Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Sezai Karakoç'un vefatı hepimiz için çok önemli bir kayıp tüm insanlığın başı sağ olsun.
AK Parti Grup Başkanı seçilen İsmet Yılmaz'a yeni görevinde başarılar diliyorum.
Profesör Doktor Naci Bostancı hocamız 2023 seçimleri hazırlıklarında önemli sorumluluklar üstleneceği için görevinden affını istedi. Naci hocamıza grup başkanı sıfatıyla bugüne kadar yaptığı hizmetler için şahsım grubum adına ayrıca teşekkür ediyorum.
Meclisin lokomotifi Cumhur İttifakına oluşturan partilerin milletvekilleridir.
Milletvekillerimiz ne kadar iyi çalışır ne kadar hayırlı hizmetlere imza atarsanız demokrasimizin üç saç ayağından biri olan yasamanın gücü ve itibarı o derece artar.
Her ne kadar da olsa milletvekilliği sıfatının gerektirdiği vakara duruşa ahlaka ve haysiyete sahip bulunmayanlar çıkabilir.
Meclisimiz milletimizin hukuki süreç nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın şehit yakınlarına hakaret edenlerin bizim de milletimizin de gözünde milletvekilliği sakıt olmuştur.
Bu küfürbaz terbiyesiz yüzsüz erdemsiz kişiliklere hak ettiği dersi gittikleri platformda ve sandıkta mutlaka verileceğine inanıyorum.
Genel başkanı bir bayan olanın küfrü asla yenilir yutulur değildir. Bir bayanın ağzından yavşak, yavşaklar diye bir ifade çıkar mı ? Ne yazık ki bu çatı altı bunu da gördü.
Ben diyorum ki milletim işte bu tür bir bayana gereken dersi gereken cevabı İnşallah 2023'ün Haziran'ında verecektir.
Zira bu çatının altı bu tür kadınlara asla müsaade etmez.
Karşınıza geçip bölücü örgüt propagandası yapana mahcup bir eda ile mukabele ediyorsunuz. Buna karşılık şehit yakınının hiç bir hakaret içermeyen isyanına bacısına söverek tekmeleyerek cevap veriyorsunuz.
Şehitlerinin emanetlerine ve gazilerine saygı göstermeyenden ülkesinin milli güvenlik çıkarlarına öncelik vermeyenden bu millete hayır gelmez.
Ülkenin ikinci büyük partisinin de kısır siyasi hesaplarla ve geçmişte verdiği oyları inkar pahasına bölücü örgütün çizgisine dümen kırması hepimizi üzmüş ve öfkelendirmiştir.
Biz bunların yüzleri kızarmadan aynı yalanları sürekli tekrarlamalarına alıştık. Kendileriyle hukuk önünde hesaplaşıyorduk. Attıkları iftiraların bedelini ödetiyorduk. Ama bu defa doğrudan ülkemizin güvenliği milletimizin huzuru insanlarımızın geleceği hedef alınmıştır.
Evet CHP teskere oylamasında ve sonrasındaki tutumu doğrudan Türkiye'yi hedef almaktadır. Bu tutum değişikliğinin CHP'nin kendi iradesi ile değil sınırlarımız dışından verilen talimatlarla gerçekleşmiş olmasıdır.
Bu oylamadan sonra CHP'nin sırtını kimler sıvazlıyor. CHP'ye kimler teşekkür ediyorsa, ipini de onlar tutuyor demektir.
Türkiye'nin Suriye'de oluşturduğu güvenli bölgeler vasıtasıyla terör tehdidini kendi topraklarından ve vatandaşlarından uzak tutmasına tahammül edemeyenlerin karın ağrılarını hepimiz biliyoruz.
Aynı şekilde Akdeniz'de Kuzey Afrika'da Ege'de kendi çıkarlarımıza uygun politikalara yönelmemizin kimleri çileden çıkardığını da biliyoruz. İşte bu yeminli Türkiye düşmanlarının ülke içindeki taşeronuna talip olmuştur.
Son teskere oylamasıyla ve yatırımcılar başta olmak üzere pek çok kesime yönelik tehdit CHP artık fiilinde pozisyon değiştirmeye başlamıştır.
Önceleri ülkemizi yabancılara şikayet eden yalan yanlış ifadelerle milletimizin gündemini fuzuli yere işgal ile başlayan süreç bir süredir milli çıkarlarımıza somut darbeler vurma safhasına geçmiştir.
Ülkenin ve milletin yaşadığı felaketlerden kendilerine iktidar çıkarma hevesiyle çıktıkları yolun bunları ülkeyi felakete sürükleyerek iktidarı değiştirme stratejisine kadar getirdiği anlaşılıyor.
