AVRUPA Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), bugün Türkiye’nin Avrupa’yla ilişkileri açısından en kritik oylamalardan birine ev sahipliği yapacak. Türkiye’nin, sekiz yıl kaldıktan sonra 2004’te, Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlayabilmek için gerçekleştirdiği reformlar sayesinde çıktığı denetim sürecine yeniden dahil edilmesi gündemde.
Atmosfer olumsuz
Basit çoğunlukla alınacak kararın aleyhte olması ve Türkiye’nin denetime alınması aynı zamanda Türk demokrasisinin bir alt lige düşmesi ve 13 yıl geriye dönüş anlamına gelecek.
Türkiye, denetim sürecine alınma
Sonucuyla karşılaşmamak için diplomatik girişimlerini son ana kadar sürdürdü. AKPM kulislerinden gelen sinyaller, daha önce oylamaları erteletmeyi başararak zaman kazanan Türkiye’nin işinin bu kez çok daha zor olduğuna son dakikada radikal bir gelişme yaşanmaması halinde oylamanın Ankara aleyhine sonuçlanacağına işaret ediyor. Zamanlaması açısından, 16 Nisan referandumuyla ilişkiliymiş gibi görünmekle birlikte denetim için oylama aşamasına gelinmesi yıllara yayılan bir sürecin sonucu. Türkiye denetim sürecinden çıkarken kendisine verilen 12 maddelik reformların büyük bölümünü hayata geçirmedi. Son yıllarda insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanında yaşanan olumsuz gelişmelere Venedik Komisyonu’nun son raporunun ve AGİT’in referanduma yönelik ön bulgularının eklenmesi bu aşamaya gelinmesi sonucunu doğurdu.
AB ile ilişkiler etkilenebilir
Denetim süreci, Türkiye’nin AB ile müzakereleri yürütmek için gerekli olan Kopenhag kriterlerini yeterli düzeyde karşılayamadığı anlamına geleceğinden Brüksel-Ankara hattında da olumsuz etki yaratma riski taşıyor. Olumsuz bir karara Türkiye’nin vereceği tepki AKPM’deki en önemli soru işaretlerinden birini oluşturuyor. AKPM kanadı, diyalog kanallarının açık kalmasından yana. Türkiye’nin aralarında heyet göndermeme ve bütçeye katkıyı düşürmenin de yer aldığı opsiyonlar üzerinde durduğu belirtiliyor.