PERİYODİK olarak iş dünyasına dönük araştırmalar yapan Regus’un çalışma saatlerine ilişkin yaptığı anket sonuçlarına göre, Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısı günde sekiz saatten çok çalışıyor ve yaklaşık yüzde 40’ı akşam tamamlamak üzere eve düzenli olarak iş götürüyor. Regus’un 85 ülkede Sanayi, Üretim, Bankacılık, Danışmanlık, Perakende, Bilişim, Sağlık ve Medya sektörlerinde gerçekleştirdiği araştırmanın, Türkiye ayağında ortaya çıkan sonuçlara göre çalışanların yüzde 34’ü ve dünya genelinde çalışanların yüzde 38’i genellikle günde 9-11 saat arasında çalışıyor. Çalışanların yüzde 14’ü günde 11 saatten fazla çalışırken, bu oran dünya genelinde yüzde 10 oranında kalıyor.
Erkek eve daha çok iş götürüyor
Araştırmaya göre çalışanların yüzde 39’u haftada üç kereden fazla olmak üzere gün sonunda işlerini tamamlamak üzere eve götürürken, sabit ofis çalışanlarının yüzde 26’sı, uzaktan çalışanların yüzde yüzde 59’u işlerini tamamlamak üzere eve götürüyor. Kadınların yalnızca yüzde 5’i haftada 60 saat çalışırken, erkeklerin yüzde 12’si 60 saatin üzerinde çalışıyor. Kadınların aynı zamanda haftada üç kereden fazla olmak üzere eve iş götürme oranı erkeklere göre yüzde 16 daha az.
Fazla mesai üretkenliği düşürüyor
Regus’un Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Gary Gürtler araştırmanın, iş ve ev arasındaki keskin çizginin belirsizleştiğini ortaya koyduğuna dikkat çekerek, “Bu fazla mesai uzun vadede çalışanların hem sağlıkları, hem de üretkenlik seviyelerini önemli ölçüde hasara uğratabilir. Çünkü çalışanlar kendilerini çok zorlamakta ve hoşnutsuz, depresif ve hatta fiziksel olarak hasta hale gelmektedir” dedi.
Uzaktan çalışanlar daha başarılı
Gürtler ayrıca şunları söyledi: “Araştırmamız uzaktan ve mobil çalışanların genelde uzun saatler çalıştığı sonucuna ulaşırken, uzaktan çalışanların daha üretken olduğuna, daha yüksek bir iş tatminine ve daha düşük stres seviyelerine sahip olduğuna dair bulguların giderek daha güçlendiğini göstermektedir. Bu çalışanlar ulaşıma çok daha az vakit harcamakta ve işlerine daha çok zaman ayırabilmektedir. Çalışanlarının evlerine daha yakın yerlerde çalışmalarına ve zamanlarını daha bağımsız bir şekilde yönetmelerine olanak sağlayan işletmeler, yetersiz iş-hayat dengesinin getirdiği stresi dengeleyecek ve daha üretken, işine bağlılık duyan ve sağlıklı bir personele sahip olacaktır.”