Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
UEFA Uluslar Ligi Play-Off Kura Çekimi: A Milli Takım, Macaristan ile Eşleşti
UEFA Uluslar Ligi Play-Off Kura Çekimi: A Milli Takım, Macaristan ile Eşleşti
Enerjide Hedefimiz Tam Bağımsızlık
Enerjide Hedefimiz Tam Bağımsızlık
Siber Dolandırıcılık Operasyonunda 25 Gözaltı
Siber Dolandırıcılık Operasyonunda 25 Gözaltı
Bakan Ersoy, 2025 Turizm Bütçesini Tanıttı
Bakan Ersoy, 2025 Turizm Bütçesini Tanıttı
Ekim Ayında Kartlı Ödemeler Yüzde 78 Artarak 1,5 Trilyon Liraya Yükseldi
Ekim Ayında Kartlı Ödemeler Yüzde 78 Artarak 1,5 Trilyon Liraya Yükseldi
HABERLER>EKONOMİ
19 Temmuz 2020 Pazar - 10:08

II. Uluslararası Tasavvuf Araştırmaları Yaz Okulu Başlıyor

Mohammed Rustom: “Irk eşitsizliğinin İslam’da yeri yok”

II. Uluslararası Tasavvuf Araştırmaları Yaz Okulu Başlıyor

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nün pandemi sebebiyle uzaktan öğretim şeklinde düzenleyeceği II. Uluslararası Tasavvuf Araştırmaları Yaz Okulu, 20 – 28 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. Program çerçevesinde bilgi ve tecrübelerini paylaşacak akademisyenler arasında yer alan Carleton Üniversitesi Beşeri Bilim Fakültesi Doç. Dr. Mohammed Rustom, öğrencilere 8 seminer verecek.

 

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü’nün başlatacağı II. Uluslararası Tasavvuf Araştırmaları Yaz okulu kapsamında 3 kredilik ‘Tasavvuf Araştırmalarında Özel Konular’ yüksek lisans dersi ile aynı başlıkta 3 kredilik doktora dersi verilecek. Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyelerinden Dr. Öğretim Üyesi F. Cangüzel Güner Zülfikar koordinatörlüğündeki Yaz okulunda Carleton Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesinden Doç. Dr. Mohammed Rustom, öğrencilere seminerler verecek.

 

Mohammed Rustom: “Hz. Peygamberin öğretilerine yoğunlaşacağız”

 

Ayne’l-kudat Hemedânî hazretlerinin hayatı ve düşünceleri hakkında sekiz seminer vereceğini söyleyen Rustom, “Bu seminerlerde, kendisinin ilâhî iyiliği müdafaasını, muhabbet, ölüm, muhayyile ve Kur’ân’ın aslı hakkındaki en mühim öğretilerini ele alacağız. Ayrıca, cemâlin-hüsnün derin izahı, mânevî tavsiyeleri, İslâm dininin uygulamalarının iç mânâlarının açıklamaları ve Hz. Peygamberin bir insanın mânevî hayatındaki önemine dair öğretilerine yoğunlaşacağız” dedi.

 

Dünyanın hızlı temposunda tefekküre az vakit ayrılıyor

 

Rustom, bütün dünyada salgın hastalık sorunu varken yaz okulunun Allah’tan bir hediye olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

 

“Bu salgın hastalık bize küresel bir topluluk olarak birbirimize muhtaç olduğumuzu ve aynı zamanda yalnız kalmanın da sayısız faydaları olduğunu gösterdi. Biz insan yoldaşlığı ile gelişiyoruz. Dünya çok hızlı bir tempodaydı ve bizim hakiki tabiatımız hakkında tefekküre çok az vaktimiz oluyordu. Salgın hastalık pek çok zararları ve mahzurlarıyla geldi ancak sayısız faydaları da oldu. Yaz okulumuzun Tasavvufun yaşanan, yaşayan bir gelenek olduğuna vurgusu, insan nefsinin pek çok temel problemlerine değinecek olması dahi çok yönlü bakış açısıyla başlı başına bir şifadır. Hangi dönemde ne vakit yaşarsak yaşayalım, ortada küresel salgın bir hastalık olsun, olmasın nefsin illetlerinden nasıl bahsetmeye başlanacağını yaz okulumuz gösterebilir.”

 

Yaz okulunda Sufiler üzerine çalışılacak

 

‘Yaz okulunda çalışılacak pek çok Sufi’nin sadece başkalarına değil, kendimize de esirgediğimiz merhamet ve muhabbeti nefsin en büyük problemi olarak ortaya koyduklarını öğrenebileceğiz’ diyen Rustom sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Biz insan medeniyeti olarak kendimizi sevmeyi ve hürmeti öğrenebilirsek ve ‘oradaki öteki’ ni hakikatte ‘biz buradaki’ olarak görebilirsek kendi özümüzle yabancılaşmamız ortadan kalkacak, kendimizi ve ötekileri kendimizin yansımaları diye sevmeye başlayacağız. Ancak bundan sonra Allah sevgisini geliştirme yolunda yürümeye başlayabiliriz. Ayne’l-kudat bize, Allah için sevgimiz yoksa en azından öncelikle insanları ve Allah’ın bütün yarattıklarını sevmeyi öğrenmemizi söyler. Kalpte muhabbet tohumunu yetiştirmek az bir şey değildir ve yaz okulu bize bu tarz çalışmaya yönelik çok verimli bir toprak temin edecektir.”

