Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“İttifakımızın 75. kuruluş yıl dönümünü idrak ettiğimiz kritik bir dönemde tarihi bir zirveyi daha başarıyla neticelendirdik. Başkan Biden’ın şahsında Amerikan makamlarına misafirperverlikleri için müteşekkiriz.
Yaklaşık 2,5 yıldır devam eden Rusya-Ukrayna savaşı karşısında müttefikler olarak uluslararası hukuktan yana bir duruş sergiliyoruz. Önceki zirvelerde Ukrayna bağlamında aldığımız kararları gözden geçirdik. Ayrıca yeni somut adımlar üzerinde mutabık kaldık.
NATO’nun Ukrayna’ya güvenlik yardımı ve eğitim desteği girişimini onayladık. Ukrayna’ya çok yıllı mali destek sağlanmasını ve Kiev’e NATO Kıdemli Temsilcisi atanmasını kararlaştırdık.
Türkiye, yıkıcı etkilerini hep birlikte hissettiğimiz müşterek güvenliğimizi tehlikeye atan bu savaşın, sona ermesine yönelik gayretlerini ilk günden beri yoğun bir şekilde devam ettirmektedir.
Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağına inanıyoruz. Bu değerlendirmelerimi zirve boyunca müttefiklerimizle bir kez daha paylaştım.
Zirvenin ilk oturumunda ittifak savunmasını ilgilendiren konuları etraflıca istişare ettik. Krizlerin derinleştiği ve gerginliklerin arttığı bir dönemdeyiz. Mevcut uluslararası ortamda Türkiye’nin her zaman olduğu gibi müttefiklerini savunma taahhüdüne bağlı olduğunu, sorumluluklarını yerine getirdiğini vurguladım.
Savunma harcamalarında yüzde 2 hedef eşiğini, aştık. İttifak, harekat ve misyonlarına en fazla katkı sağlayan müttefiklerden biriyiz. Tabii birlik ve dayanışma ruhunun 32 müttefikin tamamı tarafından samimiyetle benimsenmesi gerekiyor.
Terörle mücadele alanında müşterek çabaların artırılması önemlidir. Bu kapsamda Madrid ve Vilnius zirvelerinde aldığımız kararları da takip etme fırsatımız oldu.
Teröre karşı mücadelede müttefikler arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğunu görüyoruz. Türkiye, terörün vahşi ve kanlı yüzünü iyi bilen bir ülkedir. DEAŞ ile göğüs göğse çarpışan ve bu örgütü bozguna uğratan tek NATO ülkesiyiz.
NATO’nun tespit ettiği iki temel tehditten biri olan terörizmle mücadele müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz.
Finlandiya’nın ve İsveç’in NATO’ya katılım süreçlerinde aldığımız kararlar ve tesis ettiğimiz daimi istişare mekanizmaları PKK başta olmak üzere terör tehdidinin boyutlarının daha iyi anlaşılmasına vesile oldu. Ancak bazı müttefiklerimizin bilhassa terör örgütü PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ile kurdukları çarpık ilişkiyi kabul etmemiz mümkün değildir.
İttifakın birliğine ve bütünlüğüne zarar veren bu hatalı politikalardan vazgeçilmesi çağrımı burada tekrarlıyorum. NATO’nun güneydeki ortaklarıyla çok daha yakın koordinasyon içinde bulunması gerektiği kanaatindeyiz. Bu doğrultuda zirvenin ilk oturumunda NATO’nun güneye yönelik yeni yaklaşımının çerçevesini çizen önemli kararlara da imza attık.
Gazze’de 7 Ekim’den bu yana büyük bir katliam yaşanıyor. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 40 bine yakın masum insan İsrail’in saldırıları neticesinde hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin yaralı var. Tüm temaslarımda Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında süregiden mezalime dikkat çektim. İsrail, Filistin meselesine kalıcı çözüm getirmeden küresel barış ve istikrardan bahsedilemeyeceğinin altını çizdim.
İsrail, soykırım suçlamasıyla yargılandığı Uluslararası Adalet Divanı’nın ihtiyati tedbir ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarını ısrarla uygulamıyor.
Karşımızda savaş hukuku dahil hiçbir hukuk, nizam, değer ve sınır tanımayan, gözü dönmüş bir yapı vardır.
