Piyasa Yorumu: Bu sabah BIST100’de aşağı yönlü bir açılış bekliyoruz. Dün endeks 1412.23 – 1427.07 arasında işlem gördü ve günü +0.10% değişimle 1419.43 seviyesinde kapattı. İşlem hacmi ortalama seviyede gerçekleşti. Bu sabah negatif açılış ve sonrasında 1400 – 1430 arasında işlem aktivitesi bekliyoruz.
Piyasalarda Bugün
Geride kalan haftanın global ve yerel fiyatlamalara ait gelişmeleri kısa vadeli işlemlerde oynaklık riskinin yüksek olduğu bir döneme girildiğini düşünen kesim açısından sürpriz olmadı. Nitekim hafta başlangıcında bahsettiğimiz “ABD’de hisse opsiyon vadeli kontratlarında vadelerin dolacak olması” gelişmesi fiyatların baskılanmasına bir diğer ek unsur olarak negatif yönlü katkıda bulundu.
Global risk iştahında zayıflamanın bir adım ön plana çıktığı dönem içerisinden geçiyoruz. Yaz aylarındaki rehavet ve düşük işlem hacminin yerini bugünlerde tatilden dönüş yapan yatırımcıların mevcut ve gelecek dönem için düşündükleri pozisyonları yeniden gözden geçirme eğilimleri almakta. Bu nedenle, özellikle bu hafta takip edilecek olan yoğun takvim de gözetildiğinde, oynaklığın arttığı işlemlerin bir süre daha hayatımıza olabileceği şeklinde yorum yapmak yanlış olmayacaktır.
Tamamladığımız haftada global hisse senetlerinin satış baskısı altında kaldığını deneyimledik. MSCI dünya endeksi haftalık bazda %0.82 değer kaybı sergilerken, ikinci haftada da eksi yönde performans sergiledi. Keza son 5 gün içerisinde MSCI GOÜ endeksi de %-2.26 ile takip edildi. Amerikan dolarındaki değerlenme haftanın ikinci yarısında etkili olurken, DXY %0.66 yükselişle iki haftadır üst üste yukarı yönde kapanış gerçekleştirdi.
Risk iştahının bozulmasında farklı birçok unsurun bir araya gelme durumu söz konusu. Çin’de yakından izlenen ve bulaşıcılık riskine dair endişelerin arttığı Evergrande borç krizi, ABD’de Başkan Biden’ın 4 trilyon dolarlık ekonomi paketinin geleceği, yine ABD’de Ekim ayında yaşanması muhtemel borç tavanı limiti sorunu, global ekonomik yavaşlama, hafta içerisindeki en önemli gündem maddesi olan FOMC toplantısı ve muhtemel tapering yönlendirmesi, küresel enflasyondaki artış eğilimi, emtia grubundaki satış ve devam eden pandemi sürecini küresel varlıkları baskılayan başlıklar arasında saymak fazlasıyla mümkün.
Yeni hafta işlemlerinde fiyatlamalar açısından iç ve dış gündem oldukça yoğun geçecek. ABD’de Fed’in açıklayacağı makro projeksiyonlar, faiz öngörüleri ve muhtemel tapering yönlendirme mesajları kuşkusuz en önemli gündem maddesi olarak şekillenirken; İngiltere, İsviçre, İsveç, Norveç ve Japonya gibi büyük ekonomilerin yanında Brezilya, Türkiye, Güney Afrika ve Endonezya’nın faiz kararları da yatırımcılar tarafından yakından izlenecek.