 

Ayne’l kudat adaletsizliğe karşı durdu

 

Ayne'l-kudat’ın dönemin Selçuklu idarecileri tarafından sapkınlıkla itham edilerek idam cezasına çarptırıldığını ifade eden Rustom, “Aslında Omid Safi'nin yazdığı üzere, bu cezalandırmanın temel sebepleri siyasidir. O, idareye yönelik tenkitlerinin yöneticileri rahatsız etmesi sebebiyle öldürülmüştür çünkü onların yanlışlarını söylemekten geri durmamış ve onların otoritelerini hiçe saymıştır.Burada, Ayne'l-kudat'ın kendisini itham edenlere karşı tavrı dikkat çekicidir. Ayne'l-kudat öldürüleceğini bildiği halde, kanunsuz ve keyfî uygulamalarla yönetenlerin karşısında kendisini savunmuştur ve onlar da zaten onu öldürmeyi kafalarına koymuşlardır. Buradan alınacak pek çok diğer dersle beraber bizim çıkaracağımız en önemli ve bugün hayatımıza tatbik edebileceğimiz ibret, velev zalimler bizi dinlemeseler de adaletsizliğe karşı durmak olmalıdır. Belki onlar bizi hakikaten dinlemeyecekler ve değişmeyecekler fakat biz hakikati söylemeliyiz. Bir gün bir noktada adaletsizliğe karşı hakikati söyleyenler duyulacaktır ve vaziyet iyileşmeye başlayacaktır” dedi.

 

Fakirlerin doyurulmasına önem veriyordu

 

‘Ayne’l-kudat, sadece günümüz insanının ihtiyaç duyduğu derin ve mânevî görüşü dolayısıyla değil, bir insan olarak yaşadığı tecrübelerinin bizim bugünkü tecrübelerimizi yansıtması nedeniyle aslında çağımızın insanıdır’ diyen Rustom Ayne’l kudat’ı şöyle anlattı:

 

“Ayne’l-kudat’ın, idârî yolsuzluklar ve zengini daha zengin fakiri ise daha fakir yapan para politikaları nedeniyle Selçukluların hararetli bir tenkitçisi olduğu pek bilinmez. Etkili bir kadı ve dinî şahsiyet olarak neler olup bittiğini görmüş ve bu uygulamaları kınamak için hem yazdıkları hem de kürsüsü vasıtasıyla elinden geleni yapmıştır. En önem verdiği konu fakirler ve fakirlerin doyurulmasıdır. Öğrencilerine her gün sadaka vermelerini öğütlemiş, hatta onlara arada bir gün sadaka vermeyi atlarlarsa ertesi gün normalde verdiklerinin iki katını vermelerini öğretmiştir. Müridlerinin bazılarının yöneticilerin yolsuzluklarına yardımcı olduklarını görünce, onların fakirlere iyi davranmayışlarını temel sebep olarak gösterip, yaptıkları işlerden ayrılmalarını söylemiştir.”

 

 

 

Irkçılık ve şiddet, kibir ve hırstan doğar

 

Ayne’l-kudat’ın şahit olmadığı pek çok problemleri olan günümüz dünyasıyla onun zamanı arasında bir benzerlik olduğunu söyleyen Rustom, “Günümüzdeki ırkçılık ve şiddet ile Ayne’l-kudat’ın zamanındaki fakir ve ihtiyaç sahiplerinin marjinalleştirilmesi durumu birbirine benziyor. Bunların ikisi de kibir ve hırstan doğar ve eşitsizliğin çeşitli şekillerini ortaya çıkarır. Ayne’l-kudat bu kibir ve hırsa karşı nasıl davranmamız gerektiğini bize göstermiştir. Hiçliğimizi görerek başkalarını kendimize tercih etmeyi, bu gezegende bir aile olduğumuzun ve başkalarına zarar verdiğimiz zaman aslında kendimize zarar verdiğimizin farkına varmamızı bize göstermiştir” dedi.

