Kulüp, daha çok Ankaralıyı kucaklamaya dönük çalışma yürütmeli. Sahanın içinde sportif başarıya uzanacak, saha dışında da sesini daha gür çıkaracak güçlü kadrolar kurmalı.
Gençlerbirliği’nde mevcut yönetimin, 3 yıllık görev bölümü 10 Mayıs’ta bitiyor. Son 3 yılda, sportif açıdan elde edilen sonuç, diğer sezonlardan farklı değil. Ligi orta sıralarda tamamlayan, kupa hedefinden erken kopan bir takım var. İnsan, ister istemez Süper Ligin tek Başkent temsilcisinden daha başarılı bir grafik bekliyor.
Evet, saha içi sonuçları tatmin edici değil. Ancak, kulübün diğer alanlarda, dışa açık olma ve biraz kıpırdanma çabası gösterdiğini söylemek mümkün. Bazı konularda epey yol alındığı ve akıllarda kalacak girişimlerin olduğu ortada.
Öncelikle, Ankara spor basınıyla sıcak ilişki kurulması için daha çok uğraş veriliyor. Gazetecilerin, başkan İlhan Cavcav ile rahat iletişim kurabilmesi, başkanın yanı sıra, teknik direktör ve diğer isimlerle de görüş alış verişinin sağlıklı yürütülmesine özen gösteriliyor. Bu iletişim sağlanırken, küçük kazaların olması elbette kaçınılmazdır. Benim de dahil olduğum ve kulüp ile medyanın arasını açan sorun, kulüp ve TSYD Ankara Şubesi arasında kurulan köprü sonucu kurumsal bir ilişkiyle çözüldü. Ancak, yine de basınla ilişkilerin geliştirilmesi, Teknik kadro, futbolcu ve yöneticilerin, daha sık medyayla bir araya gelmesi gerektiğine inanıyorum.
YERLİ YILDIZLARA YATIRIM
G.Birliği için futbol okulunun ayrı bir yeri var. Ankaralılar’ın çocuklarına kırmızı-siyah formayı giydirmek için tesislere akın etmesi, bu alana yapılan yatırımın karşılık bulması açısından önemli. Cavcav’ın bir gün Beştepe’de U-21 maçı izlemesi, ertesi gün dış sahalara gidip minikleri yakından takip etmesi, hem kendisi hem de kulübün altyapıya ne derece özenle baktığının işareti. Her zaman A takıma oyuncu kazandıran bu anlayışın, son dönemde büyük bir sıçrayış göstermesi hiç de şaşırtıcı değil. Yabancı sayısının arttırılmasına inat, yerli yıldızlara yatırım sürdürülmeli.
Süper Ligde kırmızı-siyah formalı 3 kulüp var. Gaziantep ve Eskişehir ile aynı renkleri paylaşan G.Birliği, ürettiği “Kırmızı Kara Burası Ankara” sloganıyla, akıllara önce G.Birliği’nin gelmesini sağladı. Bir yandan da yerel kimlik edinme anlamında, Başkentle olan bağını güçlendirdi. Sloganın tribünlerce benimsenmesi, “Burası Ankara” pankartlarının açılması taraftarın kulüp politikasını sahiplenmesinin bir göstergesi. Bu gibi çalışmalar daha da artmalı ki kent takımına daha çok sahiplenmeli.
KENT TAKIMI SAHİPLENMELİ
Behzat Ç.’nin de yakın dönemde kulübün reklamına olan katkısı yadsınmaz. G.Birliği, bir Ankara Polisiyesi’nin kendisine attığı bu pası iyi değerlendirdi. Oyuncu kadrosunun önemli maçlarda tribündeki yerini aması, takımın maçlara dizinin jenerik müzikleriyle çıkması, G.Birliği isminin daha sık telaffuz edilmesini ve tanınmasını sağladı. Medyatik isimlerin gücünü kullanma adına yeni projelere yeni dönemde ağırlık verilmesi fikri göz ardı edilmemeli.
