Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Türkiye'nin geldiği konumu hala kabullenemeyenler var sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma projesinden hala vazgeçmeyenler var.
İçeride siyasetini kendi ülkesinin ve milletinin felaketi üzerine kuran muhterisler var. Proje genel başkanlar, proje partiler, proje şahsiyetler, proje kampanyalar üzerinden bizi yıpratarak Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışanlar var. Artık tarihe karışmış olmasını arzu ettiğimiz darbe ve vesayet heveslerini buldukları her fırsatta ortaya dökenler var.
Türkiye'nin geldiği her seviye yeni ihtiyaçları yeni beklentileri yeni araçları gerektiriyor. Bir yandan mevcut çalışmalarımızı sürdürüyor ve diğer yandan da kesintisiz reformlarla değişimlerinde ilerliyoruz. Yeni anayasa teklifimizi bu ihtiyaç ortaya çıkarmıştır. Büyüyen ve gelişen Türkiye'nin yükünü taşıyamayan darbe dönemi anayasasını bir kenara bırakarak ilk defa siyasetin ve milletin bizatihi kendi eseri olan bir anayasa için kolları sıvadı. Girişimci insani dış politikamızın önümüze açtığı yeni alanları en verimli şekilde değerlendirmek için sahada ve masada sıkı bir şekilde çalışıyoruz.
Terörle mücadelede 40 yıl sonra nihayet ülkemizin içini tamamen temizleme aşamasına ekonomide yatırım istihdam üretim ihracat temelinde ülkemizi büyütme kararlılığı ile giderlerken hiçbir temeli olmayan finans hareketlerine karşıda tedbirlerimizi alıyoruz.
Sanayi ve ihracat tarafında salgın döneminin ülkemizin önünde açtığı fırsatları değerlendirmek için tüm imkanlarımızı kullanıyoruz.
Tüm esnaflarımızın sıkıntılarını biliyor ve çözümü bunu özellikle ortadan kaldırmak için gayret gösteriyoruz. Salgın tehdit olmaktan çıktığında normalleşme adımları atılırken, tehdit yeniden arttığında mecburen sıkılaştırmaya yöneliyoruz.
Amacımız ülkemizi Ramazan ayında genel olarak dinlendirerek bayram sonrasındaki güzel günler için hazırlamaktır.
Türkiye'nin tek başına salgın tedbirlerini gevşetmesi hatta tek başına salgını tümüyle yenmesi önemli değildir. Asıl önemli olan yakın insani ve ticari ilişki içinde olduğumuz coğrafyalar başta olmak üzere dünyadaki genel iyileşmenin gerisinde kalmamak hatta mümkünse önünde gitmektir.
Bugün Avrupa ülkelerinin hemen tamamı Türkiye'den daha ağır kapatma tedbirleri uyguluyor. Üstelik bu ülkelerin sağlık sistemleri de tam anlamıyla şayet biz Ramazan ayındaki tedbirlerimizi ile vaka sayılarını birkaç binlere düşürebilirsek Mayıs'ta birlikte başlayacağız.
Anlaşılan turizm sezonu ve bunun içeride yol açacağı ticari hareketliliği yakalayabiliriz. Sadece turizmde bir sezonu daha kaçırmakta kalmayacak yurt dışına yapılacak iş ve aile ziyaretleri de dahil olmak üzere pek çok alanda ciddi sıkıntılar yaşayacağız.
Tabii en önemlisi de kendi vatandaşımızın sağlığıdır. Tek bir insanımızın bile bu meşhur hastalık sebebiyle acı çekmesine hele hele hayatını kaybetmesine gönlümüz razı gelmedi. Ramazan ayının manevi ikliminde tuttuğumuz oruçlar namazlar ve diğer ibadetlerimiz zenginleştirirken tedbirlere riayet ederek salgının boynunu da Allah'ın izniyle kıracağız.
Salgın sebebiyle yaşadığımız sıkıntıları daha sonraki kazançlarımızın kefareti kabul ederek sabredeceğiz.
Türkiye teröründe ekonominin de uluslararası mücadelelerinde üstesinden Allah'ın yardımı ve milletimizin desteği ile gelecektir.
Türkiye'nin en önemli sorunu muhalefetin zihniyetindeki dilindeki duruşundaki bozukluktur. CHP'nin başında ki zatın durumu bu çarpıklığın en somut örneğidir. Söylediği şeylerin yarısı yalan yarısı yanlış olduğu halde sanki atomu parçalamanın formülünü bulmuş edasıyla sürekli konuşuyor. Bir yalanı söylüyor ilgili birimlerimizce gereken cevap verildiği halde yüzü kızarmadan hemen bir sonrakine geçiyor.
Aynı iftirayı tekrarlamayı sürdürüyor. Yanlış bir şey söylüyor pek çok kanaldan düzeltildiği halde hiç aldırmadan aynı yanlışı tekrar tekrar ifade ediyor. Karşımızda öylesine şekilsiz bir malzeme var ki neresini düzelteceğimizi bizde şaşırıyoruz. Kırk yalanı iftirayı yanlışı aynı anda söyleme başarısını gösteren bu zatı son dönemde bol keseden vaatler sıralamaya da başladı. Elbette vaatlerine bir dediğimiz yok. Siyasetçi bir ifadedir milleti ikna edebilirse bunları hayata geçirmek için iş başına şayet vaatlerini yerine getiremez ser sefil bir şekilde oradan ayrılır bay Kemal.
Türkiye'de 10 milyon işsiz var. Ben bunları çözeceğim diyor. İşsizliğe çare olarak söylediği projeye kargalar bile gülüyor.
Türkiye'de bunca hastane niye yapılıyor? Hastane mi? Hasta mı var? Salgın başladığında niye daha çok hastane yapmadınız diye yakamıza yapışmaya kalkıyordu.
Geçtiğimiz günlerde bir grup emekli amiralin ve onun yanında emekli büyükelçileri ve yine emekli milletvekillerinin bunlar hepsi CHP merkezidir. Yayınladığı ve içinde açık darbe tehdidi olan malum bildiriye onlardan çok daha sıkı bir şekilde sarılıyor.
Allah kimseyi şaşırtmasın insan bir defa şirazeden çıktı mı işte burada olduğu gibi kendini nerede bulacağı belli olmuyor.
CHP'nin başında ki zatın ve yanındaki çetenin yalanlarını çarpıtmalarını iftiralarını seze yanlarını terörist ve darbe sevinçlerini kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla özellikle değerli kardeşlerim vatandaşımıza anlatmanızı istirham ediyorum. Bu duygularla bir kez daha sizleri sevgiyle saygıyla selamlıyorum.
Hibya Haber Ajansı