Piyasalar
ABD hisse senetlerinin son 1 ayın en yükseğinde zayıflama gösterdiği Cuma günü işlemleri ile birlikte S&P 500 endeksindeki kapanış 50 günlük hareketli ortalama seviyesinin aşağısında gerçekleşti ve Haziran’dan bu yana ilk kez böyle bir tablonun oluşmasına zemin hazırladı. Keza Nasdaq 1002deki kapanış da Mayıs ayından bu yana en zayıf performansa işaret etti. Emtia cephesindeki satış baskısı başta demir cevherindeki <$100 eğilimi ile birlikte hızlanırken, Bloomberg emtia endeksi Perşembe ve Cuma günlerinde %1’in üzerindeki değer kayıpları ile takip edildi. Yeni haftada Asya’da Japonya, Çin ve Güney Kore varlıkları tatil nedeniyle kapalı. ABD tahvillerine ait nakit işlemler de yine Japonya’nın kapalı olması nedeniyle sabah saatlerinde gerçekleşmiyor. Evergrande’ye ait borç endişeleri yatırımcılarda daha şiddetli rahatsızlık yaratırken, DXY’nin FOMC öncesinde 93-94 aralığındaki seyri de güvenli liman arayışının sürdüğünü gösteriyor. Vadeli ABD endekslerindeki eğilim %1’e yaklaşan değer kayıpları şeklinde oluşurken, satıcılı seyrin Avrupa seansı ve yurtiçi açılışa da yansımasını beklemek yanlış olmayacaktır. Türk lirası Amerikan doları karşısında günü %-1.25 ile tamamlarken, BIST 100 endeksi kapanışı %0.10’luk sınırlı yükselişle 1410 puan seviyesinden gerçekleşti. 10y tahvilde faizin son düzeyi %17.15 olurken, ülke risk primi %2 yükseldi ve 386bp ile günü sonlandırdı. EMEA bölgesi endekslerinde İspanya varlıkları hariç satış baskısının genele yayılarak takip edildiği görüldü. Euro Stoxx 50 %-0.94, FTSE 100 %-0.91, DAX %-1.03 ve Rusya (RTS, USD) grubu %-0.60 düzeyinde performans sergiledi. Amerika kıtası işlemlerinde Avrupa seansındaki zayıflamanın devamı izlendi. Dow Jones %-0.48, S&P 500 %- 0.91 ve Nasdaq %-0.91 ile günü tamamlarken; Bovespa %-2.07, Merval ise %-1.54 oldu. Asya’da yeni hafta fiyatlamaları tatil etkisinde geçiyor. Açık olan piyasalardan Hang Seng TSİ 08.30’da %-3.51’de oluşmakta.
Fiyatlamalar
BIST 100 endeksinde 1415-1400 seviyeleri destek, 1440-1462 ise direnç olarak yakından izlenebilir. USDTRY paritesinde 8.60-8.53 destek, 8.68-8.80 direnç olarak takip edilebilir. Global Amerikan doları fiyatlamalarının EUR çaprazları üzerinde etkili olmaya devam etmesini bekliyoruz. Eylül ayında gerçekleştirilecek olan Almanya seçimlerinde muhtemel SDP zaferi kısa vadede EUR+ eğilimi destekleyebilir. EURUSD paritesinin 1.17-1.20 bandında dalgalanmaya devam etmesini bekliyoruz. 1.1700-1.1670 destek, 1.1750-1.1800 ise direnç olarak izlenebilir.
BDDK düzenlemelerinin olası etkileri;
i. BDDK tüketici kredilerinde 50 bin TL üzerindeki krediler için vade sınırını 36 aydan 24 aya indirdi. Mart 2021 Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre ihtiyaç kredilerinde kullandırılan ortalama miktar 21 bin TL civarında. Bu kredilerde bakiye kişi sayısı ise 22.7 milyon. Ortalama miktar enflasyon oranı ile artsa dahi yine de 50 bin TL’nin altında kalacağı için bu düzenlemenin etkisinin sınırlı düzeyde kalabileceğini tahmin ediyoruz.
ii. BDDK pandemi başladığında uygulamaya koyduğu Sermaye Yeterlilik Oranı hesaplamasında yabancı para cinsinden kredi riskine esas tutar hesaplamasında aksi yönde bir Kurul Kararı alınıncaya kadar TCMB’nin son 252 işgününe dair ortalama döviz alış kuru kullanılması uygulamasına devam edilecek. Bu karar bankaların halihazırda güçlü karlılık ile içsel sermaye oluşumu tarafından desteklenen güçlü Sermaye Yeterlilik Oranlarına destek olmaya devam edecektir.