Son sezonu ayrı tutuyorum. Önceki sezon başlarında, kombine bilet satışı için kulüp tarafından düzenlenen kampanyalar tribündeki sayısal artışa önemli katkı yapmıştı. Lise ve üniversitelere gidilmesi, sezon başında, özgün şarkılara kliplerin çekilmesi, G.Birliği’nin ilk defa kendi reklamını yapması, karşılığını bulmuştu. Bu sezon öncesi uygulamaya sokulan e-bilet tartışmaları hala sürüyor. Tüm kentlerde, tribüne giden taraftar sayısında büyük ölçüde düşüş var. Bu uygulamaya geçilmeden önce, G.Birliği tribünlerinde geçmiş yıllara oranla taraftar sayısının artışı dikkat çekiciydi. Rakam, belki istenen düzeyde değildi ama kulübün bu yönde yaptığı çalışmaların geri dönüşü, maçlarda çıkan gürültüden anlaşılıyordu. Bu sayının artması ilişkilerin geliştirilmesinin yanı sıra iddialı takım kurulmasından geçiyor. Bu unutulmamalı.
FUTBOLA YABANCIYA HAYIR
Yakın dönemde, transfedeki tüm yükün başkan İlhan Cavcav’a bırakılmadan, sürecin içine, bazı yöneticiler ile kulüp yetkili isimlerinin de dahil edilmesi, Beştepe’de bir şeylerin değiştiğini gösteriyor. Transferde hatalar yapıldı mı ? Yapıldı. Verim alınamayan, faydalı olamayan oyuncular geldi mi ? Geldi. Bazıları ile yollar ayrılırken, zararın boyutu en aza indirilmek için büyük çaba harcandı mı? Harcandı. Umarım, bu kez ders çıkarılmıştır. Bu yanlışlar kulübü hem ekonomik olarak zorluyor, hem de zaman ve emek kaybına neden oluyor. Acı tecrübelerin ardından, genç futbolcu hamlesi; İrfan Can, Çağrı, Halil İbrahim, Ahmet Oğuz ve Berat gibi oyuncuların önünü açtı. ‘Kaliteli yabancıya evet, futbola yabancıya hayır’, görüşü, Beştepe’de de hakim olmalı.
STAT SORUNU ÇÖZÜMLENMELİ
G.Birliği’nde, futbolun dışındaki amatör branşlara verilen destek ilgi çekici. Beştepe’nin yenileri; badminton, bowling ve bocce branşları ile özel sporcuların getirdiği kupalar yöneticileri sevindiriyor. Voleybol ve hentbol gibi yeni branşların açılması, hentbolda isim hakkı üzerinden de olsa anlaşma ile G.Birliği isminin bu kulvarda da kendine yer bulması önemli. Ancak sadece yer bulmayla kalınmamalı, kulübün adına yakışır atılımlar yapılmalı.
Gençlerbirliği’nin sosyal medyadaki facebook ve twitter hesapları, hem medyaya kaynak olması, hem de G.Birliği’ni yakından takip etmek isteyenlere takımla ilgili doğru bilgi paylaşımını sağlaması açısından değerli. Yeni transferler, Başkanın açıklamaları ve teknik direktörün değerlendirmelerinin bu kanallardan takipçilere ulaştırılması, kulübün artısı. Eksiklikler olmasına rağmen kulübün mesafeli olduğu sosyal medyaya giriş yapması olumlu bir adım olarak değerlendirilmeli.
Tüm bunlara rağmen G.Birliği’nin, formasını Ankaralılara ulaştırabileceği bir mağazayı hala açamamış olması, önemli bir eksiklik. Tesislerindeki, küçük mağazada 5 milyonluk bir şehre yetişmek ne yazık mümkün değil. 19 Mayıs Stadı’nın, belirsiz geleceğinin bahane edilerek, stadyuma gelenlere daha keyifli bir ortamın sunulamaması da eksi puan getiriyor.
Geçmiş, geçmişte kaldı. Önemli olan geleceğe umut taşımak. Bir ışık yakmak. Ankara, Süper Lige ağırlığını koyacak, iddiasını haykıracak bir ekip görmek isterken, Gençler’in hem saha içi hem de saha dışında güçlü bir kadro ile yola çıkmasını bekliyor. Şimşekler, bunu gerçekleştirebilirse, işte o zaman, peşinden koşacak daha tutkulu kalabalıklar bulabilir.