Bu köşe yazısına bir davetle başlıyorum. Aynaya bakar gibi şu ayetlerin karşısına geçin ve kendinize sorun: “Ben ne kadar Müslümanım?” Çünkü mesele camiye gitmek ya da oruç tutmak değil; mesele, bu hayat tarzını gerçekten benimsemek.
İşte karşımızda Kur’an’dan bir demet: İsraf etmezsin, dosdoğru yaşarsın, hak yemezsin, kibirden uzak durursun… Saymaya gerek var mı, hepsi yukarıda yazıyor. Ama gelin görün ki, toplumun hâli bu ayetlerin yanından bile geçmiyor. İsraf? Alışveriş merkezlerinde taşan poşetlere bak. Hak yemek? Torpille işe girenlerin listesine dön bir bak. Kibir? Sosyal medyada “ben bilirim” diyen koca bir ordu var.
İsraf Etmek: Modern Çağın Günahı
“İsraf etmeyin” der Kur’an. Peki, market arabalarını tepeleme doldurup eve yarısını çöpe atan kim? Şehirlerin elektrik harcamalarına, düğün salonlarındaki gösterişe bir bak. İsrafın sadece ekmekle sınırlı olmadığını hatırlatalım. Zamanımızı, enerjimizi, sevgimizi bile israf ediyoruz. Sonra ne oluyor? Vicdanlarımız yorgun, ruhlarımız fakir kalıyor.
Hak Yemek: Torpilin İbadeti Var mı?
Bakara 188, hakkı yememekten bahseder. Ama dönüp şu CV yığınının içine bir bakın: Kim kimin hakkını yiyerek o koltuğa oturdu? Torpil, adam kayırma, yolsuzluk… Bizim toplumda maalesef bir alışkanlık haline geldi. Oysa Kur’an, “Hak” diyor, biz “Haksızlıkta ustayız” diyoruz.
Kibir ve Kusur Araştırma: Sosyal Medya Çağı
Hucurât 12’ye göre Müslüman, kusur araştırmaz. Ama ne yapıyoruz? Instagram’da, Twitter’da saatlerce başkalarının hayatlarını didikliyoruz. Yetmezmiş gibi, bir de başımıza “her şeyi bilen” alimler kesilip ders vermeye kalkıyoruz. Oysa Tevbe 119 ne diyor? “Doğrularla beraber olun.” Yani otur, doğru bir adam ol da, başkasına laf atmayı bırak.
Samimiyet Nerede?
Şimdi soruyorum: Bu ayetlerin hangisinde, cuma namazında güzel giyinip çıkmak yazıyor? Ya da “Sadece Ramazan’da Müslüman ol” diye bir kural var mı? Samimiyet, ayetlere uymakla ölçülür, ritüellerle değil. Çünkü Kur’an bir yaşam rehberi. Müslüman, dürüst, alçakgönüllü, adil ve güvenilir bir insan demek. Ama biz, bunu ezberlemiş olsak da, hayatımıza geçirmeyi unutmuşuz.
Hulasa
Bugün toplumun aynasında baktığımızda, Müslüman kimliğinin ruhundan ne kadar uzağa düştüğümüzü görüyoruz. Kendimize dönüp şu soruyu sormak zorundayız: “Ben bu ayetlere ne kadar yakınım?” Çünkü samimiyet; camide, duada ya da paylaşımda değil, yaşamın ta kendisinde saklıdır. Ve gerçek iman, o aynaya baktığınızda kendinizi tanımakla başlar.