Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti’nin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "İran’ın batısı ve Irak’ın doğusunda meydana gelen depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Mevlam’dan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. İlgili kuruluşlarımız süratle bölgeye intikal etmiştir, iftiharla söylemek isterim ki depremzedelere ilk ulaşan ekipler bizim ekiplerimiz olmuştur. Arama kurtarma ekiplerimizin yanı sıra, acil tıbbi müdahale, insani yardım ve gereken her türlü desteği sağlamak üzere deprem bölgesine ulaştık. Kış mevsiminin yaklaşmasını da dikkate alarak 3 bin çadır, 3 bin ısıtıcı, 10 bin battaniye depremzedelere dağıtılmıştır. 50 tır insani yardım malzemesi, uzman personelle hala bölgede çalışmalar devam etmektedir. Dost ve kardeş Irak ve İran halkına buradan bir kez daha acılarını paylaşıyor ve başsağlığı diliyorum. Ayrıca, dün Antalya’da yoğun bir yağış ve fırtına meydana geldi. Ekiplerimiz hemen müdahale ettiler. Bu vesileyle Antalyalı vatandaşlarımıza geçmiş olsun diliyorum. Tabii ki en büyük tesellimiz can kaybı yok, bazı yaralanmalar maddi hasarlar var, bunları da en kısa sürede gidermiş olacağız" ifadelerini kullandı.
""FETÖ elebaşının tutuklanarak ülkemize iadesi, faaliyetlerinin kısıtlandırılması ve sonlandırılması talebimizi ilettik"
ABD ziyareti kapsamında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile bir toplantı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yıldırım, "FETÖ elebaşının tutuklanarak ülkemize iadesi, faaliyetlerinin kısıtlandırılması ve sonlandırılması talebimizi ilettik. 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlulularının adalet önünde yargılanmasının Türkiye için hayati öneme sahip olduğunun altını çizerek ifade ettik. Bu konuda somut adım atılmasını beklediğimizi kararlılıkla kendisine aktardık ve bunu söylerken bize kanıt, delil diyenlerin 11 Eylül hadisesinden sonra meydana çıkıp ‘Amerika saldırı altındadır, bu işi yapan da El-Kaidedir, Amerika'nın arkasında olan bizimle gelsin’ dediniz, biz de kanıt delil sormadık, oraya da asker gönderdik. 15 Temmuz’un failinin olduğunu sağır sultan olduğunu bildiği FETÖ’nün geriye verilmesi konusunda kırk dereden su getirmenin ne anlamı var? Bunları Türk Amerikan dostluğuna yakışmadığının altını çizdik. Ayrıca YPG ile ortaklığın geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdik" şeklinde konuştu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
"Adeta PKK’nın Suriye şubesi gibi çalışan YPG ve PYD örgütü maalesef orada DEAŞ’la mücadele adına ABD ile faaliyet gösterirken aynı zamanda da elde ettiği en gelişmiş silahları amcası olan PKK terör örgütüne aktarmaktan da geri kalmıyor. Bu iş birliğinin artık daha fazla sürdürülmesinin ilişkilerimizde tamiri imkansız hasarlar oluşturacağını bir kez daha yalın bir dille ifade ettik. PKK ile etkin mücadelenin anlık istihbarat değişimi ve örgütün finansal kaynaklarının bulunup dondurulması yönündeki beklentimizi ifade ettik. Amerika’da tutuklu bulunan vatandaşlarımızın durumunu da dikkatlere getirdik. Vize konusunun kısıtlı olarak başlaması ilk adım olmakla beraber normal seviyeye dönmesi beklentimizdir."
"Çok şükür ki bu sefer de çakıldılar"
Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirirken Türkiye aleyhine yapılan algı çalışmalarının üzerinde de hassasiyetle durulduğuna dikkati çeken Yıldırım, 10 Kasım’da Amerika’da olduğunu hatırlattı. Yıldırım, "ABD ziyareti sırasında şaşkınlıkla takip ettik ki birileri bütün Türkiye’nin ortak değeri olan Atatürk’ü hala tekellerinde görmeye devam ediyor. Bazı medya çevreleri de Atatürk tekelleşmesine çanak tutarak toplumda bir ayrışmayı körüklemeye çalışılıyor. Bazı basın yayın organlarına bakarsanız, akıl almaz ifadeler var, ‘AK Partililer Anıtkabir’de’. AK Parti kurulduğu günden beri Anıtkabir’e gidiyor, 10 Kasım törenlerine de katılıyor. Kaldı ki AK Parti’nin kurumsal anlamda veya AK Parti mensuplarından hiç kimseye parti mensuplarımızı Atatürkçülüğü kanıtlama gibi bir ihtiyacı yok. Ellerinde bunların sanki Atatürkçülük dedektörü varmış gibi ortalıkta gezinen siyaset hafiyeleri milleti fişlemeye, sosyolojik bir çatlak oluşturmaya gayret ediyor. Çok şükür ki bu sefer de çakıldılar" açıklamasında bulundu.
"Atatürk hiçbir siyasi kurum ya da kuruluşun tekelinde değildir" diyen Yıldırım, "Atatürkçülük lafla olmaz, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarma idealine hizmetle olur. Türkiye’nin her yerine üniversite açarsan, Anadolu’ya hızlı tren ağlarıyla donatırsan, Yavuz Sultan Selim, Osman Gazi Köprüsü gibi büyük eserleri milletin hizmetine sunarsan, tankını topunu tüfeğini üretirsen dünyanın en büyük havalimanını yaparsan Atatürkçülük budur. Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koymaktır. Türkiye için eser üretmektir. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin ortak değeridir. Toplumu bu konu üzerinden ayrıştırmak Atatürkçülük, vatanseverlik hiç değildir. Biz bu oyunu daha önce de gördük, şimdi de aynı şeyler tekrarlanıyor. AK Parti laikliğin de en sağlam teminatıdır" şeklinde konuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde alınan erken seçim kararına işaret eden Yıldırım, bu kararın hayırlı uğurlu olmasını temenni ettiklerini dile getirdi.
Yıldırım’dan ‘Rakka’ tepkisi
DEAŞ güçlerinin Rakka’dan tahliyesine ilişkin dış basında yer alan haberleri hatırlatan Yıldırım, "Suriye’den Rakka’ya ilişkin bir yeni rezalet ortaya çıktı. PKK terör örgütünün Suriye şubesi YPG ve koalisyon güçleri, sözde Amerika ve koalisyon güçleri ile beraber Rakka’yı DEAŞ’tan temizleyecekler ve oradan o bölgenin insanları gelip yerleşecek. Gel gör ki neler olmuş neler? Rakka’da DEAŞ’lıları temizlemek yerine Rakka’daki DEAŞ’lıları silahlarıyla birlikte Rakka’dan çıkmaları için destek olmuşlar. 50 tır, 13 otobüs, 100 tane araçtan oluşan, 50 tırın da 10 tanesi her türlü ağır silahlarla yüklü vaziyette konvoy yaparak Rakka’nın kuzeyinden sağ salim DEAŞ terör örgütlerini çıkarmışlar. Bu ne demek? Biz ne dedik Amerika’ya, bir terör örgütünü başka bir terör örgütüyle yok etmek için mücadele devletlerin yapacağı iş değildir. İşte sonuçlar ortaya çıkıyor. Oradan çıkan silahlarıyla serbest bırakılan DEAŞ mensupları başta Türkiye olmak üzere Amerika, Avrupa, dünyanın her tarafında kim bilir yeni masum insanların katline sebep olacak" dedi.
Yıldırım, şunları kaydetti:
"Teröristten fayda gelmez, bunları çarpışmadan anladıkları; bela benim başımdan gitsin de nereye giderse gitsin. Eğer böyle devam ederseniz bela gelir sizi bulur, başınızdan da gidemez. Onun için terör örgütlerine karşı devletlerin işbirliği önemlidir. Terörle işbirliği yaparak hiçbir şeyi çözemeyiz. Geldiğimiz noktada DEAŞ’la hesapta mücadele ediliyor. Nihayet yine Türkiye bir kez daha haklı çıktı. Bizim amacımız, bölgeyi istikrarsızlaştıran bu terör belasından kurtarmak. Bu Avrupa ve dünya şimdi düşünsün ne zaman DEAŞ teröristleri gelecek ve eylem yapacak. Şimdi orada kıstırdığınız terör örgütlerini bıraktınız tek tek dünyanın değişik yerlerinde etkisiz hale getireceğiz. Tabii bütün bunların bedelini bölgedeki insanlar ödüyor, bölgeye yakın ülkeler ödüyor."
"Değişime, dönüşüme, gelişime açık olmaya devam edeceğiz"
Ekonomiye değinen Yıldırım, yıl başından bu tarafa 13 milyar doların finans piyasasına girdiğini, Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu ve Türkiye’nin kalkınmaya devam edeceğini ifade etti. Yıldırım, dış çevreler tarafından 2018 için kaos, ekonomik kriz senaryosunun devreye sokulmaya çalışıldığını belirterek, bu konuda 2018 için gerekli tedbirlerin alındığını, büyümeye, iş üretmeye devam edileceğini söyledi. Yıldırım, hedefin 2018’de enflasyonla mücadele olduğunu kaydetti.
Belediye başkanlıklarındaki değişimlere işaret eden Yıldırım, "Görevi bırakanlara teşekkür ediyoruz, yeni göreve başlayanlara da hayırlı olsun diyoruz. Değişime, dönüşüme, gelişime açık olmaya devam edeceğiz. Değişimin öncüsü olan AK Parti devam eden kongre süreciyle kendisini yenilemeye devam ediyor. Milletin isteğini siyasetin bahçesi olarak gören AK Parti’den siyaset simsarlarına asla ekmek çıkmaz" dedi.
TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın ikinci dönem için tekrar aday olduğunu hatırlatan Yıldırım, "AK Parti grubu olarak meclis başkan adayımızın yanındayız, İsmail Bey'i destekliyoruz, başarılar diliyoruz, hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.
Yıldırım, grup toplantısı öncesi 14 Kasım Diyabet Günü standını ziyaret etti.