ABD’de dün gerçekleştirilen 7 yıl vadeli tahvil ihalesinde talebin son 12 yılın en kötü seviyelerine gerilemesi ve bir önceki ihaleye kıyasla faizlerde yaklaşık 45 baz puanlık sıçrama olması getiri eğrisinin yukarı yönlü hareket etmesine yol açarak piyasalardaki satış baskısını hızlandırdı. Buna paralel olarak da varlık fiyatlarının yeni güne oldukça zayıf bir görünüm altında başladığını görüyoruz. 7,40’ın üzerini test etmeye başlayan USD/TL yaklaşık olarak son bir ayın en yüksek seviyelerine ulaşırken Borsa İstanbul’un ise küresel görünüme ayak uydurarak güne belirgin şekilde baskı altında başlamasını bekliyoruz.
Haftanın son işlem gününde makroekonomik veri tarafında ise ABD’de açıklanacak olan ve Fed’in de yakından izlediği göstergeler arasında yer alan PCE endeksini takip edeceğiz. Enflasyonun görünümü ön planda olduğu için verilerin beklentilerden güçlü değerler alması enflasyona ilişkin endişelerin yeniden canlanmasına yol açabilir. Bu açıdan bakıldığında halihazırda önem derecesi yüksek olan PCE endeksinin günün odak noktasına olacağını tahmin ediyoruz. Tahminlere baktığımızda ise kişisel gelirlerin federal yardımların desteği ile %9-10 bandında artmasının beklendiğini görüyoruz. Şimdilik bunu söylemek için erken olsa da önümüzdeki dönemde verilerin beklentilerden çok daha güçlü bir tablo çizmesi durumunda iyi veri eşittir kötü piyasa denklemi ile de karşılaşabileceğimizi göz önünde bulundurmak gerekir.
BEKLENTİLERİMİZ
Borsa İstanbul 1500 puanın altındaki seyrini sürdürüyor. Dün güne başlarken yurtdışı piyasalardaki tepki alımlarına paralel olarak yukarı yönlü bir eğilim sergileyen BIST-100 endeksi 1515 puan sınırına kadar yükselse de kazanımlarını korumayı başaramayarak bir kez daha 1500 puanın altında kapanış yaptı. Bu seviyenin altındaki rakamların kısa vadeli görünümü açısından risk yarattığını düşünmeye devam ediyoruz. Aylık bazda standart sapmalar arasındaki makasın önemli ölçüde daralmış olmasının yakın zamanda güçlü bir fiyat hareketinin başlayabileceği şeklinde yorumladığımıza dikkat çekmiştik. 1550 seviyesini aşamayarak yönünü aşağı çeviren endeks bu beklentimize paralel bir eğilim sergiliyor. Endeksin yeni güne de belirgin şekilde baskı altında başlamasını bekliyoruz.
EUR/USD kazanımlarını ileri taşımakta başarılı olamıyor. ABD tahvil faizlerindeki yükseliş risk yaratsa da 10 yıllık vadede ABD ve Almanya tahvil faizleri arasındaki farkın hafta başından bu yana ağırlıklı olarak yatay bir seyir izlemesi şimdilik parite üzerinde önemli bir baskı oluşmasını engelliyor. Kaldı ki, Fed Başkanı Powell da mevcut veriler ışığında enflasyonun önemli bir risk olarak görülmediğine dikkat çekerek destekleyici para politikasının değişmesinin söz konusu olmadığına vurgu yaptı. Bütün bunlar dün ABD’den gelen verilerin güçlü olmasına karşın paritede yukarı yönlü eğilimin güç kazanmasını sağlayarak dün 1,2250’nin üzerinin test edilmesini sağladı. Ancak risk iştahının daralması ile bu seviyelerde kalıcı olunamadığını görüyoruz. Diğer taraftan teknik açıdan bakıldığında ise paritede bültenlerimizde de sık sık dikkat çektiğimiz gibi TOBO formasyonu oluşmasını son derece dikkat çekici buluyoruz. Söz konusu formasyon 1,2250 ara direnç olmak üzere 1,2350 seviyesine işaret ediyor. Dolayısıyla kısa vadede 1,2250 seviyesinin aşılıp aşılmayacağı yön arayışında belirleyici olacaktır
Küresel riskler TL’ye negatif yansıyor. ABD tahvil faizlerindeki yükselişin özellikle gelişmekte olan ülke piyasaları açısından risk yarattığını söyleyebiliriz. Öyle ki, yılın başında gelişmekte olan ülke piyasalarının bu yıl güçlü bir performans sergileyeceğine yönelik beklentilerin temel sebebi gelişmiş ülkelerdeki faizlerin düşük olması ve alternatif getiri arayışı idi. Bu tablonun değişebileceğine ilişkin sinyaller gelişmekte olan ülkeler için aleyhte bir resim çiziyor. Bu açıdan bakıldığında TL’deki değer kaybının anlaşılabilir olduğunu düşünüyoruz. Teknik açıdan bakıldığında ise 7,20 seviyesinin üzerini riskli bulduğumuza dikkat çekmiştik. Bu seviyenin kırılması ile USD/TL 7,40’ın üzerini test ederek son bir ayın en yüksek seviyelerine ulaştı. Bu noktada kurun 200 günlük hareketli ortalamanın geçtiği 7,3825’in üzerinde kalması risklerin devam etmesine neden olabilir.
Ons altın üzerindeki baskı devam ediyor. Fed’den gelen açıklamalara karşın ABD tahvil faizlerindeki yukarı yönlü eğilimin devam etmesi değerli metaller üzerindeki baskının artarak sürmesine neden oluyor. Bu noktada ons altın üç günlük aranın ardından yeniden 1800 doların altında kapanış yaptı. Dolayısıyla teknik görünüm zayıflık sinyalleri vermeye devam ederken aşağıda 1760 dolar seviyesi ilk önemli destek olarak karşımıza çıkıyor. Geri çekilmelerin artması durumunda bu bölgeden tepki gelmemesi halinde kısa vadeli görünümün daha da zayıflayabileceğine yönelik görüşümüzü koruyoruz.
Kaynak:ÜNLÜ Menkul
Hibya Haber Ajansı