İttifakımızın temel değerlerini ayaklar altına alan İsrail yönetiminin, NATO ile ortaklık ilişkisini sürdürmesi mümkün değildir. Filistin topraklarında kapsamlı ve sürdürülebilir barış tesis edilene kadar İsrail ile NATO nezdinde işbirliği yapılması yönündeki girişimler Türkiye tarafından onaylanmayacaktır.
Türkiye olarak önce ateşkesin ilanı sonra da kalıcı barışın temini için garantörlük dahil her türlü inisiyatifi almaya hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek istiyorum. Buradan tüm müttefiklerimizi, ateşkesin sağlanması ve 9 aydır açlıkla imtihan edilen Gazze halkına insani yardımların kesintisiz ulaştırılması için Netanyahu yönetimi üzerindeki baskılarını artırmaya çağırıyorum.
Zirvenin ikinci oturumunda Asya-Pasifik ortaklarımız; Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda devlet ve hükümet başkanlarıyla Avrupa Birliği liderliği de bize katıldı. NATO’nun bu ülkelerle ilişkilerinin ne şekilde ilerletileceğinin yanı sıra bölgedeki gelişmeleri ele aldık.
Toplantımız, ittifakın ve müttefiklerin Ukrayna’ya desteklerinin altının çizilmesi bakımından faydalı oldu. Oturumda ülkemizin Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğinin tam olduğunun altını çizdim. Aynı zamanda diplomasinin dışlanmaması gerektiğini, müzakerelerin teslim olmak anlamına gelmediğini vurguladım.
NATO’nun Ukrayna’da savaşın tarafı haline getirilmesine asla geçit verilmemesi gerektiğine dair görüşlerimi burada açık yüreklilikle paylaştım.
Zirve kapsamında Macaristan, Yunanistan, İtalya, Almanya, Ukrayna, Fransa ve Birleşik Krallık liderleriyle ikili görüşmeler gerçekleştirdim. Ayrıca İsveç, Finlandiya, Slovenya ve Slovakya devlet ve hükümet başkanlarıyla NATO Genel Sekreteriyle ayaküstü görüştük.”
Soru-Cevap
Gazze konusu
Erdoğan: “Şu anda hastanelerimize gelen yaralıları tedaviye alıyoruz. Gıda noktasında ise şu ana kadar yine aynı şekilde 40 bine yakın tır, uçak bütün bunlarla gıda yardımını bölgeye gönderiyoruz. Bu kardeşlerimizi yalnız başına bırakamayız, onları terk edemeyiz.
Biz İsrail’i Lahey Adalet Divanı’na da Güney Afrika ile birlikte şikayet ettik. Bununla ilgili özellikle ilgili birimlerimiz, Adalet Bakanlığımız başta olmak üzere bu süreci çalıştırıyorlar. Dünyadaki birçok ülkeyi de aynı şekilde Lahey Adalet Divanı’na, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne diğer ülkelerin de şikayetçi olmasını kendilerinden talep ediyoruz. Bu çalışmamız, kampanyamız sürüyor, sürecek.
Zira İsrail’in anladığı dili kullanmamız lazım. Bu sayı ne kadar artarsa o kadar faydalı olacağına bizim açımızdan inanıyoruz.”
F-16 konusu
Erdoğan: “Bu konuyla ilgili özellikle dün akşam ve bugün Sayın Biden ile tekrar konuştum. Eğer denildiği gibi olursa ‘3-4 hafta içerisinde bu problemi çözeceğim’ dedi. Bugün ayrılırken yine hatırlattım. 3-4 hafta içerisinde çözeceğini söyledi.”
ABD’deki seçimler
Erdoğan: “Şu anda tabii buradaki yarışın biz tarafı değiliz. Bu yarış içerisinde kalan 3,5-4 aylık sürede kararı neresi verecek? Amerika’daki halk verecek. Bu eyaletlerin vereceği karar çok önemli. Bizler de Türkiye olarak, Türk siyasetinin içerisinde olan bir insan olarak en hayırlı kararı verecek olan Amerika delegesinin vereceği bu kararı biz de izleyeceğiz.”
Soru: NATO zirvesinin hangi şehirde olacağı belli mi?
Erdoğan: Henüz hangi şehir olduğu noktasında bir kararımız yok. Ancak tabii arkadaşlarımızla oturacağız, değerlendireceğiz. Büyük ihtimalle herhalde bu İstanbul’a yakışır ve İstanbul’da böyle büyük bir organizasyonu yaparız. Daha önce de bir zirveyi İstanbul’da yapmıştık.”
Hibya Haber Ajansı