Ey düşünce yolcuları! Geniş ufuklardan korkup dar patikalara sığınanlar! Türkiye, bir yanda bölgesel ve küresel güç olma mücadelesi verirken, diğer yanda bu mücadeleye seyirci kalan, hatta zaman zaman köstek olan bir muhalefet gerçeğiyle yüzleşiyor. “Ya Erdoğan’a yararsa!” korkusuyla atılacak her adımı baltalayan bir zihniyet… İşte karşımızdaki tablo bu!
Suriye’nin kuzeyinde teröre karşı verilen kararlı mücadelede bile destek yerine sessizlik. Türkiye, PKK ve YPG terör örgütlerinin inlerini yerle bir ederken, muhalefet bu çabaları küçümsemekle meşgul. Güvenlik, milletin en temel hakkıdır. Bu hak için mücadele eden bir iradeye sırt çevirmek, sadece devlete değil, millete de ihanettir.
Peki ya çözüm? Muhalefetin sunduğu bir alternatif var mı? Yok. Millet, geleceğe dair bir vizyon görmek istiyor, ancak muhalefet korkularıyla hareket ediyor. “Ya Erdoğan’ın hanesine yazılırsa?” kaygısıyla çözüm üretmekten kaçınıyor. Çözümsüzlüğün gölgesinde duran bir siyaset tarzı, bu milletin ihtiyaçlarına cevap veremez.
Türkiye, savunma sanayisinden terörle mücadeleye, dış politikadan ekonomik reformlara kadar birçok alanda kendi gücünü kanıtlıyor. Bunu yalnızca Erdoğan’ın başarısı olarak görmek büyük bir yanılgıdır. Bu, milletin ortak iradesi ve kararlılığıdır. Ancak, muhalefetin dar görüşlülüğü, bu iradenin önüne set çekmeye çalışıyor.
Bu millet kimin samimi olduğunu, kimin laf ebeliği yaptığını çok iyi ayırt eder. Milletin güvenliğini önemsemeyen, çözüm üretmek yerine eleştirmekle yetinen bir anlayışa prim vermeyecektir. Türkiye, geleceğe yürüyen bir iradeyle yol alırken, karanlıkta kalanları da kendi kaderleriyle baş başa bırakacaktır.
Ve unutmayın: Bu milletin tarihinde korkaklara yer yoktur. Tarih, mücadele edenleri yazar, tereddüt edenleri değil!