Koronavirüsü ağır geçiren hastaların önemli bir bölümünde nefes darlığı, solunum sıkıntısı, öksürük ve ateş gibi şikayetler görülüyor. Fakat dünyada değerlendirilen farklı vaka verilerine göre; hastalığa yakalananların üçte ikisinde koku ve tat alma problemleri ortaya çıkıyor. Genel olarak koku ve tat problemleri kadınlarda erkeklerden daha sık görülüyor. Bazı hastalarda ise koku ve tat problemleri Covid-19 hastalığının tek şikayeti olabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak, Covid-19’da görülen tat ve koku alma problemleri hakkında bilgi verdi.
%75 oranında görülüyor
Koku alma problemleri genelde üst solunum yolları enfeksiyonlarında sık görülen şikayetlerden biridir.Doğal olarak burun tıkanıklığı oluşması sonucunda hastaların koku almaları da azalmaktadır. Ancak Covid-19 hastalığında görülen koku alma problemi oranları, influenza enfeksiyonlarında görülenlere göre yaklaşık 3-4 kat daha fazla olmaktadır. Ancak Covid-19 nedeniyle koku alma rahatsızlığının görülme oranları yapılan ilk çalışmalarda %33,9 iken son yapılan çalışmalarda %75’e kadar yükselmiştir.
Aylar boyunca da devam edebiliyor
Koku alma bozuklukları; Covid-19 hastalığının ilk görülen, ani başlayan ve en belirgin şikayetidir. Koku alma problemleri ortalama hastalığın 4. gününde başlar, yaklaşık 9 gün devam eder ve genelde en geç 1 ay içinde düzelir. Koku ve tat problemleri aylar boyunca çok daha uzun süreler devam edebilir. Bu durum, şikayetlerin uzun sürdüğü vakalarda daha ciddi beyin ve beyin sapı tutulumlarının olduğuna işaret edebilir. Ayrıca koku ve tat problemlerinin süresi hastalığın seyri ile doğrudan ilişkili olabilir. Hatta uzun süren koku ve tat problemlerinin varlığı hastalığın takibi için önemli bir belirleyici bir faktör haline gelebilecektir.
Virüs beynin içine yayılarak koku ve tat alma duyularını etkiliyor
Koku ve tat alma bozukluklarının ortaya çıkmasındaki mekanizmalar henüz tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Yapılan çalışmalarda, Covid-19 hastalığına neden olan virüsün daha yüksek oranda burun ve boğaz bölgesine tutunma yatkınlığı olduğu gösterilmiştir. Anatomik olarak koku alma siniri, beynin bir uzantısı olarak görülebilir. Burun ve beyin arasındaki çok ince ve delikli bir kemik yapıdan geçerek burnun içine yayılmaktadır. Bu özelliği nedeniyle SARS-CoV-2 virüsü, üst solunum yoluna ulaştığında koku alma sinirine tutunarak direkt olarak beyin içine yayılabilmektedir.
Koku alma bozukluğu beraberinde tat duyusu kaybını da getiriyor
Tat duyusu koku duyusuyla çok yakından ilgilidir. Genelde koku alma bozukluğu olan hastaların büyük kısmında tat alma duyusunda da azalma görülür. Yapay zeka teknolojilerinin kullanılmasıyla yapılan çalışmalarda Covid-19 hastalarındaki koku ve tat problemi görülme oranı, hasta olmayan kişilere göre yaklaşık 30 kat daha fazladır. Hastalığın ileri dönemlerinde diğer nörolojik belirtiler dışında koku ve tat problemlerinin oluşması söz konusudur. Virüsün beyinde oluşturduğu hasar başlıca iki şekilde görülür. İlki ağır pnömoni ve hipoksiye bağlı beyin hasarı, ikincisi ise küçük damarlarda pıhtılaşmadır. Bu tip beyin tutulumlarında koku ve tat alma dışında komaya varan çok daha ciddi nörolojik sorunlar oluşmaktadır. Covid-19 hastalarındaki koku ve tat problemlerinin genetik yatkınlıkla ilgili olabileceği de düşünülmektedir.
Özel testler ile koku ve tat kaybı tespit ediliyor
Hastalardaki koku problemlerinin araştırılması çalışmaların çoğunda anket veya hastalarla görüşerek, hastaya bizzat sorularak yapılmaktadır. Çok az sayıdaki koku problemi çalışması daha objektif olan “koku alma testleri” ile yapılmıştır. Koku alma testleriyle yapıldığında saptanan koku problemleri, sadece hastaya koku şikayetinin sorulmasıyla saptananlara göre çok daha fazladır. Yani hastaların bir kısmı koku problemi olduğunun farkında dahi olmamaktadır. Koku testleri Covid-19 hastalarındaki koku alma probleminin %98 gibi çok yüksek bir oranda olduğunu göstermektedir.
Tat ve koku kaybının uzun sürmemesi için bunlara dikkat edin;
- Koronavirüsün mümkün olan en kısa sürede tespit edilmesi ve bir an önce tedaviye başlanması önemlidir.
- Kan pıhtılaşmasını önleyici kan sulandırıcı ilaçların kullanılmasına, hastalığa ait genel şikayetler düzelmiş olsa da birkaç ay boyunca devam edilmesi gerekir.
- B-kompleks vitaminleriyle birlikte, diğer vitamin ve mineral takviyelerinin kullanılması önerilir.
- Sıkça serum fizyolojik veya benzer yoğunluktaki tuzlu su karışımlarıyla mekanik burun temizliği yapılması büyük önem taşır.
- Tat ve koku kaybının uzun sürmesi durumunda mutlaka doktora başvurun.
Hibya Haber Ajansı