Sudan'da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Hartum Üniversitesi tarafından fahri doktora unvanı verildi. Sudan Milli Eğitim Bakanı Sümeyya Abukashawa'nın fahri doktora unvanı verdiği törende konuşan Erdoğan, "Tarihi Hartum Üniversitesine fahri doktora unvanı için ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Afrika'nın önde gelen üniversiteleri tarafından böyle bir unvana layık görülmek şahsım için büyük bir onur" dedi.
Erdoğan, "Her gittiğimiz yerde tıpkı Sudanlı kardeşlerimizin heyecanına Türkiye ve milletine yönelik derin şahitlik ediyoruz. Sudan'ın her alanda katettiği mesafeyi görme imkanı bulduk. Sudanlı kardeşlerimizi sıkıntıya sokan haksız yaptırımların kalkmasıyla daha hızlanacağına inanıyorum. Böyle yaptırımlar zinciri olabilir mi? Emperyalist güçler bunu hep yaptılar. Zannediyorlar ki bu güç hep daimidir. İnanıyorum ki haklı olan güçlüdür ve güçlü olmaya devam edecektir. Ambargodan dolayı Sudanlı kardeşlerim çok acı çekti. Sudanlıların istikbalinden seneler çalındı. Türkiye olarak her fırsatta bu yaptırımları doğru bulmadığımızı ifade ettik. Sudan halkını cezalandıran yaptırımların makul gerekçesi kalmamıştır. Suda'nın zor günlerinde de yanında olduk, olacağız. Sivil toplum kuruluşlarımızla tehdit ve şantajlara boyun eğmeden imkanlarımızı Sudanlılara seferber edeceğiz. Sudan halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. Ömer el Beşir'in sağduyulu liderliği altında Sudanlı kardeşlerimin sabır ve dayanışmasıyla Sudan'ın hem bölgesel hem uluslararası alanda hak ettiği konuma geleceğine inanıyorum" dedi.
"DEAŞ, PYD gibi gibi terör örgütlerini taşeron olarak kullanıyorlar"
İslam dünyasının bölünmek istendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail devlet terörü uygulamıyor mu? Onunla beraber olanlar devlet terörü uygulamıyor mu? 29 yaşında sendromlu Muhammed'i taciz edenler devlet terörü uygulamıyor mu? Bunları biz görüyoruz da Batı dünyası görmüyor. Haksızlık karşısında susan dinsiz şeytandır. İslam dünyası bir kez daha bölünmek, parçalanmak isteniyor. Afrika'nın bazı ülkelerinde olduğu gibi insanları birbirine düşürerek son derece kanlı senaryo uygulanmaya çalışılıyor. Bir damla petrolü bir damla kandan kıymetli gören sefil anlayış, zenginliklerimizi gasp etmek için bizi birbirimize kırdırıyor. Ekonomik yaptırımları silah olarak kullanıyorlar. Kimi zaman halkın iradesine dayanan yönetimleri darbeyle tasfiye etmeye çalışıyorlar. DEAŞ, PYD gibi gibi terör örgütlerini taşeron olarak kullanıyorlar. Modern sömürgeciler için tek değer elmastır, altındır, petroldür. Onların kıymet verdiği şey yer altı kaynaklarımız ya da yer üstü pazar potansiyelimizdir. Onlar için mesele insan değil, onlar için tek mesele para, çıkar menfaatidir. Onların çiğnemeyecekleri tek değer yoktur. Afrika halkı yarım asır sonra bile o meşhur dönemin bedelini ödüyor. Gelecek Afrika kıtasının olacaktır. Yeter ki dik duralım, gayret edelim, eğilmeyelim" diye konuştu.
"Sırtımızı kardeşlerimize dönersek uçuruma yuvarlanmış oluruz"
Erdoğan, "Birçok Afrika ülkesinde halk sefalet içinde yaşarken, ülkenin zenginlikleri Batılılar tarafından gasp ediliyor. Açlık, kıtlık, yoksuluk dolayısıyla binlerce evladını Akdeniz'in azgın dalgasına kurban veriyor. Pek çok liderin mevcut düzene itiraz ettiğinde nelerle tehdit edildiğini kendi ağızlarından dinliyorum. Her firavunun karşısına zulüm ve düzeni yerle yeksan edecek Musa çıkar biliyoruz. Müslümanlar olarak basiret, ferasetle hareket etmemeliyiz. Sömürgecilerin oyununa gelirsek o zaman kaybederiz. Sırf belli güçler öyle istiyor diye sırtımızı kardeşlerimize dönersek uçuruma yuvarlanmış oluruz. Birbirimize kenetlenirsek üstesinden gelemeyeceğimiz engel yoktur" dedi.
"128 ülke şantaj ve tehditlere rağmen tasarı lehine oy kullandı"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Kudüs konusunda alınan karara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika'nın Kudüs kararı karşısında Müslümanların sergilediği uhuvet bu anlamda kırılma noktası olmuştur. Sadece Müslümanlar değil aklı selim Hristiyanlar da Amerika'nın kararına direnmiştir. Konuyu önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine, sonra Genele Kurula taşıdık. 14 ülke tasarıya evet demesine rağmen Amerika'nın vetosu nedeniyle karar çıkmadı. Genel Kurul sürecinde 128 ülke şantaj ve tehditlere rağmen tasarı lehine oy kullandı. Amerika'nın yanında 15 ülke bulundu. Onlar da nüfusu 15 bin 30 bin olan ülkecikler. Amerika'nın Kudüs kararının hukuksuzluğu tüm dünya tarafından kabul edilmiş oldu. 15 gün içinde elde edilen sonuç hepimizin zaferidir" şeklinde konuştu.