iii. Kredilerin donuk alacak olarak sınıflandırılmasında pandemi öncesinde 90 gün olan süre pandemi nedeniyle 180 güne uzatılmıştı. 1 Ekim’den itibaren tekrar eski uygulamaya dönüleceğini açıkladı BDDK. Burada geçişin olabildiğince yumuşak tutulduğu ve ekonomik büyümedeki güçlü seyir de dikkate alınınca takipteki alacaklar üzerine etkisinin 4Ç21’de 25-30 baz puan aralığında olması beklenebilir. Bankaların yüksek karşılıkları dikkate alındığında eski uygulamaya dönüşün gelir tabloları üzerinde belirgin bir etkisi olmayacağını düşünüyoruz.
iv. Bankaların kart borçlarını öteledikleri süre boyunca kart hamillerinden asgari tutar da dahil olmak üzere alacaklarını talep etmeyerek ödemesiz dönemler tanımlayabilmelerine ilişkin uygulamaya son verilecek. Özellikle 1 Temmuz’dan itibaren pandemi kısıtlamalarının kalkması ile kredi kartı kullanımında belirgin bir artış olmuş 2Ç21 sonuna göre kredi kartı kredileri %10.9 kadar artış kaydetmişti. Bu düzenleme ile birlikte kredi kartı kredilerindeki artış hızında bir yavaşlama olabileceğini tahmin ediyoruz.
Net net bakıldığında uygulama değişikliklerinin banka finansalları üzerinde belirgin bir negatif etkisi olmayacağını düşünüyoruz. Bireysel krediler tarafında gelen düzenlemenin geçtiğimiz haftalarda medya yansıması kısmen banka hisselerini baskılamıştı. Yeni getirilen düzenleme bu nedenle bankalar için görece olumlu olarak değerlendirilebilir. Pandemi tedbirlerinden çıkış sürecinin ise oldukça yumuşatılarak gelmiş olması da bankaların ellerini rahatlatacak diğer bir husus olarak değerlendirilebilir.
Fed Bilançosu, 15 Eylül Haftası - MBS kalemindeki mevsimselliğin etkisiyle bilanço yeni rekor yüksekte
Amerikan Merkez Bankası (Fed)’in toplam bilanço büyüklüğü 15 Eylül haftası işlemlerinde MBS kaleminden gelen katkının da etkisiyle 8.4 trilyon dolar seviyesini aştı ve yeni rekor yükseğini test etti. Haftalık değişim bazında bilanço kalemleri incelendiğinde söz konusu dönemde Hazine kağıtlarından oluşan portföydeki değişiklik 19.1 milyar dolar olurken, MBS değişimi ise +76 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Toplam bilanço büyüklüğünün hafta bazında 91.4 milyar dolar genişlediği bu dönemde rezervler 14.9 milyar dolar azalırken, Hazine hesabı ise 143.9 milyar dolar arttı.
Parasal genişlemenin enflasyonist baskıya neden olup olmayacağı tartışmalarında kritik detay Velocity değişim başlığı olacak. Buna göre, Aralık 2020’de %1.13 olan M2 Velocity değeri Haziran 2021 itibarıyla %1.12 seviyesinde yatay-düşük seyretmekte.
Fed bilançosu miktarsal açıdan genişleme eğilimini devam ettirse de sessiz sedasız “normalleşme” ayarlamaları yapıldığını belirtmek gerekiyor. Günlük hazine kağıdı alımları 500 milyon dolar azaltımla 4 milyar dolar seviyesine çekerken, MBS alımlarında ise -500 milyon dolar ile 4.5 milyar dolar seviyesine güncelleme gerçekleştirdi. Yakın zaman içerisinde açıklanan 3 aylık repo penceresini de sonlandırıldığı haberinin ardından 27 Ocak tarihinde de Şubat ayındaki iki ihale ile birlikte 1 aylık repo ihaleleri uygulamadan kaldırıldı.