 

Irk eşitsizliğine İslamda yer yok

 

Günümüzde karşılaştığımız ırkçılık ve eşitsizlik gibi problemlere çağdaş tasavvufî bir yaklaşımla cevap vermenin mümkün ve gerekli olduğunu belirten Rustom, “Yazılı bir şekilde bunu yapmanın bir yolu İslâm’da ırkların eşitliğine verilen önemin ortaya konulmasıdır. Hz. Muhammed’in hayatından buna bir çok örnek bulmak mümkündür. Kendisi bir sosyal reformcudur ve zamanındaki pek çok adaletsizlik problemine işaret etmiştir. Ezanı Bilâl-i Habeşî’nin okuması ve Müslümanların Mekke’ye tekrar girdikleri ve düşmanlarını yendikleri zaman, Peygamberin özellikle Hz. Bilâl’den Kâbe’nin üstüne çıkarak ezan okumasını istemesi ırk eşitsizliğinin İslâm’da yerinin olmadığının en açık ifadesidir. Bu olay ve Peygamberin veda hutbesinde beyaz insanın siyaha, siyah bir insanın da beyaza üstünlüğü olmadığını söylemesi günümüzdeki sosyal adaletsizlikler karşısında bir tasavvufî yaklaşım örneği olarak görülebilir” dedi.

 

Rustom sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yaklaşım tasavvufî ahlâk, alçak gönüllülük, kişinin nefsinin insanlaştırılması, kibrinin yok edilmesi ve herkese muhabbetin beslenmesi ile başlar. İmam Gazali ‘Kibir ve Kendini Beğenmeyi Kınamak’ isimli kitabında insanların gurura kapılması ve diğer insanlara âdil olmayan bir şekilde davranmasının soyuyla böbürlenmesinden kaynaklandığını söyler. Bunun çaresi basittir: hepimizin aynı “soy”dan geldiğimizin, vücutlarımızın hiçlikten geldiğinin ve öldüğümüzde de tekrar hiçliğe gideceğinin ve bir kişinin hakiki “değeri”nin onun ruhunda olduğu ve Allah’ı anlama seviyesiyle ve ilâhî faziletleri gerçekleştirmesiyle ortaya çıkacağının farkında olmak. Aynı zamanda, Ayne'l-Kudat, İbn Arabi ve Mevlânâ gibi Sûfîlerin yazdığı metafizik görüşlerden ırk ve insan çeşitliliğine dair cevaplar bulabiliriz. Onlar, insanlar arasındaki farklılıkları ulvî bir hakikat, hatta Cemâlullahı tanımak için Allah tarafından bir hikmet olarak telakkî ederler. Bizim her zaman diğer insanlarda gördüğümüz Cemâlullah bize çeşitli renklerde görünür ve hiç bir âşık sevgilisinin cemâlini beyaz, siyah, kahverengi veya sarı diyerek reddetmez.”


Hibya Haber Ajansı

 
Türkiye’nin organikte ilk hibrit fuarı Ege’de yapılacak
 
Çağımızın Hastalığı: Stres
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türkiye’nin organikte ilk hibrit fuarı Ege’de yapılacak
Shoedex2020 ile Türkiye’nin ilk sanal fuarına imza atan Ege İhracatçı ...
Piyasa iyimser tarafı seçiyor
Corona virüsü biyolojik olarak ülkeleri alt üst ederken, güncel durumda ...
Yabancılar 381 milyon dolar menkul kıymet sattı
Yılbaşından beri yurt dışı yerleşikler toplam 3.951,3 milyon dolarlık ...
 
Müteahhitler Covid-19 salgını sonrasına odaklandı, gözler yine Afrika’da
Koronavirüs pandemisi nedeniyle küresel ekonomi yavaşlarken, Türk müteahhitler ...
Çin ekonomisinin toparlanması Avrupa'ya umut getiriyor
COVID-19 salgınının darbesiyle, Avrupa tarihinin en kötü ekonomik resesyonuna ...
Dünya genelinde covid-19 vakaları ABD – Brezilya ve Hindistan liderliğinde yükseliyor
Avrupa’da ve Asya’da son zamanlarda vakalar ara ara yükselişe geçiyor ...
 
Piyasaların yönü
Küresel hisse senedi piyasalarındaki risk iştahına eşlik eden endeks güne ...
ABD ve Çin gerilim endeksleri baskılıyor
Dün piyasalar ECB’nin faiz kararını ve ABD ile Çin arasındaki gelişmeleri ...
Aşı haberleri piyasaları sınırlıda olsa destekliyor
Yurtdışında dün izlediğimiz pozitif görünümde ABD’de aşı çalışmalarına ...
 
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum Demiray
Oylum Demiray
Terörle mücadelede ‘Sri Lanka modeli’
Yavuz Münir Saatçi
Yavuz Münir Saatçi
Narman örneği ve siyasetin dibe vurma sebebi
Dağıstan Türkmen
Dağıstan Türkmen
Atatürk düşmanlığının altında yatan ne?
Dilek Yılmaz
Dilek Yılmaz
Atatürk gerçek bir Müslüman
İzzet Sevimli
İzzet Sevimli
Bu ülkeyi partiler düzeltemez...
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
Sorunun adı çok net: Ekonomi
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri