SONAR Araştırma Şirketi’nin Temmuz ayı siyasi parti oy oranlarına baktığımızda, Türkiye siyasetinde önemli bir değişim yaşandığını görmek mümkün. CHP %34,7 oy oranı ile öne çıkarken, AK Parti %28,3 ile düşüş trendini sürdürüyor. MHP %10,4, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEM Parti) %10,1, İYİ Parti %5,5, Zafer Partisi %5,1 ve Yeniden Refah Partisi %4,8 ile oylarını korumaya çalışıyor. Ancak bu tablo, AK Parti için ciddi bir uyarı niteliğinde.
AK PARTİ’DE İÇ ÇEKİŞMELER VE GRUPLAŞMALAR
AK Parti, uzun yıllar boyunca Türkiye siyasetinin en güçlü partisi olarak varlığını sürdürdü. Ancak son dönemde parti içindeki gruplaşmalar, hizipler ve önemli siyasi figürlerin dışlanması gibi unsurlar, partiyi ciddi bir çöküşün eşiğine getirdi. Ekonomik daralmanın devam etmesi, parti içinde oluşan küçük grupların sadece kendi çıkarlarını koruması ve genel merkezdeki isimlere yönelik tepkiler, AK Parti’yi yavaş yavaş eriten faktörler arasında yer alıyor. Parti içindeki bu rahatsızlıklara kimsenin müdahale etmemesi, yerel seçimlerden sonra bir toparlanma beklentisini de boşa çıkardı.
Daha önce AK Parti’nin iyiliğini düşünen ve partiye gönül veren isimler, partinin çöküşe gidişini durdurmak için sosyal medyada ve farklı platformlarda görüşlerini dile getiriyorlardı. Ancak artık bu isimler de suskunluğa büründü. İçerideki tepkilerin en büyük hedefi, özellikle eski İçişleri Bakanı Efkan Ala ve yerel yönetimlerden sorumlu isimler oldu. Genel merkezdeki yöneticilere yönelik artan tepki, AK Parti’ye bağlı kitlelerin bile partiden uzaklaşmasına neden oldu. Bu durum, AK Parti’nin oy kaybını hızlandırıyor ve parti giderek düşüşe geçiyor.
CHP’NİN STRATEJİK SESSİZLİĞİ VE MUHALEFETİN GÜÇLENMESİ
CHP cephesine baktığımızda ise farklı bir strateji izleniyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, parti olarak sessiz kalmayı tercih ediyor ve bu sessizlik, toplumsal muhalefeti otomatik olarak harekete geçiriyor. AK Parti’ye yönelik tepkiler dillendirilmezken, CHP’nin sessizliği AK Parti seçmenini de muhalefet saflarına çekiyor. Bu strateji, ince bir siyasetle CHP’nin toplumda muhalif damarı büyütmesini sağlıyor. CHP’nin bu sessizliği, AK Parti’nin içindeki sorunların büyümesine ve parti içindeki rahatsızlıkların daha da derinleşmesine neden oluyor.
CHP, bu süreçte toplumun kendiliğinden muhalefet yapmasına zemin hazırlıyor. Sessiz kalarak, AK Parti içindeki huzursuzluğu artırıyor ve seçmenlerin muhalefet cephesine geçmesine olanak tanıyor. Özgür Özel ve ekibi, bu stratejiyi bilinçli bir şekilde yürütüyor ve toplumda doğal bir muhalefet dalgası yaratıyor.
AK PARTİ’NİN GELECEĞİ TEHLİKEDE
AK Parti için bu durum, telafisi zor bir noktaya doğru gidiyor. Parti içindeki bölünmeler ve lider kadrosuna duyulan güvensizlik, AK Parti’nin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor. CHP ise bu süreçte, stratejik bir sessizlikle muhalefetini büyütüyor ve toplumsal desteğini artırıyor. Önümüzdeki süreç, AK Parti’nin eriyişinin devam edip etmeyeceğini ve CHP’nin bu süreçten nasıl bir kazanç sağlayacağını gösterecek.
Ancak görünen o ki, AK Parti içindeki çözülme ve parti tabanının bu duruma verdiği tepki, partiyi zor bir sürece sokuyor. CHP’nin bu süreçteki stratejisi ise AK Parti’nin kaybettiği desteği kendi lehine çevirebilir. Türkiye siyasetinde önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler, hem AK Parti hem de CHP için kritik bir döneme işaret ediyor. AK Parti’nin erirken CHP’nin nereye gideceği, bu stratejilerin nasıl şekilleneceğine bağlı olacak.