Hazine hesabında bulunan yakın döneme dek 1.4 trilyon dolar seviyesinde likiditenin Biden yönetimi tarafından devreye alınan yeni teşvik paketi ile en az yarısının ilk çeyrek sonrası-Nisan döneminde kullanıldığını ve bu durumun da ‘zayıf Amerikan doları teması’ yaklaşımını desteklediğini gördük. Nitekim güncel veriler < 500 milyar dolar eğilimine işaret etmekte. Kanaatimiz, Nisan-Mayıs aylarındaki genele yayılır Amerikan doları zayıflamasında etken faktörlerden birisinin de bu gelişme olduğu. Haziran ayı işlemleri sonrasında ise Fed’in gelecek dönem politika duruşuna dair beklentiler ve pozisyon değişimleri etkili olmakta. Bu nedenle Hazine hesabındaki azalışın borç tavanında limite ulaşılma yolunda ilerlenmesi nedeniyle sürmesini ve bu durumun da USD likiditesini arz yönlü desteklemeye-dengelemeye devam etmesini bekliyoruz.
Fed’in Haziran 2020’deki FOMC toplantısında aylık varlık alım rakamına geçiş yapmaması ve-fakat mevcut seviyelerin artırılarak korunacağını belirtmesinin ardından 80 milyar dolar Hazine kağıdı ve 40 milyar dolar MBS alımı gerçekleştirilerek bir süre daha süreci koruyacağını ancak devamında ise MBS alımlarını Hazine tahvillerine kaydıracağını düşünüyoruz. Varlık alım programında olası azaltım adımına dair ilk sinyalleri ekonomideki toparlanmanın beklediğimiz patikada devam etmesi durumunda son çeyrek içerisinde geleceğine inanmakla birlikte 15-16 Haziran FOMC toplantılarının ardından kamuoyu ile paylaşılan sürpriz Dot Plot dağılımları ve enflasyona dair değerlendirmelerdeki değişim yaz ayları için de bu tarz bir riskin oluşabileceği fikrini tamamen saf dışı bırakmamızı engelliyor. Ancak, genel yaklaşımımız, son çeyrek içerisinde resmi duyurunun gelmesi ve Ocak 2022 itibarıyla varlık alımlarındaki azaltımın devreye alınması. Konuyla ilgili kapsamlı raporumuza Tapering Senaryo Çalışması, Ağustos 2021 başlıklı raporumuzdan ulaşabilirsiniz.
Bilançonun ek negatif sürpriz olmadıkça 8 trilyon dolar üzerinde dengelenmeye başlayacağını (Fed yönlendirmesi, Başkan Powell tarafından 7.5-8 trilyon dolar aralığı şeklinde yapıldı) düşünüyoruz. Şayet Fed cephesinden 14 Nisan tarihinde gelen yönlendirmenin hayata geçtiğini görecek olursak varlık alımlarının azaltılmasına dair yönlendirmenin 2021 yılı içerisinde gelmesi son çeyrekte yüksek bir ihtimal olarak karşımıza çıkmakta. Bu durumda azaltımların 2021’in son ayı içerisinde başladığı, tamamen sonlandırılmasından sonra dahi yeniden yatırıma yönlendirmelerin devam ettiği farklı bir süreç bizi bekleyebilir.
TCMB Piyasa Katılımcıları Anketi, Eylül 2021 - Beklentilerdeki yükseliş Eylül ayında da devam etti
TCMB tarafından Eylül ayına ait Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Buna göre, yıl sonu enflasyon beklentisi +0.44 puan ile %16.74, 12 ay sonrası +0.46 puan ile %12.94 ve 24 ay sonrası ise +0.19 puan ile %10.71 olarak açıklandı. Böylece, Mart sonu seviyelerine kıyasla 12 ve 24 ay vadelerdeki yükseliş sırasıyla (toplam) +2.47 puan ve 1.53 puan düzeylerinde gerçekleşmiş oldu. Yıl sonu için dolar kuru beklentisi 8.94’ten 8.92’ye gerilerken, gelecek 12 ayda ise 9.37’den 9.56’ya yükseldi. 2021 cari işlemler dengesi beklentisi -23.5 milyar dolardan -22.4 milyar dolara gerilerken, 2021 GSYH beklentisi ise %6’dan %8.2’ye, 2022 dönemi için de %4’ten %4.2’ye yükseldi.
Kaynak:Deniz Yatırım
Hibya Haber Ajansı