Bir yanlarına güya milliyetçi güya memleket sever partiyi diğer yanlarına bölücü örgütün güdümündeki partiyi alan arkalarına da kırık dökük kim varsa takan CHP yönlendirenler kendileri için görünüşte karlı ama ülkemiz için de o kadar zararlı bir oyun oynuyorlar.
Eğer başarılarsa Türkiye sadece son 19 yıldaki kazanımlarını kaybetmekle kalmayacak sonu belirsiz bir kaosa sürüklenecek.
Bunu biz söylemiyoruz ! Tarih söylüyor. Bunu CHP'nin faşizan uygulamaları söylüyor. Bunu Menderes'i asan bir sağdan bir soldan diyerek bu ülkenin gençlerini dar ağaçlarına gönderen terörü ve rejim istismarını vesayetinin gıdası haline getiren darbeler zinciri söylüyor.
Bunu 1970'li ve 1990'lı yılların ülke ağır maliyetleri olan siyasi ve ekonomik krizleri söylüyor.
Bunu 19 yıl boyunca attığımız her adımı engellemek için önümüze kurulan tuzaktan oynanan oyunlar söylüyor.
Bunu bir yandan PKK'nın en üst düzey isimleri diğer yandan Feto'nun borazanları.
Uluslararası kumpasları özellikle yöneten yapıların sözcüleri söylüyor.
Hatta ve hatta bunu kendi milletvekilleri söylüyor.
AK Parti'yi iktidardan indirmeliyiz fikrini açıkça ifade etmekten çekinmeyen Türkiye'nin güvenliği ve esenliği olabilir. Tayyip Erdoğan'dan kurtulmalıyız beyanını pek çok mecrada dolaşıma sokanların derdi milletimizin huzuru ve refahı olabilir mi? Muhalefeti destekleyerek Türkiye'de yönetimi değiştirmeliyiz diyenlerin derdi ülkemizin demokrasisini insanlarımızın hak ve özgürlüklerini değiştirmek olabilir mi?
Eğer buna inanan varsa ya ülkesinden ve dünyadan bir haberdir ya hırsı gözünü kör etmiştir ya da aynı projenin bir parçasıdır.
Hayata geçirilmeye çalışılan bu proje eski Türkiye'yi hortlatma demokrasimizi yıkma ekonomimizi çökertme insanımızı esir alma projesidir. Başaramayacaklar çünkü Türkiye eski Türkiye değil.
Milletimiz 2023 Haziran'ındaki seçimlerde sandığa gittiğinde bir bizim bunca yıllık eser ve hizmetlerimize bakacak bir de bu kifayetsiz muhterislere ve iplerini ellerinde tutan karanlık güçlere bakacak böyle bir mukayese böyle bir muhasebe böyle bir tablo karşısında elini vicdanına koyarak tercihini yapan herkesin yöneleceği yer AK Parti ve Cumhur İttifakıdır.
CHP Genel Başkanı kendisine verilen görevi başaramadığını görünce değerlerimizi istismar etmeye başladı.
Daha dün Irak ve Suriye tezkerelerine evet diyenleri ihanetle suçlarken bugün PKK'yı bitirmekten söz ediyor. Bir yandan ülkenin tüm sorunlarını sıkıntılarını çözmekten bahsediyor.
Diğer yandan yatırımları engellemeye insanları iş yapamaz kamu görevlilerini hizmet veremez hale getirmeye çalışıyor.
Son günlerde bir de helalleşelim demeye başladın bizim inancımızda helalleşme vardır ve çok önemlidir.
Peki Kılıçdaroğlu helalleşmeyi nasıl anlıyorsun?
Dün helalleşmek kavramına böyle bakan bir zatın bugün birden aydınlanma yaşayıp 180 derecelik bir dönüş helalleşme peşine düşmesi ne garip değil mi?
Sen önce başörtülü kızlarımızdan bacılarımızdan git helallik dile.
Utanmadan sıkılmadan hala kalkıyorsun diyorsun onların hukukunu biz koruduk diyorsun. Hayatın yalan hayatın yalan.
Bay Kemal ben seninle ilgili kazandığım davaları geri çektim mi? Çektim ben çektim ama sen bunların hiçbirinin kadri kıymetini bilmedin anlamadın.
Sen de anlayacak yüz de yok.
Aradaki sorun şu ki maalesef ortada bir değişim de yok CHP aynı CHP, Kılıçdaroğlu aynı Kılıçdaroğlu zihniyet aynı sadece bunlara verilen rol değişti.
