Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"AK Parti, belediyelerdeki başarılarıyla halkın gönlüne girmiş, oradan merkezi yönetime yürümüş bir partidir.
Belediyelerde başarısız olan bir partinin merkezi yönetimde de başarılı olamadığını gördük.
Belediyeler konusundaki hassasiyetimiz hiçbir zaman azalmadı.
Son seçimlerde CHP’ye geçen belediyelerin şehirlerimize nasıl ağır maliyetler getirdiğini hep birlikte takip ediyoruz.
Belediye başkanına gurur, kibir asla yakışmaz. Biz tevazu ehli olmaya mecburuz.
2024'de yapılacak mahalli idareler seçimine değil, 2023 Haziranındaki seçime göre hazırlamanızı istiyorum.
Bir duvarın tuğlaları gibi 2023 hedeflerimize birlik, beraberlik içerisinde kenetlenip yürüyeceğiz.
Birlikte rahmet, ayrılıkta azap olduğu için asla aklımızdan çıkarmadan işimize bakacağız.
Teşkilatlarımızla belediyelerimizin birlikte çalıştıkları hiçbir yerde kaybetmek gibi bir durum söz konusu olamaz.
AK Parti'de siyaset yapan, görev üstlenen herkes, kendi kişisel kariyerinden önce ülkesine ve milletine karşı sorumluluklarını düşünmek, ona göre davranmak mecburiyetindedir.
Birbirimizin başına, sırtına, ayağına basarak değil, birbirimizle el ele, kol kola çalıştığımızda büyük başarılara imza atabiliriz. Aksi takdirde ne olacağını görmek için tarihe bakmak yeterlidir.
Bu konuda en büyük görev şehirlerimizdeki uç beylerimiz olarak gördüğümüz siz belediye başkanlarımıza düşüyor.
Şayet bir şehirde belediye başkanımız kucaklayıcı olursa, teşkilatımızın diğer birimleri de ona uyacaktır.
Her birinin başına birer ajans dikmişler. Ve o ajanslara yaptıkları ödemelerin hadi hesabı yok. Yapılmamış işlerin, verilmemiş hizmetlerin propagandasından başka bir şeyle uğraşmıyorlar.
Topraktan geldik oraya gideceğiz. Ben 1.85 santimetre boyundayım, dolasıyla mezarım da ona göre büyük olacaktır.
Dolayısıyla biz her zaman diyoruz, biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.
Belediyelerin ülke yönetimine giden yoldaki önemini sadece biz görmüyoruz, muhalefet tarafı da aynı gerçeği tespit ettiği için var gücüyle bu alana yükleniyor.
Bizden farklı olarak onlar yaptıkları icraatlar, verdikleri hizmetler, ortaya koydukları eser üzerinden değil, sadece ve sadece kamuoyunu yönlendirme faaliyetleri ile bunu yapmaya çalışıyor.
Adamın işi gücü yalan, adamın işi gücü iftira. O yalan söyledikçe, o iftira attıkça yargı da olumlu şekilde bütün kararları veriyor.
Yapılmamış işlerin propagandasından başka bir şeyle uğraşmıyorlar.
Önümüzdeki yıldan itibaren bunların artık insan içine çıkacak yüzleri olmayacak. Gerçi balık baştan kokar misali genel başkanlarına bakıp belediye başkanlarının akıbetini kestirmek mümkündür.
Hiçbir ayrım yapmadan hizmet eden, eser üreten, yatırım yapan her belediyeyi destekledik, destekliyoruz.
CHP Genel Başkanı geçen haftalarda Şanlıurfa'ya gitmiş, meydanı boş bulunca da kendince esip gürlemiş, sonra sözü 'belediyeyi bize verin, çiftçiye elektriği bedava yapalım' demiş. Tabi Şanlıurfalı bu palavrayı yutmadığı için belediyeyi bunlara vermedi.
