Eski Ayasofya imamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın sosyal medyadan bir feryat koparmış:
"Uyuşturucu belası memleketi sarmış..."
"Vahşi cinayetler işleniyor..."
"Başıboş köpek sorunu devam ediyor..."
Ve diyor ki:
"Meksika-Hindistan karışımı bir şey olacağız bu gidişle."
Hocam, hocam, hocam...
Şimdi sana sormak lazım:
- Sen bu gençler için ne yaptın?
- Nasıl bir uyarıcı vazife gördün?
- Yoksa sadece mugalata mı yaptın?
- Siyasilerle polemiğe girip meşhur mu oldun?
Yazıklar olsun!
***
Bakın, ben size bir şey söyleyeyim:
Ben çocuk yaşta medreselere gittim. Elifba cüzüyle Kur'an öğrendim. Daha ilkokula gitmeden Yasin-i Şerif'i ezbere biliyordum.
Peki ne öğrendik biz o yaşlarda?
- Edep
- Töre
- Millet olma şuuru
- Ahlak
Şimdi ne görüyoruz?
Hocalar ayrıştırıcı dil kullanıyor. İşleri güçleri toplumu bölmek.
Sosyal medyada her gün:
- Hurafe
- Uyduruk şeyler
- Dinle imanla alakası olmayan saçmalıklar
***
Geldiğimiz noktanın sorumlusu kim biliyor musunuz?
Başta siz, hocalar!
Siyaset kurumu ne yapsın? Onlar sadece zemin hazırlar.
Asıl iş sizde!
Ama siz ne yapıyorsunuz?
Önce gençleri dinden soğutuyorsunuz, sonra da "Aman Allah'ım, neler oluyor?" diye feryat ediyorsunuz.
Ayıp be hocam, ayıp!
***
Son söz:
Hani derler ya, "Önce kendine bak!"
İşte tam da bu.
Önce kendinize bakın hocam.
Bakalım o zaman Meksika mı olacağız, Hindistan mı...
Yoksa yine o güzelim Türkiye mi?