Duruşmada tanıklar dinlenirken sanık avukatı, olaydan doğan maddi ve manevi tazminatın karşılanması konusunda Ecem Haliloğlu'nun ailesine 300 bin lira, Lütfiye Yurdaer'in ailesine 150 bin lira para verdikleri ihbarnameyi mahkemeye verdi. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık N.D. ile kazada yaşamını yitirenlerin aileleri katılmazken sanık avukatı Tarık Teoman ve müşteki avukatı katıldı. Sanık avukatı Tarık Teoman, Ecem Haliloğlu'nun ailesine 300 bin lira, Lütfiye Yurdaer'in ailesini ise 150 bin lira para verdiklerine dair ihbarnameyi mahkemeye sundu.
“Şoförü gördüm”
Tanık olarak dinlenen Yaşar Kaymak, "Olay günü Göztepe taraflarında koşuyordum. Ses gelince ilk etapta dubalara vuruldu sandım. Çünkü tramvay inşaatından dolayı orta refüje duba çekmişlerdi. Sol tarafıma baktığımda yerde 2 kişi yatıyordu. Hemen olay yerine gittim, şoför araçtan indi. Yaşlı olan arabanın arka tarafında yatan yaralı bir bayan vardı, arabanın önünde yatan yaralı kadının kafasından kan fışkırıyordu. Araçtan inen şoförle beraber önde aracın önünde yerde yatan yaralıya yardım etmek için eğildiğimizde sanığın ağzından alkol kokusu geldiğini fark ettim. Olay yeri kalabalık olmaya başlayınca sanık aracı bırakıp gitti. Bir gün sonra internette vuran kim diye baktığım da sürücüsünün belirsiz olduğu yazınca ben de 155'i aradım ve kazayı gördüğümü söyledim. Daha sonra teşhis için cinayet polisi beni çağırdı. Polisin gösterdiği fotoğrafı teşhis ettim" dedi.
“Yastık gibi havada gördüm”
Tanık olarak dinlenen Hikmet Aracı ise “Ecem Haliloğlu ablamın kızı, Lütfiye Yurdaer de dayımın kızı olur. Ecem Haliloğlu'nun olay gününden bir gün sonra hoca nikahı olacaktı. Ben, Ecem Haliloğlu, Lütfiye Yurdaer ve Ecem'in annesi birlikte Güzelyalı'da davetiye dağıttık daha sonra hava sıcak olduğu için deniz kenarında banklara oturduk. Ecem'in tuvaleti geldi. Lütfiye ile birlikte Ecem kalktı ve ışıkların olduğu yere gittiler. İkisi de kol kolaydılar çünkü olayın olduğu yer karanlıktı. Trafik ışıklarında karşıya geçmek için buton vardı ona bastılar ve ışıklar yandıktan sonra karşıya geçmeye başladılar. Bizim olduğumuz yerden Ecemlerin geçmek istedikleri yer görünüyordu çünkü yüzümüz onlara dönüktü. Oturduğumuz için sadece yolun yarısına kadar görebiliyorduk. Onlar karşıdan karşıya geçerken göz hizamdan kaybolunca o sırada Ecem'in annesi yanımda bir şey söylerken güm diye bir ses duydum. Dönüp baktığımda yastık gibi bir kütlenin havada uçarak düştüğünü gördüm, hemen olay yerine koşturduk. Ecem arabanın yaklaşık 20 metre ön tarafındaydı, yardıma gelenler vardı. Birileri ambulansa haber verdi” diye konuştu.
Mahkeme Başkanı sinirlendi
Bu sırada tanık olarak dinlenen Yaşar Kaymak'ın tanık Hikmet Aracı'nın beyanı devam ederken 'Ambulansa ben haber verdim' beyanında bulununca, Mahkeme Başkanı Kadriye Turan sinirlendi. Mahkeme Başkanı Turan, yaşanan bu olayı zabta geçirerek Yaşar Kaymak'a, dinlenen tanık Hikmet Aracı ile ilgili olarak kendisine görüp görmediği yönünde soru yöneltileceğini ancak kendisinin bu cevabı ile bu sorunun artık sorulmasının imkansız hale geldiğini söyledi. Yaşanan bu olaydan sonra tanık Hikmet Aracı ifadesine şöyle devam etti: “Ambulans geldi, müdahale yapıldı. Aracı kullanan şahsı görmedim. Sesten bir dakika sonra olay yerindeydim, kazaya karışan araçta kimse yoktu, kapısı açıktı. Kazaya karışanlar yakınlarım olduğu için etraftaki kimseyi fark etmedim, dikkat etmedim.”
Polisten ve İzmir Büyükşehir Belediyesinden sorulacak
Mahkeme heyeti, tanık olarak dinlenecek 2 şahsın yeniden zorla getirilmesine, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğüne müzekkere yazılarak olay yerinde trafik ışıklarının bulunup bulunmadığı ve trafik ışıkları mevcut olmaması durumunda en yakın ne kadar mesafede bulunduğu hususlarının sorulmasına, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne müzekkere yazılarak trafik ışıklarının bulunup bulunmadığı ve olay yerinde çalışma olup olmadığı, çalışma mevcut ise bununla ilgili olarak yapılan bir işlem bulunup bulunmadığı ve yapılmış bir işlemin mevcut olması durumunda bu işlemin ayrıntılı olarak bildirilmesi istenip duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
Olayın geçmişi
Geçtiğimiz 11 Ağustos’ta, Mustafa Kemal Sahil Bulvarında, Konak’tan Balçova yönüne giden Ankaralı müteahhit N.D. yönetimindeki 06 DM 4333 plakalı otomobil ile yolun karşısına geçmek isteyen Lütfiye Yurdaer ile Ecem Haliloğlu’na çarptı. Sürücü N.D., kazanın ardından otomobilini terk edip kaçtı. Çarpmanın etkisiyle yola savrulan ve ağır yaralanan Ecem Haliloğlu ile teyzesi Lütfiye Yurdaer, kaldırıldıkları hastanede öldü. Müteahhitlik yapan N.D., olaydan 3 ay 3 gün sonra Ankara’da adliyeye giderek teslim oldu, mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ecem Haliloğlu, kazada hayatını kaybetmeseydi 10 gün sonra nişanlısı ile düğün yapıp evlenecekti. İlk görülen duruşmada, sanık avukatı Cengiz Haliç, kazada yaşamını yitiren Haliloğlu ile Yurdaer'in aileleriyle, olaydan doğan maddi ve manevi tazminatın karşılanması konusunda uzlaşıldığını mahkemeye beyan etmiş ailede şikayetinden vazgeçmişti.