Peki çiftçilerimizin yoğun elektrik kullandığı Hatay gibi, Adana gibi, Antalya gibi pek çok şehir sizin belediyelerinizin yönetiminde. Bakınız daha İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i, Eskişehir'i saymıyorum bile. Yapın oralarda elektriği bedava, elinizi tutan mı var? Tabi burada önce çözülmesi gereken birkaç sorun var. İlk sorun elektriğin belediye ile ilgili olmamasıdır.
Elektriğin yönetimi, dağıtımı enerji bakanlığımızın gözetiminde, ilgili kamu kuruluşları ve özel sektör tarafından yapılıyor.
2. sorun belediyelerin böyle bir görevinin bulunmamasıdır.
Velev ki böyle olsa bile daha kendi şehirlerinin yolunu yapmaktan, çöpünü toplamaktan, suyunu akıtmaktan, kanalizasyon ve su giderlerinin alt yapısını inşa etmekten aciz CHP'li belediyelerle bu işe sıra bile gelmez.
3. sorun CHP genel başkanının nice namus sözü verdiği her konu gibi bunu da arkasını dönünce inkar edecek olmasıdır.
Hatırlarsanız bu zat 2019 seçimleri öncesinde CHP'nin kazandığı belediyelerde tek bir kişinin bile işinden çıkartılmayacağını, tek bir kişinin bile ekmeğinden edilmeyeceği konusunda namus sözü vermişti. Seçimden sonra ise sadece İstanbul'da 15.000 kişi ekmeğinden edildi. Hani nerede namus?
AK Parti yönetimi ve belediyeleri ile CHP belediyeleri ve yönetimini karşılaştıran herkes bu farklı görecek. Ülkenin geleceğinin kime teslim edilebileceğini görecektir ve bunun muhakemesini en iyi şekilde yapacaktır.
Sizler duruşunuzla, işinizle, ilişkilerinizle işte bu kritik sürecin en önemli belirleyicisi konumundasınız. Ülkemizin Cumhurbaşkanı ve partimizin genel başkanı olarak ihtiyaç duyduğunuz her an yanınızda olduğumdan, olacağınızdan şüpheniz olmasın.
Tespit ettiğimiz yanlışları affetmediğimiz gibi hayata geçirilen güzel faaliyetleri de yakından takip ve takdir ediyoruz.
2019 seçimlerinden bu yana AK Parti saflarına diğer partilerden 40 başkanın katılmış olması, aramızda oluşturduğumuz bu güzel iklimin diğerlerini de etkilediğini işaret ediyor. Rabbim hepinizden razı olsun.
Yeşil kalkınma devrimi kapsamında, öne çıkan temiz enerjiden atık yönetimine, yeşil alan miktarının arttırılmasına kadar pek çok başlık belediyelerimizi ilgilendiriyor.
Sizleri bu hususa özellikle önem vermeye, gerekli hazırlıkları bir an önce yapmaya, yeşil kalkınma devrimimize desteklemeye davet ediyorum.
Geçtiğimiz 19 yılda medeniyetimizin en güzel taşıyıcısı olarak gördüğümüz şehirlerimizi çok büyük yatırımlarla dönüştürdük, destekledik, güçlendirdik. Yeni yönetim sistemine geçtiğimiz 2018'den bu yana sadece çevre ve şehircilik alanında yatırım bedeli 300 milyar lirayı aşan 12. 700 projeyi hayata geçirdik.
Belediyelerimize merkezi yönetimden aktarılan kaynak miktarını yılda 4,7 milyar liradan 86 kat artışla yılda 106 milyar liraya çıkardık. Hatta 2022 bütçesinde mahalli idarelere ayırdığımız pay 150 milyar lirayı bulmuştur. Hiçbir ayrım yapmadan, hizmet eden, eser üreten, yatırım yapan her belediyeyi destekledik, destekliyoruz.