Dün tüm güçleri ve samimiyetleri ile vesayetin bekçiliğine darbecilerin şakşakçılığına tarihimize ve değerlerimize düşmanlığa soyunmuşlar.
Türkiye siyasi ve ekonomik olarak tarihinin en kritik kavşaklarından birine ulaşmıştır.
Bir yanda büyük ve güçlü Türkiye'ye giden yol diğer tarafta eski Türkiye'ye dönen yol var.
Bu gerçeği sadece biz görmüyoruz herkes bunun farkında.
Ülkemizi 2053 vizyonu yolunda tutmaya çalışırken birileri de aynı şiddet ve hırsla öteki yolu zorluyor. Son 8 yıldır kesintisiz bir şekilde yaşadığımız siyasi sosyal ekonomik askeri sorunları herhalde tesadüf olarak göremeyiz.
Bunların hepsi de aynı amaca yönelik girişimler gezi olaylarından itibaren yaşadığımız sosyal ve siyasi saldırıların elbette ekonomik sonuçları da oluyor.
15 Temmuz'un ardından bu kirli kanalları kapatınca bu defa ekonomimiz doğrudan saldırı altına alıp öyle ki 2010 Ağustos'undan itibaren Türk ekonomisini tamamen çökertmeye çalışmışlardır.
İz bakmayıp herkesin kuyruğu dik tutmaya çalıştığını gelişmiş ülkeler İkinci Dünya Savaşı sonrasının en büyük ekonomik buhranın eşiğindedir. Amerika'dan alın tüm Batı ülkelerine varıncaya kadar bunun sosyal ve siyasi krizlerin izleyeceği de gün gibi açken biz bu vahim küresel tablo içinde geçtiğimiz 19 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapısı sayesindedir.
Reel ekonominin içinde olan ve dünya ile teması bulunan herkes bu gerçeği görüyor biliyor.
Salgın döneminde hem ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanında yer aldık hem de üretimin ve istihdamın en az zararla süreci geçirmesini sağlayacak tedbirleri alıp aynı şekilde küresel düzeydeki faiz artışları sebebiyle birim maliyetleri döviz bazında 3-4 kat artan doğalgaz akaryakıt elektrik gibi ürünlerin fiyatlarını kontrol altında tutuyoruz.
Bay Kemal bunu niye konuşmuyorsunuz onları niye söylemiyorsunuz. Herkes gibi bizim de dövizle aldığımız petrolden üretilen akaryakıtı Avrupa'nın en ucuz fiyatlarıyla vatandaşlarımıza biz sunuyoruz bu niye söylemiyorsunuz.
Kamu işçilerine ve memurlarına verdiğimiz yüksek oranı zamlarla çalışanlarımızı enflasyonu ezdirmemek için gereken çabayı gösteriyor İnşallah asgari ücreti de benzer bir anlayışla tespit edeceğiz. Dar gelirlilerin üzerindeki yükü olabildiğince hafifleteceğiz.
Küresel ekonomik sistemin yeniden yapılandığı bir dönemde Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar büyük bir cazibe merkezi haline gelme yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Sadece bölgemizin değil tüm dünyanın tasarım üretim lojistik alanda yetişmiş insan gücü merkezi olmamızı sağlayacak.
Bir sürece girdiğimiz biraz daha metanetle biraz daha fazla gayretle biraz daha fedakarlık da bu sürecin zaferle sonuçlandırmamızın evet önünde hiçbir engel yok.
Enflasyon nedir? Yüksek faiz nedir? Bilmeyen ülkelerin çift taneli fiyat artışları bozulan dengeler karşısında şaşkına döndüğünü bir dönemde elbette bizim bunun tamamen dışında kalmamız mümkün değildir.
Fakat diğer ülkelerden ayıran önemli bir fark var onlar giderek daha çok sıkıntıya girerken biz ise önümüzdeki yıldan itibaren ferahlamaya başlayacağız.
Bakın tekrar söylüyorum arkadaşlar faiz sebeptir enflasyon neticedir. Bunu farklı yere çevirme gayretine girenlere diyorum ki boşuna uğraşmayın.
Biz faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız.
Biz faize kesinlikle milletimizi ezdirmeyiz bunu kabullenecek bunun başka çıkışı olamaz.
Salgın döneminde tüm ülkeler kepenkleri indirirken biz yatırımlarımıza kesintisiz devam ettik.
Açılıştan açılışa temel atmadan temel atmaya koşmamız bunun en somut örneği ispatıdır.
Hala kalkıp da bu yolda bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasınlar bu yolda ben faizi savunan ile beraber olamam.
