İşte Yücel Koç'un yazısının tamamı...
'Artık Osmanlı ve Sultanlık yok...'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Kudüs'ü başkent olarak tanıması durumunda İsrail'le diplomatik ilişkilerin kopabileceğini söyleyince, işgalci İsrail'in İstihbarat Bakanı Yisrael Katz'dan şöyle bir tepki geldi;
- "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın talimat ve tehditlerini kabul etmiyoruz. Sultanlık ve Osmanlı bitti. Artık korkmuyoruz."
***
Acı ama, adam doğru söylüyor beyler...
Çünkü, Osmanlı ve bir halife olsa, bugün Kudüs'ün başına gelenleri, herhangi bir ülke aklından bile geçiremezdi.
En kutsal şehirlerimiz Mekke ve Medine, bir asırdır İngilizlerin, ABD'nin ve İsrail'in emrindeki bir yönetimde olmazdı.
O yüzden, bu bakana hakaret dolu cevaplar vermek, bağırıp-çağırmak, işin kolayına kaçmak olur...
Yapmamız gereken, bir yolunu bulup çaresine bakmak...
***
Ben size bir şey söyleyeyim mi; Trump belki de bu coğrafyaya en büyük iyiliği yapıyor.
Önceki başkanlardan farkı şu ki; eskiden yüzümüze gülerek çevrilen dümenleri daha açık ve net biçimde ortaya koyuyor.
Müslüman değil ki... Yaptıkları niye zorumuza gidiyor?
Yisrael Katz'a da kızmayın... Hatta teşekkür edin ki, acı gerçeği beynimize çaka çaka doğrudan söylüyor.
Ve böylece, aslında Erdoğan'ı yıllardır neden devirmeye çalıştıklarının da ipucunu veriyor.
Biz zaten biliyorduk da...
Haçlı işgalini Erdoğan'a tercih edenlere neyi, nasıl anlatacağız?
*********
Erdoğan Yunanistan'da seçime girse...
Lozan meselesini hiç yeri değilken Yunan Cumhurbaşkanı açtı, Erdoğan da altta kalmayıp cevabını verdi ya...
Türkiye'de malum kesim hemen kendi Cumhurbaşkanımızın aleyhine tezvirata başladı.
Vay efendim, Yunan Cumhurbaşkanı hukuk dersi vermiş,
Yunan'a verilen 18 ada Lozan'da yokmuş, falan filan...
Sanırsınız adaları Yunan'a Erdoğan verdi...
Yunanistan Cumhurbaşkanı'na bu meseleyi kameralar önünde aç diye de sanki Erdoğan öğütledi.
***
Bir de Lozan'ı hararetle savunanlar var.
'Madem bizim lehimize o zaman tartışılmasından Yunanistan niye çok rahatsız oluyor?' diyorsunuz, ses yok.
Körü körüne muhaliflik böyle bir şey işte...
***
Bakın, size masabaşı sallamasyon değil, bizzat tespitlerimi aktarayım.
Sadece bu yıl iki defa gittim Atina'ya...
Yunan'la da sohbet ettim, Türkiye'den göçen Rumlarla da...
Hepsinin ortak tespiti şuydu;
"Erdoğan bugün Yunanistan'da seçime girse tartışmasız tek başına iktidar olur."
Çünkü büyük umutlar bağladıkları Çipras, küresel efendilerine boyun eğdi, halk hızla yoksullaşmaya başladı.
İşin kötüsü, geleceğe dair umutları da yok.
Emin olun, pek çok Rum, tekrar Türkiye'ye dönme arzusunda.
Lozan tartışması durumu değiştirmediyse Yunanlar Erdoğan'a değil, Avrupa Birliği'ne, en başta da Almanya Başbakanı Merkel'e çok öfkeli...
Boyun eğdikleri güçlere, Erdoğan'ın dik duruşuna hayranlar...
Türkiye'nin nasıl büyüdüğünü, geliştiğini bizden daha iyi takip ediyorlar.
Atina'da kafe sahibi bir Rum, Türkiye'de AK Parti döneminde yapılan stadyumları bile tek tek saydı.
Kaç kilometre yol, ne kadar köprü, havaalanı yapılmış, emin olun Türkiye'de yaşayanlardan daha iyi biliyordu.
Heyetimizde bulunan müzmin muhalif bir gazeteci, "Her şey köprü, yol mu?" deyince, "Hükûmetin işi ne o zaman?" diye sordu.
Bizimki susup kaldı...
Ama birileri var ki, ne derseniz deyin susmak bilmiyor, gerçekleri anlamak da, kabullenmek de istemiyor.