Afetler konusunda da aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Son dönemde önce Elazığ ve Malatya'da, ardından İzmir'de çok ciddi yıkımlara yol açan afetler yaşadık. Aynı şekilde Karadeniz bölgemizde adeta yerleşim yerlerini önüne katıp götüren sel felaketleri ile karşılaştık.
Artvin, Rize şöyle batıya doğru gelelim Kastamonu, Sinop, Bartın bütün buralar afetlerle baş başa kaldı. Yaz aylarında da Akdeniz ve Ege bölgelerimizde etkili olan orman yangınlarıyla yüzleştik. Antalya, Muğla bütün buralardaki afetlerle de baş başaydık. Denizlerimizi işgal eden bir müsilaj tehdidine maruz kaldık. Bu afetlerin hepsine de anında müdahale ettik.
Hasar tespitlerinin ardından zararlarının tazmini çalışmalarına da başladık, tribünden seyretmedik.
Günlerce arkadaşlarımız bölgede bu çalışmaları yürüttüler, hamdolsun bir yıla kalmadan depremde veya selde yıkılan evlerin yerine yenilerini inşa ettik ve teslimine başladık. Depreme karşı kentsel dönüşüm faaliyetlerine hız verdik. Son 9 yılda 1000700 konutu dönüştürerek bu alanda önemli bir başarı kazandık kardeşlerim.
Ana muhalefetin başındaki zat nerede? İzmir'in belediyesi kimde? Onlar da. Buradan sesleniyorum yahu İzmir'de acaba o kaçak yapılaşmanın olduğu bölgelerde, o gecekonduların olduğu bölgelerde belediyeniz acaba nerede? Bir kentsel dönüşüm, değişim projesi uyguladı mı?
Bunu burada benim konuşmam yetmiyor. İzmir teşkilatının, İzmir milletvekillerinin, mevcut belediye başkanlarımızın orada kapı kapı dolaşarak ve bunları işaret ederek, 'İşte CHP'nin belediye anlayışı budur. Bakın bir kentsel dönüşümü yok. Bir deprem yaşandı burada. Bu depremde merkezi yönetim olarak geldik, işte gördüğünüz bu bütün yapılaşmaları biz yaptık. AK Parti bu, ana muhalefet bu.' demeli.
Sıfır atık projesi ile dünyaya örnek olacak bir katı atık yönetimi hayata geçirdik. Poşetlerin ücretli yapılmasından Türkiye Çevre Ajansı'nı kurarak depozito yönetimi yoluyla milli servetin heba olmasının önüne geçecek bir adım daha attık. Millet bahçelerimiz hem 2018 genel seçimleri hem de 2019 mahalli idareler seçimlerindeki en önemli projemizdir. Bugüne 113 millet bahçesine hizmete açtık. Hedefimiz bu projeyi genişleterek millet bahçelerimizin sayısını 410'a çıkarmaktır. Ayrıca hazine taşınmazlarının satışından belediyelere 550 milyon lira kaynak aktardık. Devletle vatandaş arasında ciddi gerilim kaynağı haline gelen 2B meselesini çözdük. Belediyelerimize yapılan hibe miktarını yıldan yıla yükselttik. Önümüzdeki yıl için yerel yönetimlerimizin çalışmalarında kullanılmak üzere ilave 30 milyar liralık bir finansman kaynağını da devreye alacağız.
Buradan bütün belediyelerimize sesleniyorum, sahipsiz hayvanlar için lütfen önlem alın. Sıcak ve güvenli barınaklar kurarak, gıda artıklarından hayvan maması üretimini teşvik ederek pek çok gönül kazanabiliriz, gönül kazanabilirsiniz. Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır. Sahipsiz hayvanlar için önlem alın.
Osmanlı ağaçlara meyveleri asarmış ki bu meyvelerden gelsinler, o hayvanlar nasiplerini alsınlar. Aynen bunu da bulunduğumuz belde, ilçe, illerde yapmamız mümkün. Bu adımları da atalım."
Hibya Haber Ajansı