Yayman, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Rusya-Ukrayna savaşını hatırlatarak, "üçüncü dünya savaşının başlangıcı" olarak nitelendirilen günlerin yaşandığını söyledi.
İkinci Dünya Savaşı öncesindeki diplomatik ve siyasal gerilimin bugün de aynı ölçekte ortaya çıktığını dile getiren Yayman, "Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası örgütler bu olaya el koymadıkları müddetçe bu çatışmaların giderek derinleşeceği apaçık gözüküyor." diye konuştu.
Türkiye'nin, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü savunduğunu belirten Yayman, iki ülke arasındaki bu çatışmaların bir an önce son bulmasını arzu ettiklerini ifade etti.
"Savaşın kazananı, barışın kaybedeni yoktur" sözünü hatırlatan Yayman, Rusya-Ukrayna savaşının dünya için de büyük bir imtihana vesile olduğuna dikkati çekti.
Sorumluluk makamında olan uluslararası örgütlerin sesini çıkarmamasının, sivil ölümlerine karşı duramamasının, ibretlik bir olay olduğunu vurgulayan Yayman, "NATO'nun, Ukrayna'ya söz verip bu sözlerinde durmaması, Avrupa Birliğinin genişleme politikasında çifte standartlı tavrı, Ukrayna'nın yarı yolda kalmasına yol açtı." görüşünü paylaştı.
Avrupa Birliğine seslenerek, genişleme stratejisini bir kez daha düşünmesi çağrısında bulunan Yayman, "Avrupa Birliği, 1963'te rahmetli İsmet İnönü'nün, altında ıslak imzası olan üyelik müracaatımızı artık olumlu biçimde sonlandır. Türkiye'nin de mi bir savaşa muhatap olmasını bekliyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
"Sosyal medya mesajı paylaşmanın füze atmakla eşdeğer hale geldiği hibrit savaş dönemini yaşıyoruz" diyen Yayman, bir taraftan konvansiyonel savaş devam ederken diğer taraftan sosyal medyada ve dijital ağlarda meydan savaşının yaşandığını belirtti.
Rus ordusunun 60 kilometrelik konvoyunun, cepheden kadın ve çocukların görüntülerinin dijital ağlardan yayımlanmasının, dünyayı yeniden düşünmeye sevk ettiğine dikkati çeken Yayman, şunları kaydetti:
"Artık apaçık, şeffaf, dünyanın gözü önünde yeni bir savaş modeli ortaya çıktı. Artık mevzideki bir roketatar, makineli tüfek kadar akıllı telefonları ve sosyal medyayı görüyoruz. Bu, aslında önümüzdeki dönemde nasıl bir olayla karşı karşıya kalacağımızı da yansıtıyor. Bir taraftan devam eden sıcak çatışmalar kadar diğer taraftan sosyal medya üzerinden süren algı operasyonları, dezenformasyonlar aslında yeni bir savaş türü, yani hibrit savaş ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koyuyor."