İstanbul Sarıyer'de DHKP-C’ye yönelik terör operasyonu sırasında baskın yapılan bir evde yaralanan ve kaldırıldığı hastaneden hayatını kaybeden Dilek Doğan'ın ölümüne ilişkin polis memuru Y.M.'nin yargılandığı dava 7'inci celsede karara bağlandı.
İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kapalı oturumda görülen karar duruşmasına sanık polis memuru Y.M. avukatıyla birlikte yoğun güvenlik önlemi altında katılırken, Dilek Doğan’ın annesi Aysel Doğan, babası Metin Doğan ve ağabeyi Mehmet Doğan ile avukatları salonda hazır bulundu.
Anne Aysel Doğan'ın, ilk duruşmaya katılan ve bugünkü duruşmaya kadar ara celselere gelmeyen sanık Y.M'yi görünce sinirlerine hakim olamadığı, bunun üzerine mahkeme heyetinin annenin duruşmadan çıkarılmasını istediği ancak avukatların müdahalesi üzerine annenin salondan çıkmadığı öğrenildi.
Bir önceki duruşmada Cumhuriyet Savcısının esasa dair görüşüne karşın savunma yapan sanık avukatlarının savcının mütalaasının yerinde olmadığı, sanığın taksirle değil kasten öldürmeye neden olmak suçundan cezalandırılması gerektiğini savundukları kaydedildi.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Y.M.’yi, Dilek Doğan’ı taksirle öldürme suçundan suç konusunun önem ve değeri, olayın meydana geliş şekli, sanığın kusurunun yoğunluğu, meydana gelen sonucun ağırlığını dikkate alarak 5 yıl hapse çarptırdı. Sanığın bu eylemi bilinçli taksirle işlediği gerekçesiyle cezayı yarı oranda arttırarak 7 yıl 6 ay hapse çıkaran mahkeme, sanığın duruşmalardaki iyi halini indirim nedeni sayarak cezayı sonuç olarak 6 yıl 3 aya düşürdü. Mahkeme başkaca indirim ve artırıma yer olmadığına hükmetti.
Olayın geçmişiDilek Doğan, terör örgütü DHKP/C'nin 10 Ağustos'ta ABD Başkonsolosluğu'na yönelik saldırısının firari şüphelisi H.R.K'nin yakalanabilmesi ve muhtemel başka bir silahlı eyleminin önlenebilmesi amacıyla 18 Ekim'de Sarıyer'de düzenlenen operasyonda yaralanmıştı. Hastanede tedavi altına alınan Dilek Doğan, 7 gün sonra hayatını kaybetmişti. Doğan'ın ölümüne ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, operasyona katılan polis memuru Y.M.’nin ifadesi alınmış ve tutuklanma talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edilmişti. Hakimlik, polis memuru Y.M.’nin adli kontrolle serbest bırakılmasına karar vermişti.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından polis memuru Y.M. ‘nin "Kasten Öldürmenin İhmali Davranışla İşlenmesi" suçundan 20 yıldan 26.5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Doğan’ın vurulmasından önce polis memuru Y.M. ile aralarında yaşanan sözlü tartışmanın diyaloglarına da iddianamede yer verilmişti. Davanın açılmasının ardından mahkeme heyeti, ilk celsede yaşanan tartışmalar nedeniyle, duruşmaların güvenli şekilde yapılmasının mümkün olmaması ve mahkeme heyetinin tehdit edilmesi gerekçeleriyle duruşmaların kapalı görülmesine hükmetmişti.
Duruşma savcısı 6 yıla kadar hapis istemişti
Davanın 8 Mart 2017'de esasa ilişkin görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, olay öncesinde taraflar arasında husumete neden olabilecek herhangi bir iddia ve tespitin bulunmadığını, sanığın kasten eyleme geçmesini gerektiren bir eylemin olmadığını, bunun aksini gösteren inandırıcı derecede yeterli delil elde edilemediği belirterek, sanığın eylemini taksir kapsamında değerlendirmişti. Savcı bu nedenlerle, iddianamenin aksine, sanık Y.M.’nin “taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.