Yakın dönem faiz projeksiyonları… Fed’in vadeli fiyatlamalar belli bir noktaya gelmeden piyasaları türbülansa sürükleyecek aksiyonları en azından yakın tarihte almadığını biliyoruz. Dolayısıyla, şu anda vadeli fonların fiyatladığı ihtimaller üzerinden gitmek çok daha faydalı. Enflasyon verilerinin ardından, piyasa beklenenin ötesinde bir sıkılaşma gelebileceğinden ve bunu da ekonomiyi sert inişe yönlendirebileceğinden endişeli. QT resmen başlamış, bilanço varlıkları itfa edilirken, TÜFE’nin getirdiği algı Fed’in 75 bps’lık artış noktasında da hareket edebileceğine ihtimal veriyor.
Fed sıkılaşması ve resesyon eşikleri… Fed’in Haziran ve Temmuz toplantılarında faiz oranlarını 50’şer baz puan artırması öngörülürken, yarın açıklanacak kararlarda bazı marjinal eklentiler de olabileceği analizleri yapılıyor. Bunun olmasına sebep olan etmen ise, Cuma günü açıklanan TÜFE verilerinin yarattığı algı. Çünkü enflasyon bundan birkaç öncesine kadar sanıldığı gibi düşüşe geçmiş değil, aksine yeni bir zirve yeniledi ve petrol fiyatları ile hizmet enflasyonunun durumu bu oranların daha da yükselmesi gibi bir riski de biriktiriyor.
Beklenenden daha yüksek enflasyon ve bunun yol açtığı politika sıkılaştırması algısı tahvil piyasasına ve getiri eğrisinin eğimine yansımış durumda. Tahvil faizleri sadece yükselmiyor, aynı zamanda kısa vadeli faizler uzun vadeli faizlerin önüne geçme hareketi yapıyor. 5 yıllık tahvil faizleri, 30 yıllıkların üzerine çıkarak Merkez bankasının sıkılaştırmasının resesyona yol açabileceğine dair endişeleri yansıtır durumda. Dolar da çoğu G-10 ve gelişen piyasa para birimlerine karşı yükseliş momentumunda.
Sonuç? Fed faiz beklentilerindeki artış, tüketici fiyatlarının 40 yılın yeni zirvesine hızlandığını göstermesinin ardından gerçekleşmiş durumda. Powell’ın böylesine keskin bir adıma TÜFE okuması ve Fed toplantısı arasında 3 iş günü varken gidecek olma ihtimali tam olarak kestirilecek bir seviyede değil. Ancak Fed’in Çarşamba olmasa da Temmuz veya Eylül toplantılarından birinde 75 bps yapma ihtimaline yönelik olarak, üyelerin görüş değişikliği ayrıntılarını okumak gerekecek. FOMC öncesinde bunun sinyali direkt sözel yönlendirme ile verilemez, çünkü blackout periyodunda, yani konuşma yasağı süresinin içindeyiz.
Fed 1994’ten beri 75 bps’lik bir adım atmadı, ilk 50 bps’lik hamle (o da 2000’den beri ilkti) nasıl bir eşik kırılması olacaksa, bu da aynı şekilde olacaktır. Ayrıca Fed’in marjinal hareket etmekten de çekinmeyeceğini göstereceği için resesyona yol açan bir agresiflik eğiliminden (örn. beklenti dışı 75 bps’lik artış veya ara toplantı ile ekstra faiz artışı) daha çok endişe duyulmasına da yol açabilir. Bernanke döneminde ise daha çok iletişim odaklı ve önceden sinyal verilen bir yaklaşım gösterilmeye başlanmıştı. Fed’in ekstra 25 bps’lik bir hareket daha yapacak olması görünüşte çok yüksek bir hamle gibi gelmeyebilir, ancak küresel sermayedeki çarpan etkisi bu gibi beklenti ve bant dışı hareketlerin de şok etkisini yansıtır şekilde olmasına yol açacaktır.
Kaynak:Tera Yatırım- Enver Erkan
Hibya Haber Ajansı