Dünyaya bakalım ya Amerika'ya batıya bak İsrail'e bak bütün bunlarda faiz aşağılara çekilmişken bizim arkadaşlarımıza ne oluyor ki faizi savunur hale geliyorlar.
Bu görevde olduğum sürece değerli arkadaşlar kusura bakmayın faizle mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz ve enflasyonla mücadelede de sürdüreceğim.
Diğer tarafta biz iş adamlarımıza diyoruz ki hani sen düşük faizle kredi istiyordun. Hadi gel niye almıyorsun ben bu iş adamlarını da anlamıyorum. Ondan sonra bir araya geliyorlar. TÜSİAD 'ı vesairesi yüksek faizden bahsediyorlar ya siz nasıl insansınız?
Buyurun işte size kredi düşük faizle hadi alın krediyi ve yatırımı yapın. Ben sizden yatırım istiyorum üretim istiyorum ihracat istiyorum hadi.
Bunlar nasıl iş adımı Türkiye'nin en büyük iş adamları imiş.
Ondan sonra bize sallıyorlar istediğiniz kadar sallayın tutmaz.
Dürüst olacaksınız dürüst sıkıştığınız zaman hemen kapıyı çalacaksınız işi yoluna koyduktan sonra da kalkıp iktidara sallayacaksınız.
Yok öyle 25 kuruşa simit yok. Sadece bu yıl ziyaret ettiğimiz şehirlerimizde yaptığımız fabrika altyapı üstyapı açılışları pek çok ülkenin onlarca yılda ulaşamadığı bir tablonun ifadesidir.
Batman ziyaretimizde açılışını yaptığımız tüm destek projeleri ile birlikte 20 milyar liralık yatırım bedeli olan Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santrali sadece elektrik üretimi ile ülkemize yılda 3 milyar lira katkı sağlayacak bay Kemal sadece onunla kalmadık bütün o tarihi eserleri ne yaptık suyun altından çıkardık artık turistlerde gelecek.
Büyük ve güçlü Türkiye'yi işte bu şekilde adım adım inşa ettik inşa ediyoruz.
Sondaj filomuza 4. gemimizi ekledik. Üstelik diğerlerinden farklı olarak 7. nesil olan en teknolojik gemidir. Dünya bu sınıfta 5 gemi bulunuyor.
Büyük sondaj filosuyla ülkemiz sınırları dışında da faaliyet gösterecek bir kapasiteye ulaştık. Ülkemize kazandırdığımız son teknolojiye sahip yeni gemimizin ülkemize milletimize enerji sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum.
Yetişmiş eleman sıkıntısı yaşandığı için Milli Eğitim Bakanlığımız sanayi bölgelerimizde işbirliği içinde yeni mesleki projelerine hız verdi. Aldığımız ve alacağınız tedbirlerle büyüyen ekonomimizin zamanla herkese ulaşacak kazançları ile insanlarımız günlük hayatlarını etkileyen sıkıntılarından önümüzdeki dönemde birer birer kurtulmaya başlayacaktır.
Yatırımın arttığı üretimin arttığı ihracatın arttığı istihdamın arttığı büyümenin rekor seviyelerde gerçekleştiği cari açığın düştüğü bir ülkede ekonominin orta ve uzun vadede kötüye gitmesi mümkün değildir. Siz aksini söyleyen cahillere veya bize olan husumetleri gözlerini kör etmiş gafillere değil reel ekonominin nabzının attığı yerlere bakın.
Milletimiz muhalif muvafık tüm kesimleriyle Türkiye'nin her sorunu gibi ekonomideki Konjonktürle sıkıntıları da sadece AK Parti'nin çözebileceğine inanıyor ve bunu görüyor.
Bize düşen sabırla kararlılıkla dirayetle hedeflerimize doğru yolumuza devam etmektir. Hiç kimse bozguncuların kötümserlerin karakter fukaralarının çoğu da yalan yanlış olan fitnelerine kulak asmasın.
Sizlerden bugüne kadar yaptıklarımızı 2023 hedeflerimizi 2053 vizyonumuzu milletimizle paylaşmaya devam etmenizi istiyorum.
AK Parti kadroları olarak biz kararlı durdukça ısrarla hakikatleri söyledikçe karşımızdakilerin oluşturmaya çalıştıkları felaket illüzyonu kendiliğin bozulacaktır.
İşte bunun için hep birlikte sahada olmamız ulaşmadığımız tek bir insanımızı bırakmamamız noktasında dikkatli olmamız gönül kazanmamız gerektiğini söylüyorum."
Hibya Haber Ajansı