekmeyi düşünüyorum, Chopin’in bu eserleri yazdığı bir ev var. Orada çekmeyi düşünüyorum.
* Türkiye’ye özel bir eser hazırlamayı ister miydin? Hazırlasaydın bu eserin adı ne olurdu?
Buraya uzaktayken ‘özlem’ hissediyorum. Yurt dışında yaşayan bir Türk olarak ülkemi özlüyorum. Yurt dışında ülkemi temsil etmek çok gurur verici. Burayla ilgili bir eser hazırlasam adını ‘Özlem’ koyardım. Umarım ülkeme özel çalışmalar da yaparım.